YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Türkiye liderini arıyor

Özal, 1993 yılında Avrupa Birliği'ne tam üye olmak için başvurulduğunda "Bu Türkiye'nin aşması gereken uzun ince bir yolun başlangıcıdır" demişti.

Her Anadolu insanı gibi, yetmiş öncesinde Özal da Avrupa Birliği'ne karşıydı. O yıllarda Özal DPT'de müsteşardı. Türkiye her alanda tam bir yatırım yoksuluydu.

Hiçbir alanda yeteri kadar yatırım yapılamamıştı. Yabancı sermaye yok denecek kadar azdı. Her alanda talep arzı kat kat aşıyordu. Bu yüzden her ürünün çift fiyatı vardı.

Seksenli yıllarda, özellikle "24 Ocak" kararlarıyla, ülke ekonomisi dış pazarlara açılarak, dünya fiyatlarına ayak uydurma yolunda önemli adımlar atıldı. Yerli sanayiyi koruyan gümrük duvarları büyük ölçüde kaldırıldı.

Başta Anadolu holdingleri olmak üzere, Türk şirketleri Avrupa'nın köklü kurum ve kuruluşlarına ayak uydurmasını başardı. Artık Anadolu holdingleri de Avrupa ülkelerinde ciddi yatırımlar yapmaya başladı.

Avrupa Birliği'nin uzun ve ince yolunda sorun, ekonomiden daha çok siyasi yapının topluluk standartlarına uyum sağlamasında düğümleniyor. Ekonomik alandaki gelişmeyi siyasi çevreler izleyemedi.

"Katılım Ortaklığı Belgesi"yle uzun ve ince bir yol yeni boyutlar kazandı. Türkiye sosyal ve kültürel yapısıyla birlikte "yarı askeri" demokrasisini de yeniden yapılandırmak zorunda. Avrupa'da askerlerin yönettiği bir demokratik ülke yok.

Türkiye'nin Avrupa ülkeleri standartlarında bir demokrasiye kavuşabilmesi için, ordu üzerinde sivil denetimin sağlanması gerekir. Bunun için de "Anayasa"nın değiştirilemeyen maddeleri başta olmak üzere, bütün maddelerin gözden geçirilmesi zorunludur.

Avrupa ülkeleri Kıbrıs, Ege ve Ermeni sorunları gibi, uluslararası sorunlar üzerinde durarak, ulusal sorunlara gelmede pek acele etmiyorlar. Çünkü onlar "28 Şubat" dahil, Türkiye'deki bütün darbelerin baş destekçisi oldular.

NATO'ya yeni katılacak ülkelere, ordu baskısından arındırılmış sivil bir yönetim "olmazsa olmaz" bir şart olarak ileri sürülüyor. Diğer yandan aynı NATO yıllarca üyesi olan Türkiye'deki askeri müdahaleleri hiçbir zaman tartışma konusu yapmıyor.

Anadolu insanının işi oldukça zor. Çünkü o hem ülke içindeki, hem de ülke dışındaki dayatmacı güçlerle mücadele etmek zorunda.

Dayatmacı yapının kurulması, Avrupa Birliği'ne giden yoldan daha uzun ve daha ince bir yola benziyor. Aşılması yıllar alabilir.


4 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazif Gürdoğan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...