T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

160 yıl önce yaşanan Arjantin

"Türkiye Arjantin olur mu?" ya da "Böyle giderse toplumsal patlama gerçekleşir" tartışmaları sürerken, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi hocalarından Coşkun Çakır'ın "Tanzimat Dönemi Osmanlı Maliyesi" isimli kitabında bugünkü ekonomik krize ışık tutacak bilgiler yer alıyor. Küre Yayınları tarafından neşredilen kitapta, hem Türkiye'nin dış borç girişimleri hem de kriz nedeniyle halkın sırtına bindirilen ağır vergilere karşı ortaya çıkan isyan hareketleri yer alıyor.

Derviş'in dedesi dış borç alamadı

1783 yılında Rusların Kırım'ı ilhak etmelerinin ardından başlayan mali kriz, dış borç bularak aşılmaya çalışılıyor. O dönemde sadrazam olan Kemal Derviş'in dedesi Halil Hamit Paşa dış borç almayı başaramıyor. Avrupa devletleri Osmanlı'ya borç vermeyi kabul etmedikleri için ilk dış borç alma girişimimiz başarısızlıkla sonuçlanıyor. Türkiye'nin ilk dış borç alması ise yine 1854'te, Kırım Savaşı sırasında gerçekleşiyor.

Kap kacaktan vergi aldılar

Yrd. Doç. Dr. Coşkun Çakır'ın Osmanlı arşivlerinde yaptığı araştırmalara göre Tanzimat döneminde de bugün olduğu gibi ekonomik programın uygulanmasında büyük güçlükler yaşanmış. Evdeki bakır kap ve kacaktan bile vergi alınması tepkiyle karşılanıyor. Müfettiş raporlarında halkın devletten adil olmasını beklediği, vergi tahsillerinde hak ve hukukun gözetildiğini görmek istedikleri zikrediliyor. Halkın tepkisi üzerine bazı bölgelerde vergi indirimi yapılması kararlaştırılıyor. İndirimim uygulanmaması üzerine Ziştovi'de karışıklık ve isyan çıkıyor. Vergi borçlarına ağır faizler bindirilince halk vergi ödemeyi reddediyor.

Öte yandan bazı bölgelerde tarife dışı vergiler alındığı da ortaya çıkıyor. Ağır vergiler yüzünden çıkan karışıklıklar asayişi bozuyor. Yüzlerce köy ve kasaba halkı bağ ve bahçelerini satarak daha güvenli bölgelere göç ediyorlar.

Tanzimatın getirdiği ağır ve haksız vergilere karşı ortaya çıkan tepkilere Osmanlı arşiv belgelerinde "Vergi İhtilalleri" olarak zikrediliyor. Dr. Çakır bu durumu, "Bu hareketler bazı kimselerin vergi vermek istememesi ve bunu bahane ederek başkalarını da bu işin içine dahil edip adeta organize bir harekete başlamaları ve zaman zaman da döküp saçmaları, vurup yağmalamaları şeklinde gerçekleşmiştir" sözleriyle anlatıyor.

Vergilere isyan

1841'de vergileri protesto eden Burdurlular, Zaptiye ve Muhassıl Konağı'nı basarak yağmalıyor. Sandık Emini Hüseyin Efendi, Zaptiye Yüzbaşısı Mahmut Bey ölüyor. Yalvaç, Denizli, Barla, Güzelce Hisar, Beyşehir, Alanya ve Akşehir'de de olaylar çıkıyor. Bölgeye jandarma kuvvetleri sevkediliyor.

Ankara Sancağına bağlı Ayaş'ın yanısıra Edirne'de de halk vergilere isyan ediyor. Her iki bölgeye süvari alayı gönderiliyor. Merkeze gönderilen raporlarda vergilerin halkın ödeme gücünü aştığı itiraf ediliyor. Yalvaç'ta vergilere isyan eden halk, Muhassıl Vekili'nin konağını basıyor. Olaylar Muhassıl Vekili'nin görevden alınmasıyla yatışıyor.



21 Ocak 2002
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED