|
|
|
|
Azeri gardaşların Slovakya'yı bir güzel hallettiği bomba gibi düşmüş Bursa'nın yeşiline. Bize de kalmış "Makedon'u indirmek..." Yani "erken koparmalıyız Makedon'un lastiğini..." Maç başlayınca baktım ki Emre, uçkurundan yapışmış Makedon'un orta sahasına. Bire birlerde hep zorluyor, her seferinde de geçiyor. Ama rakip sert ve bırakıyor golü kalemize dakika 8'de... Azerbaycan kadrosu ve modelini aynen bu maça dökmek hata gibi geliyor bana. Bakıyoruz rakip jilet... Üstelik geriye de bir Fatih Akyel ihtiyacı doruklarda. Sadece Emre adam eksiltebiliyor. Anlıyorum ki, bize iki Emre lazım, ikincisini de "sola yakın oynatalım" diye. Bunları kafamda tokuştururken 20'de ikinci gol geliyor ve mideme oturuyor... Ardından Emre gol yerine Oktay'ı, Hakan ayak yerine kafayı, Oktay boş kale yerine reklam panosunu, hakem de penaltı yerine nasihatı seçiyor. Kahırlardayım... Dünya'da eşi az bulunur bir seyirci önünde iki tane yemişim. Tam ümidimi kesecekken Hakan'ın boş kaleye yapamadığını Alpay dolu kaleye yapıyor. Aslında kafa filan atmıyor, kafasını sokuyor Makedon kalesine... İkinci yarıda "ikiz kuleler" ve belli ki "doldur boşalt." Biz, onları eksiltemeyince, ikinci sarı karttan Kristev kenara ve rakip de bir eksik. Şimdi lazım 2 gol. Okan, her iki direkte de iki kere beraberliği yapamıyor. Arkadan Emre direği kırıyor 59'da, sonra Alpay ayağını sokuyor bu kez Makedon kalesine. Berabereyiz. Ardından sahada herşeyi yapan Alpay kaptırıyor, Bülent mecburen indiriyor, Nikolovski Rüştü'yle karışık yine geri düşürüyor bizi. 10 kişiyle gömülen Makedonya'yı açamıyoruz derken Alpay son 15 dakikaya berabere girmemizi sağlıyor. Ama Hakan gününde olmayıp, darmadağınık görüntüsüyle bizim üç gün arayla iki maçı beceremediğimizi gösterdi. Daha önce Finlandiya, sonra Slovakya, şimdi de Makedonya bize aynı zararı verdi.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |