T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
'Harika çocuklar'ın şarkısı...

Ufuk çizgisinde biten bereketli toprakların "altın çocukları" Güney Kore'de son veda maçında milletçe umutlarımızı ve geleceğimizi yeniden ateşledi. Dünya Kupası'nın uzun ince yolunda "umut" gökte bir dolunay gibi hep yanımızdaydı...

Hakanlar'ın, Emreler'in, İlhanlar'ın, Rüştüler'in, Hasanlar'ın, Alpaylar'ın ateşlediği o muhteşem umut, nur yüzlü bir yol arkadaşıydı kupa boyunca... Ne zaman başımızı kaldırsak orada bir inci gibi parlıyordu umut, eteklerinden renkli haleler saçan sihirli bir ebemkuşağı gibi...

Coşkunun, sevincin zaman zaman bir bulutun arkasına çekilip gizlendiği anlarda bile, yüreklerde büyüyen "zafer"in mahcubiyetinden soyunup yeni bir raksa başladığını gördük.

Baharı uğurlayıp yazı karşıladığımız bütün haziranlarda hep bu haziranları bekledik. Bu ömrümüzün en güzel haziranı oldu...

Yıllardır iki bahar arasında sıkışıp kalan umutlarımızı ilk kez 'Haziran'ın coşku ve isyanlarıyla buluşturduk. Şimdi artık haziranlarda âşık, haziranlarda kalbimizin sultanlarıyla buluştuk.

Ve şimdi haziranda sevmek, üzerine çiğ düşmüş bir gül kadar taze, aşk kadar güzel...

Bunca yıl geride kırık dökük haziranlar bırakarak geldiğimiz bugünlerde, futbolda dünya üçüncüsü olan ayyıldızlı çocuklarımızın başarısı, muhteşem bir güneş gibi doğdu "kriz kâbusları"yla uyandığımız sabahlara...

İyi ki, gidemediğimiz uzak denizlerde "altın çocuklarımız" var, çoğu zaman biz olmadan dönen dünyanın yörüngesinde yıllarca kendi ülkesinde bile horlanan "Türk çocukları"nın zafer şarkıları var...

Şenol Güneş ve Milli Takım'ın "harika çocukları", yıllardır Türk toplumunun belki de çok "uzak hayaller" olarak gördüğü başarıların altına imza attılar. Omurgası kırık bir Başbakan'la yönetilmeye mahkum olmuş bir ülkede bundan daha büyük bir sevinç olabilir mi?

Bu ülkede umudun bitmediğini; dahası, bilginin, becerinin, analizin ve hayal etmenin insanları hâlâ yüksek hedeflere ulaştırabildiğinin bundan güzel delili olabilir mi?

Futbolumuzla güzelleştik, içimizdeki dostluk ruhunu Kore'den bütün dünyaya yayarak medeniyetimizle güzelleştirdik.

Teşekkürler çocuklar...

Teşekkürler Hasan Şaş, teşekkürler Yıldıray, teşekkürler Rüştü ve teşekkürler tek vuruşla tarihe geçen Hakan Şükür... Hepinize teşekkürler.

Bir teşekkür daha var. O da takımın liderine, Şenol Güneş'e. Büyük oynadı, takımını büyük oynattı ve kazandı. Çıtayı kimsenin hayal edemeyeceği yere koydu, kendisine birakılan mirası kat be kat büyüttü.

Bu her yönüyle hak edilmiş ve hak edildiği biçimiyle kazanılmış bir zaferdir...


30 Haziran 2002
Pazar
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED