T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Düş ile gerçek arasında

Günümüz edebiyatı bilindiği gibi özne / nesne, düş / gerçeklik, görüntü / töz, trajedi / ironi vb. gibi düalitelerle çalışan geleneksel / modern edebiyatın birebir betimlemeye dayanan -bu ister realizmde olduğu gibi düşsel dünyanın resmedilmesi olsun, ister romantizmdeki gibi ruhbilimsel içsel katmanların ortaya konuşu şeklinde olsun- eğiliminin aşılmaya çalışıldığı bir zeminde ilerliyor. Ancak bu olgu, eski edebiyat kurgusunun büsbütün dışlanması yerine yeni tekniklerle eklemlenmesi anlamına geliyor. Bu bakımdan büsbütün yeni ya da büsbütün eski yerine, metinde kullanılan yordamların ağırlığına göre nitelemeler yapılabilmekte.

Murat Kapkıner'in onsekiz yıllık bir aradan, "Karanlıktakiler"den sonra yayımladığı romanı "Wesirfinger Pastanesi"ni ve ardından çıkacak olan "İblis'in Son Savunması"nı bu bağlamda değerlendirmek gerekirse, ilkinin modern eğilimin yazarın kahramanlara, gerçekliğin düşe karışmadığı (her ne kadar yer yer düşsel öğeler barındırsa da) bir doğası varken, ikinci romanda "İblis'in Son Savunması"nda ise düşsel, irreel bir kurgunun metne temel yapıldığı söylenebilir.

"Wesirfinger Pastanesi" yeni teknikleri, düşsel öğeleri gözardı etmeyen ama yaşam gerçekliğini de bütün somutluğuyla açığa çıkarma çabasında bir çalışma. Metnin tek görünen kusuru daha fazla işlenebilecek bir malzemeye sahipken biraz kısa tutulmuş, biraz aceleye gelmiş izlenimi uyandırması.

Beş asli karakter çevresinde örgüleşen yapıt, yazgı, özgürlük, rastlantı ve aşkınlık temaları üstünde yoğunlaşıyor. Bazen Adelgard, Yaşlı Şeyh ve Savaşçı Osman'ın varoluş ilişkileriyle açılan metin, onlara İmparator İdris ve Taşralı Hasan'ın katılmalarıyla sürmekte. Alponso Lingis'in deyimiyle "ortak bir şeyleri olmayanların ortaklığı" zemininde, bu insanlar, sonuç itbariyle sürekli negatif akan yaşamlarından, yazgılarının önüne geçilemeyen felaket hattından ötürü, varoluşlarından umudu kesmekle, ona ironiyle bakabilmekle ortak olabilmektedirler. Bu, bir bakıma bu insanların kendilerini azad etmeleridir. Çekilen sıkıntının artık etki yapmadığı bir kerteye varmaktır.

Sonuç olarak denilebilir ki, "Wesfinger Pastanesi" işlediği temaların ağırlığı açısından felsefi roman kategorisine girmekle beraber, kuru ve yavan kuramsal kurgularda, bilgiççe öğüt veren sıkıcı diyaloglarda tüketmiyor kendini.Yapıt, yazarın diğer romanlarıyla birlikte okunduğunda, romancının değişmeyen ama gelişen üslubu, insan varoluşunun trajik karakterinin ironik anlatımı ve romanlararası felsefi süreklilik daha derinden görülebilecektir. Beyan Yayınları / Tel: 0 212 512 76 97



19 Mayıs 2001
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED