T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Nasıl bir Türkiye?

Galiba her şeyden önce bir konuda karar vermemiz gerekiyor: "Türkiye'yi korkuların hüküm sürdüğü, yasakların kural olduğu geri bir ülke olarak tutmaya devam mı edeceğiz, yoksa özenilen özgürlükçü ülkelerden biri haline mi getireceğiz?"

Başbakan Bülent Ecevit, Washington'daki temaslarından duyduğu mutlulukla, "Türkiye artık bir dünya devleti oldu" açıklamasını yaptı. Aslında, Türkiye'nin işgal ettiği coğrafyada yer alan, tarih zenginliğine sahip, yetişkin insan gücü bulunan her ülke, kendisini 'dünya devleti' gibi hisseder ve sınırları dışındaki sorunlarla da ilgilenmeyi görev bilir. Ecevit'in açıklaması gecikmiş bir durum tespitinden ibaret.

Ancak, 'dünya devleti' olmak bazı sorumlulukları üstlenmeyi de gerektiriyor. Bir ülkenin "Ben artık dünya devleti oldum" demesi yeterli değildir, ona bakınca, başkalarının, "Bu bir dünya devleti" demesidir önemli olan; Türkiye'de bugün eksikliği hissedilen ve eğer kararını doğru veremezse eksik kalmaya devam edecek olan da budur…

Gezinin 'somut' bir başarıyla sonuçlanmaması bu gerçeği değiştirmez, tersine pekiştirir: Türkiye başbakanı ABD'de bir 'model ülke namzedi' olarak ağırlandı. Ecevit, üç-beş koli t-shirt pazarlığı yapmak, ya da IMF'nin yardım paketini biraz daha şişkinleştirmek veya alınmış üç tankın borcunu silmek için çağrılmadı Washington'a. Verilmek istenen mesaj, "Türkiye bir dünya devleti olmalıdır" mesajıydı. Sözleri başbakanın bu mesajı algıladığını gösterse bile hükümetin icraatı o mesaja kulak asmak niyetinde olunmadığına işaret ediyor.

'Dünya devleti', başka ülkelerin gıpta etmesini getiren özelliklere sahip olmak zorunda. Câzibe halkası içerisine giren etrafındaki ülkelerden daha özgürlükçü, daha müreffeh, daha iyi yetişmiş insan gücüne sahip, dünyaya daha rahat gözlüklerle bakılan bir ülke 'dünya devleti' olabilir. Türkiye'nin içinde yer aldığı coğrafyadaki baskıcı rejimlerden, diktatörlüklerden çok farklı olması gerekiyor.

Bu durumda, Avrupa Birliği'ne uyum sağlamak amacıyla bazı yasalarda değişikliğe kalkışan hükümetin tavrını anlamak çok zor. TCK'nın 159. ve 312. maddelerinde öngörülen değişiklikler, sûretâ sakıncaları ortadan kaldırmayı amaçlıyor olsa bile, gerçekte sakıncaları daha da büyütüyor.

TCK 159, 'devlet' kavramını 'kutsal' sayan bir anlayışın ürünüdür; maddenin Mussolini İtalya'sından kopya edilmiş olması bu bakımdan şaşırtıcı değil. Devletin silâhlı kuvvetlerini, emniyet ve zabıta gücünü 'tahkir etmek' diye bir suç 'dünya devleti' diye bilinen ülkelerde yok bugün. Bu suçu ortadan kaldırmak üzere yola çıkan hükümet, değişikliği, bir veya birkaç subayı, polisi eleştirmeyi bile 'suç' sayacak bir karışıklıkta ifade etmiş.

Türkiye'yi demokrasi ayıplı tutan TCK 312'nin 'değişik' biçimi ise, "Keşke değişmese" dedirtecek yanlışlıklarla dolu. 'Açık ve yakın tehlike' ile sınırlı tutulması gereken 'tahrik' fiili, değişiklikle, uzak bir 'ihtimal' durumunda bile 'suç' oluşturur hale sokuluyor. "Halkı kanuna karşı gelmeye teşvik" suç iken, değişiklik "Kanuna karşı gelmeye teşvik" edileni "Kişiler" olarak tanımlayarak suçu herkesi içine alacak biçimde yayıyor. Ceza yasalarında esas olan, 'başka anlama gelmeyecek biçimde kesinlik, aksi halde yasanın sanık lehine kullanılması' kuralı, bu yeni değişiklikle tam tersine dönüşüp belirsizliği kural haline getirdiği için herkes cezalandırılabilecek …

Belirtmeye gerek yok, ama biz yine de yazalım: Washington'da Ecevit'e verilen, "Ülkeni örnek alınabilecek bir dünya devleti yap" mesajıyla kast edilen bu değildir. Türkiye'nin, fikirlerin rahatlıkla ifade edilebildiği, hak ve özgürlüklerin hayata geçirildiği bir ülke, bir 'dünya devleti' olması gerekiyor.

En baştaki sorumuzu tekrarlayalım: "Türkiye'yi korkuların hüküm sürdüğü, yasakların kural olduğu geri bir ülke olarak tutmaya devam mı edeceğiz, yoksa özenilen özgürlükçü ülkelerden biri haline mi getireceğiz?"


21 Ocak 2002
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED