T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Rusya denetim raporu ve Rusya'da din hürriyeti

Avrupa Konseyi'nin Nisan ayı genel kurul toplantısında, Rusya'nın "denetim raporu" ve "Rusya'da din Hürriyeti" konulu iki rapor tartışıldı. Bu iki rapor hakkında, Avrupa Demokratları Grubu'nun görüşlerini açıklamak üzere bana sözcülük görevi verildi.

Ben grup sözcüsü olarak Avrupa Demokratları Grubu'nun görüşlerini yansıtan bir konuşma yaptım. Bu konuşmada aşağıdaki hususları belirttim.

"Avrupa Demokrat Grubu adına söz almış bulunuyorum. İlk önce, bu zor ve güzel çalışmalarından dolayı raportörleri tebrik ederim."

"Grubumuz bu iki rapor hakkında da kabul oyu vermeyi kararlaştırmıştır. Çünkü, Rusya, Avrupa Konseyi üyesi olduğu günden beri, yüklendiği taahhütlerin büyük bir kısmını yerine getirmeyi başarmıştır. Ancak, siyasi grubumuzda, üyelerimizin dile getirdiği bazı konular vardır ki, bu konulardaki taahhütler henüz tam olarak halledilmemiştir."

"Rusya gibi, Avrupa Konseyi'nin en büyük nüfusuna ve coğrafyasına sahip bir ülkenin üye olmasından beri geçen altı yedi sene gibi kısa bir sürede, bütün taahhütlerinin yerine getirilmesinin güçlüğüne burada işaret etmek isterim. Üstelik, 70 yıllık komünist bir idareden sonra Avrupa Konseyi standartlarını tam olarak ulaşılabilmesinin güçlüğü ortadadır."

"Bununla beraber, grubumuzun işaret ettiği noksanları burada sıralamak istiyorum:"

"Rusya'nın taahhütlerine ters düşen uygulamalardan bir tanesi, Rus Ortodoks Kilisesi ile, Katolikler arasındaki ayırımın giderilememesidir. Figaro gazetesi dünkü sayısında, Rusya'da, bir Katolik rahibin, vizesi bulunduğu halde, zorla hudut dışı edildiği haberi vardır."

"Bundan başka grubumuz üyelerinden birçokları, din hürriyetine karşı olan uygulamalara ait misaller vermişlerdir. Bu misallerden sadece birkaç tanesi şunlardır:"

"Rus idarecileri, bir çok yerde Katolik kiliselerinin yapılmasına müsaade etmemişlerdir. Sibirya'da Katolik papazlar, zaman zaman, gizli polis tarafından sorgulanmıştır."

"Rusya'nın birçok şehirlerinde anti-Katolik gösteriler yapılmaktadır. Bununla birlikte, Rusya'nın bazı bölgelerinde, Rus hükümetinin arzusu dışında, Katolikler dışındaki dini gruplara baskı uygulanmaktadır."

* * *

Konuşmamda, Rusya'daki ayırımcılığa temas ettiğim ikinci nokta, Mesket Türkleri'nin durumu olmuştur:

"Rusya'da, dini ayırımcılık yanında bazı etnik ayırımcılıklardan da şikayet edilmektedir. Bunlardan bir tanesi, Rusya'da yaşayan Mesket Türkleri'ne karşı uygulanan ayırımcılıktır."

"Mesket'ler, Stalin zamanında, zorla yurtlarından göç ettirilerek, Orta Asya'nın çeşitli ülkelerine yerleştirilmişlerdir. Orta Asya Cumhuriyetleri'nin istiklaline kavuşmasından sonra, bunların iskan edildiği yerlerdeki yerli halkla aralarında çıkan anlaşmazlık sonunda, buradan da Rusya'nın çeşitli bölgelerine dağılmışlardır. Bunların sayısı, 300.000 civarındadır."

"Rusya'nın Krosnodar bölgesinde 20.000.- kadar Mesket Türkü yaşamaktadır. Bunlar mahalli idareciler tarafından göçe zorlanmaktadır. Bu kimselere, birkaç ay içerisinde Rusya'yı terk etmeleri aksi halde, zorla tekrar Orta Asya'daki Cumhuriyetlere gönderileceği bildirilmiştir."

"Rusya'da böyle baskıların yapıldığı sadece dünya basınında değil, Rusya'da yayınlanan önemli gazetelerde de yer almaktadır. Rusya, bu bölgedeki, etnik ayırımcılığı önleyemediği taktirde, yeni bir takım çatışmaların olacağından korkulmaktadır."

* * *

Konuşmamızda, ortaya getirdiğimiz üçüncü konu, Çeçenistan olmuştur. Çeçenistan'da olanlar hakkında söylediklerimiz şunlardır:

"Üzerinde durmak istediğimiz başka bir konu, hâlâ Çeçenistan'da, karşılıklı bir anlaşmaya varılamamış olmasıdır. Rusya hükümeti, Çeçenistan'da, gerek Rus yetkililer ve gerekse Çeçen militanlar tarafından işlenen suçların kovuşturulduğunu iddia etmekteyse de, uygulamada ayırım gözetilmektedir. Rusya, bu bölgede askeri faaliyetlerin azaltıldığını ve asayişin sivil güvenlik güçleri tarafından sağlandığını iddia etmekte ise de, sivil Çeçenler üzerindeki baskılar, öldürmeler devam etmektedir. Askeri birliklerin yerini alan sivil güvenlik güçlerinin, hâlâ KGB metodlarıyle çalıştığı şikayetleri gelmektedir."

"Gerek Avrupa Konseyi'nin ve gerekse uluslararası sivil toplum kuruluşlarının, inisiyatiflerine rağmen, hâlâ Çeçenlerle masaya oturup konu tartışılamamıştır."

"Sonuç olarak şunu belirtmek isteriz ki, Rusya'nın Avrupa Konseyi'ne karşı olan yükümlülüklerde birçok ilerlemelerin olduğu muhakkaktır. Ancak bu ilerlemeler yeterli değildir. Ümit ediyoruz ki Rusya, adı geçen şikayetleri de ortadan kaldıracak tedbirleri alacaktır."

* * *

Konuşmamızı, şöyle bitirdik:

"Rusya'nın, mültietnik, kültürel çeşitlilik ve geleneksel uygulamalar dolayısıyla karşılaştığı güçlüklerin farkındayız. Ancak, güç şartlar altında dahi, Rusya'nın, taahhütlerini yerine getirebileceği ümidini taşıyoruz."

* * *

Avrupa Konseyi, Rusya'nın denetimine devam etme kararı verdi. Öyle sanıyoruz ki, bu denetim süreci, Rusya'nın Çeçenistan konusunu halledinceye kadar devam edecektir. Rusya, anayasası gereği, laik bir ülkedir. Ancak uygulamada, Rus Ortodoks Kilisesi'nin yöneticileri büyük ölçüde etkisi altına aldığı kanaati vardır.

Rus Ortodoks Kilisesi ile, Katolikler arasında adeta bir savaş vardır. Bu savaşta tarafların birisi Rus yetkilileri, diğer taraf ise Papalık ve Polonya hükümeti yer almaktadır. Rus Ortodoks Kilisesi ile Ukrayna Ortodoks Kilisesi arasında da anlaşmazlık vardır. Zaman zaman bu anlaşmazlık da, Avrupa Konseyi'nce zaman zaman tartışılmaktadır.

Dileğimiz, komşumuz ve yakın dostumuz Rusya'da, orada yaşayan Müslümanlarla, Ortodoks Ruslar arasında yeni anlaşmazlıkların çıkmamasıdır.


29 Nisan 2002
Pazartesi
 
CEVDET AKÇALI


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED