Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı'nın (TGTV) 9. İstişare Toplantısı, "Türkiye Nereye Gidiyor" sorusuna cevap aradı. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Ahmet Rüştü Çelebi, çok sayıda siyasi, işadamı ve bürokratı biraraya getiren toplantıda, başörtüsünden düşünce özgürlüğüne kadar insan hakları ihlalleri konuşuldu.

TGTV Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu'nun açılışını yaptığı toplantıda, sivil toplum örgütleri birlikte hareket etmeye çağırıldı. SP lideri Kutan, konuşmasına sivil toplum örgütlerinin öneminden bahsederek başladı. Kutan, 11 Eylül saldırıları ile Amerika ve Avrupa ülkelerinin İslam coğrafyasında zulüm başlattıklarına dikkat çekti. Kutan, gelişmiş demokrasilerde sivil toplum örgütlerinin çok önem taşıdığını belirterek, demokrasinin seviyesinin sivil toplum örgütlerinin etkinliğiyle orantılı olduğunu bildirdi. Türkiye'de 3 bine yakın dernek, vakıf ve sivil toplum örgütü bulunduğunu ifade eden Kutan, bunlardan sadece 300 kadarının etkin olduğunu kaydetti. Bu kuruluşların elbirliği etmesi durumunda pekçok sorunun çözüleceğini dile getiren Kutan, Türkiye'nin sorunlarının çözümünün sadece siyasilerin sorumluluğunda olmadığını, sivil toplum örgütlerine de önemli görevler düştüğünü söyledi. Kutan, "Türkiye'deki mevcut sistemin adı demokrasi değil, bürokratik oligarşidir. Belli bir mutlu küçük azınlık, 'güç bizim tekelimizde olacak, bu ülkeyi biz yöneteceğiz' diyor" şeklinde konuştu.

Kutan, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nu da eleştirerek, "Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı var, ama milli bir eğitim yok" dedi. Kutan, İmam Hatip Liseleri ve üniversitelerde yaşanan yasakları utanç verici olarak yorumlayarak, Bostancıoğlu'nun "hürriyet, milli, vatan" gibi kelimelerini yasaklamasını da şiddetli kınadı.

Türkiye patinaj yapıyor

AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ise sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi, demokratik sistemin geliştirilmesi için çaba sarfetmek gerektiğini kaydederek, "Maalesef Türkiye'de demokrasi standardı yeterince yüksek olmadığı için sivil toplum örgütleri, halk ve sistem nezdinde yeterli çalışamıyor. Türkiye'de sadece sivil toplum örgütleri açısından patinaj yapılmıyor. Her gün, düne göre daha kötü duruma düşüyoruz" dedi.

Çözüm üretmesi gereken siyasetin kendisinin bile artık sorunlar yumağı haline geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Demokrasi, kalkınma, adalet, hak ve özgürlükleri teminat altına almanın garantisi siyasettir. AB'ye girme rüyamız hiçbir zaman bu kafa yapısıyla mümkün değildir. Siyaset ve siyasetçiyi güvenilir kılmak için siyasi ortamın bir an önce normalleşmesi gerekir" dedi.

Siyasi ahlak anlayışı

AK Parti lideri Erdoğan, "Demokratik ve çağdaş ülkelerde mal ve hizmetlerin serbest alanda dolaştığı gibi, Türkiye'de de siyasi düşünceler de serbestçe ifade edilmelidir. Siyasi mücadele adına saldırganlığa, iftiraya, ahlaki olmayan yollara müracaat edilmemelidir" diye konuştu.

YDP Genel Başkanı Ahmet Rüştü Çelebi de Türkiye'deki sıkıntıları hukuka saygı duymayan bir devlet anlayışının hakim olmasına bağladı. Çelebi, dönüm noktasındaki Türkiye'nin siyaset alanının daraltıldığını kaydetti. DYP İstanbul Milletvekili Celal Adan, Türkiye'de iki yüzlü demokrasi anlayışı olduğunu vurgulayarak, "Türkiye, müstemleke, mandacılık anlayışıyla yönetiliyor" dedi. Adan bu görüşüne destek olarak da, Türkiye'nin düştüğü her sıkıntıda dışarıdan destek istemesini gösterdi. Adan, TBMM'yi de müstemleke anlayışı içinde olan, talimatarla yönetilen bir kurum olarak değerlendirdi.

TÜRKİYE'Yİ YÖNETEN SINIF

TGTV Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu, Türkiye'nin zor ve sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ve sivil toplum örgütlerinin saf dışı bırakılmak istendiğini söyleyerek, vatandaşları sivil toplum kuruluşları etrafında bütünleşmeye çağırdı. Türkiye'nin siyasi, içtimai ve hukuki sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Sadıkoğlu, "Son bir yılda milyonlarca kişi işsiz kaldı. Bütçenin önemli bir kısmı ise savunmaya ayrılıyor" dedi. Sadıkoğlu, ifade özgürlüğünün internet ortamında bile yasaklanmasını eleştirerek, "Türkiye değerli olmayan ama önemli gözüken yöneticilerin elinde" diye konuştu. Sadıkoğlu, AB'ye girme sürecinde sivil toplum örgütlerinin büyük işlev gördüğünü vurgulayarak, sivil toplum örgütlerinin, siyasi iktidara nüfuz ederek, bireylerin, otoritelerin baskısına karşı koymaları gerektiğini ifade etti.