T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Şap mı, afiyet olsun!

İstanbul Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Nazlı, şap hastalığı bulaşan hayvanları "birşey olmaz" diyerek yiyenlere, "Afiyet olsun!" dedi.

Deli dana hastalığından sonra Türkiye'nin gündemine oturan şap hastalığı hakkında geleneksel yollarla öğrenilen bilgiler kafa karıştırıyor. Şap hastalığı nedeniyle hayvanları değişik yöntemlerle imha edenler bir yana, hayvancılıkla uğraşan pekçok kişi "Şap hastalığından birşey olmaz" diyerek hayvanlarını beslemeye ve hatta kesip yemeye devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi ve Veteriner Gıda Hijyenistleri Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Bülent Nazlı, bilinçsizlik nedeniyle şap hastalığını önemsemediği için önlem almayan, tedavi yoluna gitmeyenleri kınayarak, "Şaplı hayvanı kesip yemeleri onların bilinçsiz olduklarını gösterir. Şap hakkında söylenenleri kulakardı ederek, hayvanı kesip yiyenlere de afiyet olsun" dedi.

Ne tehlikeler var!

Gıda yoluyla geçen hastalıkların zararlarının 30 yıl sonra bile görülebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nazlı, hayvan yetiştiricilerinin, şaplı hayvan etini yemelerine anlam veremediğini belirterek, "Şap virüsü, midedeki asit tarafından yok edilebiliyor. Fakat yine de insanlar, şaplı hayvan etini yiyerek yanılgıya düşmesinler" diye konuştu. Vatandaşları, satın aldıkları etin veteriner hekimler tarafından incelenmesi şartını aramaları konusunda uyaran Nazlı, tüketicinin bilinçlenmesi halinde şap virüsü taşıdığı bilinen etlerin satılmayacağını söyledi. Sığır vebasının şaptan daha tehlikeli olduğuna, Türkiye'de, veba, tüberkülöz, brucella, kuduz, antraks ve deli dana gibi insanlara da bulaşan 300'e yakın ihbarı mecbur hayvan hastalığı bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nazlı, Avrupa ülkelerinde hasta hayvanlardan, yakıldıktan sonra et ve kemik unu olarak faydalanıldığına dikkat çekti. Nazlı, şaplı bir hayvanın zararlarından kurtulmak için, hayvanın yakıldığını ya da çok derine gömüldüğünü anlattı.

Prof. Dr. Nazlı, Türkiye'de bu tür hastalıklarla karşılaşılmasının öncelikli sebebi olarak, devletin sorumsuzluğu, veteriner hekimliği hizmetlerinin yetersiz kalması, koruyucu hekimliğe yer verilmemesi ve tüketicinin bilinçsiz olmasını gösterdi. Nazlı, Avrupa ülkelerinde satılan etlerin etiketlerinde "Biz inceledik ama yine de hastalık olabilir" gibi açıklamalar bulunduğu ifade ederek, "Tüketici de bu açıklamaya bakarak eti satın alıyorsa ona göre pişirme tekniklerini kullanıyor" diye konuştu.

ŞAP NEDİR- Çift tırnaklı hayvanlarda (sığır, domuz, koyun, keçi) görülen, akut bulaşıcı ve ateşli bir hastalıktır. Hastalığın ilk dönemlerinde yaklaşık 42 derece ateş beliriyor. İlerleyen dönemlerde ise hayvanın dudak kenarları, ağzı, ağız içi, dil kenarları ve ayak parmaklarının aralarında, içinde sıvı bulunan, kırmızımsı, bazan 5 santime varan lejyonlar şeklinde ortaya çıkıyor.



12 Mart 2001
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED