|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Önceki yıllarda, bu köşede, kendi bakış açım dahilinde "Yıl sonu değerlendirmeleri"ne yer verir, dönem içinde basılmış kitaplar ve özellikle dergiler bağlamında önemli bulduğum kimi yayımlarla sanat ve edebiyat alanında dikkat çekici gördüğüm birtakım olayları, tartışmaları, gelişmeleri vs. küçük çaplı yaklaşımlar eşliğinde yeniden ele alır, hem kendim ve hem de okuyucular nezdinde bir tür hâfıza yenilenmesine yardımcı olmaya çalışırdım. Nedense, bu yıl başında, içimden, hiç de bu türden bir "tarama" faaliyetine yönelmek gelmedi.. Düşünüyorum da, hayır, özel bir nedeni yok bunun.. Belki 'sıradan' bir-iki nedeni sayabilirim burada. Bunlardan biri, benim son günlerdeki tatsızlığım, keyifsizliğim olabilir.. Sanıyorum, bir diğer neden de, koca bir yıl boyunca sanat/edebiyat sahasındaki gelişmelerin, ülkenin içinde bulunduğu derin ekonomik ve sosyal krizin gölgesinde kalmaktan bir türlü kurtulamayışı neticesinde, sanat/edebiyat dünyasının nispeten 'donuklaşmış' veçhesi ve bunun, insanın 'değerlendirme' iştahasını yok etmesidir.. Oysa, geçtiğimiz yıl da sanat/edebiyat alanında birbirinden değerli kitaplar basıldı; popüler kültürün dayatmalarına rağmen, hâlâ sanatın ve edebiyatın esas taşıyıcısı, atar damarı olan dergilerin bir kısmı, önemi ve anlamı reddedilemeyecek sayılarla –bazen "özel sayı" oldu bunlar– karşımıza çıktı; sanat, edebiyat ve kültür dünyamızı zaman zaman renklendirip hareketlendiren birtakım faaliyetler gözlendi; tartışma ve polemikler yaşandı; kimi özel günler/haftalar düzenlendi vs. Ancak, az önce değindiğim gibi, yaşanan ekonomik ve buna bağlı olarak daha da vahâmet kesbeden sosyal krizin kaçınılmaz etkileri dolayısıyla, sözünü ettiğimiz sanat, edebiyat ve kültür hayatımızı içeren her türden faaliyet gözle görülür bir biçimde daraldı, yoğunluk kaybına uğradı, bariz küçülmelere sahne oldu, kimi zaman beklenilen ilgiden uzak kadı.. Sanıyorum, söz konusu 'donuklaşmış' veçhede, en göze batıcı zaafiyeti gösteren alanların başında, "şiir" geliyordu. Yeni Şafak'ın 2001 yılı şiir soruşturmasına verdiğim cevapta da altını çizdiğim gibi, bana göre, geçtiğimiz yıl, Türk şiirinin genel atmosferi açısından oldukça "verimsiz" geçti. Türk şiirinin 80'li yıllardan itibaren akış kazandığı kulvar ve damarların yönünü değiştirip, şiire yeni bir enlem-boylam ve derinlik gücü katacak 'şiirsel gövde' toparlanışından 2001 yılı boyunca da uzak kaldık. Gençlerin çabaları, örneğin Türk şiiri için yeni bir "şiir deltası" oluşturabilecek niteliksel açılımı doğurmadı; ortaya konan şiir örneklerindeki yapılanmanın form ve içeriği, yeni bir şiirin 'bileşenleri' tanımını yapabilmeyi mümkün kılmadı.. Örneğin, hemen her sayısında ağırlıklı olarak son derece 'berbat' şiirler basmayı marifet sanan kimi dergilerin, niçin ısrarla yayınlarını sürdürdüklerini anlamak mümkün değildi.. (Yeri gelmişken belirteyim; geçen hafta, bu sayfada aynı köşeyi paylaştığımız bir yazarın, kapanan bir dergiden bahisle, o dergiyi çıkaran arkadaşın "tek başına bir ordu" işlevi gördüğü yargısı, evlere şenlik bir komedi ürünü olarak kayıtlara geçti. Biz, bu "piş-pişleme"leri çook gördük!.. Değer mi? Utanmadan, sıkılmadan "umumhane ağzıyla" şiir döktüren birini, Türk şiiri ve dergiciliğine "model" göstermenin vebâlini, takdirlere bırakıyorum..) Örneğin, Türkiye Yazarlar Birliği'nin başından beri hiç aksatmadan verdiği "şiir ödülü", bu yıl kimseye veril(e)medi! Şahsen, benim için de 'verimsiz' bir yıldı 2001: Çeşitli vesilelerle ilân ettiğim hâlde, "Hurûfî Melâl"deki şiirleri iki kapak arasında görmek nasip olmadı.. Hâsılı, geçen yıl, tek-tük çıkışlar dışında Türk şiirine yeni bir 'hamle' imkânı getirmedi. Gözümüz, bu yıl da gençlerde... Not: Bursa'da, bayan öğretmenlere dönük "peruk terörü"yle ilgili yönelttiğim sorulara, Milli Eğitim Bakanı'ndan herhangi bir cevap gelmedi. Israrla, "Kurum içinde "peruk" takmak niçin 'suç'?" sorusunu tekrarlıyor; sabırla cevabı bekliyorum!
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |