|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bankacılık Yasasında yapılan değişiklikle bankalara devletten aktarılacak kaynağın bir kısmının reel sektöre kredi olarak verilmesi şeklinde getirilen düzenleme reel sektör temsilcilerini tatmin etmedi. ATO başkanı Sinan Aygün yasada reel sektöre aktarılacak kaynağın şeklinin, süresinin ve vadesinin belirlenmediğini ifade ederek," Eğer bir çerçeve anlaşması yapılarak bu noktalar düzenlenmezse, zaten yangın halinde olan reel sektörün üzerine benzin dökülmüş, daha büyük felaketlere kapı açılmış olur" dedi. Aygün hükümete reel sektöre aktarılacak kaynak konusunda çerçeve anlaşması yapmak için çağrıda bulundu. Bankacılık Yasasında reel sektöre kaynak aktarılması yönündeki düzenlemenin nasıl yapılacağı konusunda bir açıklık olmadığını belirten Sinan Aygün,"Öncelikle reel sektörün tarifi yapılmamış, Ayakkabı tamircisi de Holding patronu da reel sektör. Şimdi bu krediden kim, ne miktarda yararlanacak" diye sordu. Altuğ: 'Ben sana kefilim' yasası Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Osman Altuğ da, Türkiye'de özel bankaların paraları halktan toplayıp, devlete borç vererek çalıştığını ifade ederken, bu yasa ile de devletin, "sen parayı topla, bana borç para olarak getir. Ben sana belli bir yere kadar dokunmayacağım'' demeye getirdiğini savundu. Altuğ, bu yasanın ''ben sana kefilim'' yasası olduğunu, bir başka deyişle devletin borç para aldığı bankalara kefil olduğunu öne sürdü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Targan Ünal ise bankalarla ilgili yeni yasanın son derece olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Prof. Ünal, mali sektörün üzerinde durduğu yapının bankalar olduğuna dikkat çekerken, şöyle dedi: "Üretici kesimin çok ciddi bir kaynak ihtiyacı var. Fakat, bu kaynağı sağlayacak olan kurumların mali bünyeleri çok zayıf. (Sermaye yeterliliklerini güçlendirip, bankaları ayakta tutalım) görüşü doğru. Ama asıl amaç, kaynak aktarılmaya çalışılan üretici kesimdir." Yasa sorunu çözmez
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esfender Korkmaz ise, kaynak aktarılacak bankaların yeniden sıkıntıya girme olasılığının yüksek olduğunu savundu. Temelde yanlış yapılanmış, verimliliği düşük, sermayesi yetersiz firmaları zorla yaşatmanın sorunları erteleyeceğini ve piyasa düzenini bozacağını ifade eden Prof. Dr. Korkmaz, şunları kaydetti: "Bankalara yapılacak yardım, IMF kredilerinden yapılacaktır. Oysa IMF kredisi de henüz kesinlik kazanmadı"
|
|
|
|
|
|
|