|
|
|
|
Yeni "kurtarıcımız" Kemal Derviş de eski kurtarıcılar gibi aynı sözleri söylemeye başladı; "Program uygulanırken toplumun her kesimi fedakarlıkta bulunacak ama gücü olan daha fazla fedakarlıkta bulunacak." Ben 24 Ocak da dahil "Türkiye'yi düze çıkarmak" için uygulanan bütün "istikrar programlarını" bir ekonomist olarak yakından izledim. Hangi kesimlerin ne acılar çektiğini, "bankerlik faciası" dahil çok yakından tanığı oldum. Bu programların faturası, sonunda, "gücü olana" değil, geniş halk kesimlerine çıkıyor. Zaten yıllardır sürüp giden "yüksek enflasyon" yüzünden gelir dağılımı bozulmuş ve "fakiri daha fakir, zengini daha zengin" olmuş ülkemin insanları kazığı yiyor. Her iki yılda bir "fedakarlık yapacağız ve enflasyon düşecek. Bir kaç yıl daha dişinizi sıkacaksınız" denilerek, bu insanlardan "fedakarlık" bekleniyor. Kimsenin gönüllü olarak fedakarlık falan yaptığı ya da yapacağı yok. Ama hükümettekiler "fedakarlık şartlarını" öyle bir "dayatıyorlar" ki, sıkıysa fedakarlıkta bulunma. Şimdi "Amerika'dan ithal kurtarıcımız" Kemal Derviş de, o sempatik yüzünün arkasına gizlenerek yeni "fedakarlık örnekleri" istiyor. Uzun yıllar Amerika'da bulunduğu, Türkiye'yi sadece "internet sitelerinden" ve Amerika'da yayınlanan gazetelerden takip ettiği için Türk halkının ne durumda olduğunun farkında değil. Kemal Derviş, "Türk toplumu açıklık istiyor, şeffaflık istiyor. Bir çok güçlüğe katlanmaya hazır. Güçlükler olacaktır. Bu programdan ve bu ağır bunalımdan bazı fedakarlıklara katlanmadan çıkamayacağız. Bu fedakarlıkların sonunda düze çıkabileceğimize ve çok daha iyi günlere birlikte gidebileceğimize toplumun inanması lazım." diyor. Halk tükendi artık
Kemal Derviş, Türkiye'yi "çok iyi" tanımadığı için "olmaz şeyleri" istiyor. Bir kere Türk halkında "fedakarlıkta" bulunacak "bir hal" kalmamıştır. Bunun en güzel örneğini bir gazetemiz iki bayram öncesi, aynı alışveriş yerinin resmini sayfalarına koyarak gösterdi. Bu fotoğraflar "Türk halkının bittiğinin" resmi idi. Gazete fotoğrafları, "Burası, İstanbul'da dar gelirlilerin alışveriş yaptığı Beyazıt Meydanı. İlk fotoğraf Şeker Bayramı arefesinde çekildi... Yine bir kriz sonrasıydı ama her yer insan doluydu. İkincisi bu bayramdan: Tezgahlar açık.. Ama müşteri yok.. Siftah yok.." başlığı ile sunmuştu. Halkımız "Bayramda yeni giymek sevaptır" sözünün gereğini bile yerine getiremez hale gelmiş, bu bayram alışverişe çıkamamıştı. Halkımız, "çıpalı döviz kuru" uygulaması için "ekonomiyi kurtaracak tek çözüm" diyen Ecevit'in, o program "foss" çıkınca, "dalgalı döviz kuru" için de "batmak üzere olan ekonomiyi kurtaracak tek çözüm" olarak önerdiğini biliyor ve bu yüzden "Ecevit'e güvenmiyor." Zaten Kemal Derviş de her geçen gün "açmazları" tek tek görüyor. Önceki gün "esenliğe çıkmak için 100 milyar dolar gerekiyor" demişti. Şimdi de "Üç partinin özelleştirme konusunda "tam mutabakat" halinde olması gerekiyor." diyor. Bu o kadar zor ki; üç partiyi özelleştirme konusunda aynı noktaya getirip "parti programlarına" aykırı davranışa sokmak gerekir. Bu da "Türkiye ekonomisini kurtarmaktan" daha zordur. Dedim ya Kemal Derviş, hep olmazları istiyor. Neden acaba? Yoksa o da "Bu şartlarda çalışıp sonuç almak mümkün değil" deyip çekip gidecek mi?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |