Strateji-Mori Araştırma Şirketi Genel Müdürü Selim Oktar, seçmenler arasında özellikle son yıllarda, hiçbir partiye oy vermeme davranışının ağırlık kazanmaya başladığını bildirdi.

Genç Yönetici ve İşadamları Derneği'nin (GYİAD) öncülüğünde, Arı Hareketi, Türk Genç İşadamları Vakfı ve Güçlü Türkiye Projesi ile birlikte organize edilen, 'değişim sürecinde Türkiye' toplantısında konuşan Selim Oktar, bugüne kadar 'kararsız' olarak tavır belirleyen insanların artık kendilerini, 'hiçbir partiye inanmayan kişiler' olarak tanımladıklarını vurguladı.

98'den sonra arttı

Seçmen davranışlarında Aralık 1998'de başlayan ve son yıllarda gittikçe güçlenen, hiçbir partiye inanmama olgusunun kendilerini de şaşırttığını kaydeden Oktar, "Ankete giden arkadaşlarımıza insanlar, özelikle hiçbir partiye oy vermeyeceklerinin belirtilmesi talebini iletmeye başladı. O zamana kadar bu kitle için 'kararsız' şıkkımız vardı. İnsanlar kendilerini ısrarla kararsız değil, 'hiçbiri' olarak tanımlamak istedi. Biz de anketlerde hiçbiri diye yeni bir şık keşfettik" dedi.

Oktar, özellikle ekonomik krizden sonra yapılan araştırmalarda hiçbir partiye inanmayan kitlenin yüzde 67 gibi çok önemli bir çoğunluğu oluşturmaya başladığını vurguladı. Yaklaşık 40 milyon seçmeni bulunan Türkiye'de, oy vermeyi düşünmeyenlerin sayısı da 26 milyonu aşıyor.

Oktar, hiçbiri vurgusunu yapan kitlenin de daha çok ortanın sağ ve solunu temsil eden insanlardan oluştuğunun altını çizerek, merkezden kaçan oyların aşırı uçlara kaymadığını da ifade etti.

Sarsılan değerler

Oktar'ın ilginç bir tespiti de, "sarsılan değerler" sistemi. Türkiye köşe dönmeciliğin, lüks ve israfın moda olduğu, adam kayırmacılığın yaygınlaştığı çıkarcı bir dönemden, tevazu, sadelik ve dürüstlük gibi değerlerin ön plana çıktığı bir döneme geçiyor.

Etik değerler yükseliyor. İşinin ehli olma önem kazanıyor. Halkta iki yüzlülük ve yolsuzluğa karşı büyük bir tepki oluşuyor. Yeni dönemde bu yeni değerleri temsil eden liderlerin dönemi olacak.