T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sayın Bay, lütfen cevap verin!

Sayın Bay; adınızı, kimliğinizi, "ne"yle iştigal ettiğinizi saklı tutuyorum; adınızın ve kimliğinizin, en azından bu yazı bağlamında hiçbir ehemmiyeti yok; belki de bir anlayışı, bir siyasî tavrı, bir zihniyeti temsil ettiğiniz için.

Ama siz, kim olduğunuzu biliyorsunuz.

TOBB Başkanı Fuat Miras'ın Genelkurmay ziyaretini, "28 Şubatvari çağrışımlara yol açtığı için" makul karşılamadığınızı, çözüm yerinin Meclis olduğunu söylüyorsunuz.

Haklısınız.

Hükümet ortakları da bu konuda görüş birliği içinde.

Günlerdir bu köşede, ekonomik krizin nedeni yalnızca parlamento ve temsil mekanizmasıymış gibi, Anadolu'nun dörtbir yanından yükselen protestoların, doğrudan siyaset adamlarını hedef aldığını; bu tepkilerin, haklı da olsa, son günlerde mihver değiştirip parlamentoya ve siyaset kurumuna karşı, her düzeyden kabul gören bir "çürütme kampanyası"na dönüştüğünü yazıp duruyorum.

Siyasetin alternatifi, Devlet Bahçeli Bey'in de buyurduğu gibi, siyasettir.

Ama, ortada bir kandırmaca bulunduğunu da, bu arada, teslim etmeli.

İktidarlarını siyaset dışı odaklara borçlu çevrelerin, hele Meclis'teki yüzkızartıcı "iç tüzük değişikliği"nden sonra, yeniden siyasetten medet umar hale gelmeleri, sizin de kabul buyuracağınız gibi, zavallılığı da aşan bir çaresizliğe işaret ediyor.

Haklısınız da, sözü dinlenir bir aydın, birinciye gelen bir "kanaat önderi", 28 Şubat'ın tamama ermesinde yaratıcı katkılarını esirgemeyen bir "özel görevli" olarak, neden kendinizi muaf tutuyorsunuz bundan?

28 Şubat sürecinde de katledilen siyasetti.

28 Şubat sürecinde de Fuat Miras Genelkurmay koridorlarını aşındırıyordu.

O tarihte siz, "Genelkurmay'dan bir yetkili beni aradı, dedi ki..." türünden, şaibeli kaynaklara gönderme yaparak yazdığınız yazılarla, Meclis'i devre dışı bırakmaya çalışanlara lojistik destek sağlıyor, çözümü Meclis'te arayanları "ahmaklık"la suçluyordunuz.

Şimdi "Çözüm yine Meclis çatısı altında" derken hiç mi yüzünüz kızarmıyor?

Bu vesileyle, daha önce üç kez sorduğum, ama cevap alamadığım sorumu, "sahih", "inandırıcı", demokratik terbiyeye uygun bir cevap alırım umuduyla yineliyorum:

Devlet düzeninin dine dayandırılmasına hep karşı çıktınız, bu uğurda savaş bile verdiniz; peki, aynı biçimde, devlet düzeninin bir "izm"e, bir ideolojiye, bir paradigmaya, bir total devlet anlayışına dayandırılmasına da karşı mısınız?


12 Nisan 2001
Perşembe
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED