|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Mizah en iyi biçim bozma sanatıdır" diyor bir düşünür... Her ne kadar Türkiye'de, ne diken üstünde duran lumpen söylemlerle toplumu arkasına alabilmiş, ne de hem eleştirip hem nasiplendiği otoriteye sırtını dönebilmiş bol miktarda "bol kazançlı mizahçı" varsa da, kayda değer örnekler de yok değil... Derin adam pozlarındaki çok bilmiş komedyenlerin karnını çatlatsa komik olmayacak "ironik-politik mesaj" politikasıyla, gerçeklikten uzaklaşan ve bir anda hayattan ve ciddiyetten arındırılan sorunlar da, bu kör gözüm parmağına yaklaşımı yüzünden, ne tarafa koysan eğreti duran birer garibeye dönüşüyor çünkü... Bu yöntemle servetine servet katan "komik adamlar" da, magazin programlarının baş köşesinden ahkam kesmeye devam ediyor... Oysa dolaşıma sokulmuş bu 'rafine' anlayışlara gereksinim duymayan programlar da var... Komedyenin adıyla müsemma show programlarından biri, Beyaz Show... Beyaz'ın programdaki "evin küçük, sakınılması gereksiz oğlanı" sokuluşuyla müstehcenliğin sınırlarına dayanan sulusepkenliğini tartışacak olursak, söylenecek söz bol tabii ki... Örneğin bu tür güldürülerin tek jokeri olan "ne bu samimiyet" türünden esprilerle showu, yüzüne bakılmaz hale getirdiği gibi... O gün katıldığı beşinci program olan Beyaz Show'da da, umutlu bir iştihayla ve yüzüne sevimli bir gülüş kondurarak "Kasedim çıktı aldınız mı?" diye izleyicinin gözlerinin içine bakan şarkıcıları ağırlamak kolaycılığına kaçması da eleştirilebilir tabii... Hatta, komik olmamak için ayak direyen "konusuz" konuşmalarla, rakiplerinden yalnızca "R" farkıyla ayrıldığı bile söylenebilir Beyaz'ın... Söylenebilir de, ilk bakışta bile başarılı bir gözlem ve sıkı bir çalışmanın ürünü olduğu belli olan "tipleme"lerine söylenecek söz yok. O, esprilerden ayıkladığımızda geriye "sade vatandaş" kalan tiplemeler... Şu "hayat iştahı" hiç sönmemiş 200 kiloluk "Hüsmen Dayı", delikanlılığı meslek haline getirmiş, yardımsever külhanbeyi "Ejder Abi", ve yine hayatın orta yerinden cımbızlanmış "Efemine şarkıcı Pertev"... En az, kar mevsiminin tüm Türkiye'yi esir aldığı ve kayıp düşen insan manzaralarından kolajların ekranlara yansıdığı günlerde, yayalar için "kayma yapmayan ayakkabı zinciri" icad eden ve buluşunun adını da "ayakmatik" koyan uyanık Konyalı girişimci kadar komik... Ve sevdiği kıza fedakarlığını kanıtlamak için kendini asan, veda mektubuna da "eğer Galatasaray şampiyon olursa, mezarıma Hasan Şaş'ın formasını koyun" diyecek kadar gözünü karartan 18 yaşındaki gencin halet-i ruhiyesi kadar trajik... Ürkütücü sessizlikteki yığınların kulakları sağır eden çığlığı kadar politik mesaj veriyor aslında bu tiplemeler ve bunu da politik popülarizme kaymadan yapıyor... Beyaz iyi gidiyor... Hem de, "muhalif düşünür" kompleksine taban tabana zıt, gösterişli hayat tarzına aldırmadan ortalığa -haydi çekinmeden söyleyelim- "mizah terörü" saçan bunca komedyen ortalıkta cirit atarken...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |