|
|
|
|
Atatürk Stadı'nda dün gece bir "kahır" maçı izledik... Dünya Kupası Grup Elemeleri'nde pamuktan yumuşak diye bellediğimiz Makedonya, demirden sert çıktı. Sert çıktı da, Türkiye ne yaptı? Aslında bu demir sertliğini eritebilir, maçı isteğimiz gibi sonuçlandırabilirdik. Ama olmadı. İşin başına gelelim. İlk yarıda bir Milli Takım seyrettik ki, dudaklarımız uçukladı. Topu alan her futbolcumuza presi koyan ve sahanın hiçbir yerinde "as" diye bildiğimiz futbolculara adım attırmayan Makedonya, Makedonya olalı hayatının en kolay iki golünü attı. İlk 20 dakikada bir de baktık ki 2-0 mağlubuz. Bu şok goller oyun disiplinini iyice bozdu. Ama işin aslını söyleyelim. İlk yarıda Oktay'ın futbol oynamadığını, bir tek Şenol Güneş görmedi galiba. Bir de Hakan'a gelelim. İnter'li Hakan'ın kaçırdığı bir gol pozisyonu vardı ki, İnegölspor'lu Hasan atardı. Bu görüntüler içinde maç bitti derken Allah'tan Alpay çıkıverdi ortaya. İleride Hakan'ın, Oktay'ın ikinci yarıda oyuna giren Hasan Özer'in yapamadığını becerdi de, hiç olmazsa maçı da kurtardık. Makedonya beraberliğinin çok kötü sonuç olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz. Ancak, bu kötü sonucun yaratıcıları sadece sahadaki futbolular ve teknik direktörleri Şenol Güneş değildi. Cumartesi Azerbaycan galibiyetinden sonra, Bursa'da stad ve protokol kriziyle huzursuzluk ortamını üreten Haluk Ulusoy ve Federasyonu mutlaka ki suçlular arasında sayılmalıdır. Biz de böyle bir ortamda, dışarıdan motivasyonu bozulan Milli Takım'da bir de beceriksizlik ve şanssızlık faktörü ortaya çıkınca işin başında "kazandık" dediğimiz maçı bir puanla zor kurtardık. Kaybımız fazla büyük değil. Çünkü Azerbaycan'ın Slovakya'yı yenmesi dün geceki Bursa krizini nispeten yumuşattı.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |