T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Kötü niyetli bir tasarı

Bugüne kadar, 159 ve 312'nci maddeler hakkında çok şey yazıldı, çizildi. Konuyu ülke gündemine getiren köşe yazarlarından biri bendim. Gazeteci arkadaşlarımız ve siyasi parti üyelerini uyarmak için de, yoğun çaba sarfettim. Doğrusu, meselenin bir oldu bittiye getirileceği ve sırtımıza deli gömleğinin geçirileceği endişesini taşıyordum. Korktuğum gibi olmadı. Özellikle Radikal gazetesinin kararlılık ve ısrarla hatanın üzerine gitmesi ve diğer köşe yazarlarından gelen kısmî destekle, "mini demokrasi paketi" adı altında geliştirilen tuzak ortaya çıktı. Deşifre oldu.

İyi niyet tartışması

Kimine göre hükûmet, bu paketi iyi niyetle getirdi. Gerekçedeki demokratik söylem bu iyi niyetin delili sayılıyor. Ama, gerekçe, kanunun metnine yansımadı ki!

Burada hiç iyi niyet aranır mı? Hükûmetteki ve devletteki kadrolar, bir kanun metnini doğru dürüst yazmaktan aciz mi? Herkesten önce, Adalet Bakanı Prof Hikmet Sami Türk, konuya hâkim, dünyadaki durumu da iyi takib eden bir politikacı.

Gerekçedeki demokratik söylemin tasarıya intikal etmemesinin temelinde, bilgisizlik, dikkatsizlik, kabiliyetsizlik değil, düpedüz kötü niyet yatıyor.

* * *

Terörle Mücadele Yasası'nın 7 ve 8'inci maddeleri ile Türk Ceza Kanunu'nun 159 ve 312'nci maddelerinde özgürleştirici adımlar atılması, geçen yasama döneminde, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından teklif edilmiş, Türk'ün hazırladığı pakete, o tarihte, "mini demokrasi paketi" adı verilmişti. 28 Şubat henüz meydana gelmemişti. Bu yüzden Konjonktür Hazretleri'nin, demokratikleşme sürecine pek bir etkisi yoktu.

Bugünkü paketin mahzurlarını taşımayan o teklif, 28 Şubat müdahalesi ve Tayyip Erdoğan'a dava açılmasından hemen sonra gündemden düştü. Hikmet Sami Türk geri adımın sebebini "Konjonktür müsait değil" cümlesiyle açıkladı.

Öyle bir paketi geri çekip, bugünkünü getirmeyi iyi niyetle veyahut tesadüfle izah edemeyiz. Konjonktür Hazretleri demek bu kadarına izin verdi! "Bu kadarına" derken, paketin içinde, hak ve özgürlükleri tehlikeye atacak, ifade hürriyetinin alanını daha da daraltacak düzenlemeler bulunduğunu unutmayalım.

Madde 159

159'uncu madde "Türklüğü, Türk milletini, Türkiye devletini, TBMM'yi, Bakanlar Kurulu'nu, bakanlıkları, adliyeyi veya devletin askerî veya emniyet veya muhafaza kuvvetlerini tahkir ve tezyif edenleri" cezalandırırken, suçun oluşması için "bunları temsil eden bir kısmına hakaret edilmesini" de yeterli görmüştür.

159'uncu maddede ceza, 1-6 yıl ağır hapisken, 1-3 yıl hapse indirilmişti ama, kurumları doğrudan hedef almayan eleştiriler dahi, 159 kapsamında mütalâa edilebilecektir.

159'un ikinci fıkrası ise, bazı kelime değişiklikleriyle, aynen muhafaza edilmiştir.

İkinci fıkraya göre "...tahkir ve tezyif açıkça belirtilmemiş olsa bile, ona yönelik bulunduğunda tereddüt edilmeyecek bir durum varsa, tahkir ve tezyif edilen açıklanmış gibi kabul edilir"

Bir başka ifadeyle, kurumu açıkça hedef almamış bile olsanız, gene "durum" değerlendirmesi yaparak cezalandırılmanız mümkün.

Oysa mevcut metinde (2'nci fıkra) "matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karinelerden" söz ediliyor. Yeni düzenleme "karine"yi atmış, yerine "durum"u koymuş. Ceza yasalarında bir tek kelime değişikliği dahi, anlam kaymalarına sebebiyet verebiliyor. Bu özen, ya sehven ya da kasten gösterilmemiş.

312'nin ikinci fıkrası

Kötü niyet sadece 159'uncu maddede değil, 312'nci maddede de ortaya çıkıyor.

159'da geri adım atılıyor. 312'nci maddenin ikinci fıkrasında ise, görünüşte kısmî bir düzelme var. Çünkü hâkime, geniş bir takdir hakkı tanımakla birlikte, kin ve düşmanlığa tahrikin, kamu düzenini bozacak bir tehlike yaratması olasılığı, metne dahil ediliyor. Oysa mevcut maddede, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, kamu düzenine zarar verilmesi şartından bağımsız olarak doğabiliyor. Bu yüzden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türk yargıcı, getirilen değişiklikle, Avrupa Sözleşmesi'ne bir adım yaklaşıldığını söyledi.

MHP cephesinde belirli bir yumuşama göze çarpıyor; "olasılık" kelimesi kaldırılıp yerine, Avusturya ve Almanya'da olduğu gibi "kamu düzenini bozmaya elverişli" veyahut "kamu düzeni için tehlikeli olabilecek bir şekilde" ibaresi eklenirse, sorun çözülecek.

1'inci fıkra ve tuzak

Ama bence 312'nci maddenin 1'inci fıkrasında gizlenen ve maalesef Anap Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu ile bazı Saadet ve AK Partililer haricinde kimsenin dile getirmediği bir tuzak var.

Bu tuzak bir ard niyetin eseridir. 312'nin 1'inci fıkrası hemen hemen aynen muhafaza edilirken, gerekçeye dahil edilen bazı cümlelerle, madde kapsamı çok genişletilmiştir.

Gerekçe bağlayıcı değildir ama, ihtilâf halinde, hâkim gerekçeden yararlanacaktır.

312'nci maddenin 1'inci fıkrası, "insanları kanunlara itaatsizliğe sevk edenleri" cezalandırıyor.

"Halk" yerine "insanlar" demek suretiyle, daha küçük gruplara yapılan etki de, suç alanı içine sokulmuştur. Bunun sebebi, madde gerekçesini okuyunca daha iyi anlaşılmaktadır.

* * *

312'nci maddenin 1'inci fıkrasının gerekçesinde aynen şöyle deniliyor: "KANUN sözcüğüne HER TÜRLÜ DÜZENLEME giriyor. Böylece TÜZÜK ve YÖNETMELİKLERE, yönetim gücünün düzenleme yetkisi çerçevesinde çıkardığı bütün diğer işlemlere uymamaya tahrik halleri de, suçu meydana getirir. İşlenmiş olan bir suçun failini veyahut kanuna uymayan kişiliğini sırf bu fiilleri işlemiş bulunması nedeniyle övme halinde de, suçu övme fiili oluşur. Zira, fail, kişi marifetiyle fiili övme veya iyi görme beyanında bulunmuş olmaktadır."

Karanfil suçu

Bu durumda YÖK yönetmeliğine uymayan -başörtüsü ile okula girmeye çalışan- kızlara karanfil dağıtmak bile 312'lik suç haline geliyor.

YÖK yönetmeliği aslında kanuna aykırı. Çünkü Yüksek Öğretim Kanunu'nun ek 17'nci maddesi, "kanunlara aykırı olmayan her türlü kılık kıyafetle üniversitelere gidilmesine" izin veriyor.

YÖK yönetmeliği, kanuna değil, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına dayanarak bir yasak koydu.

Oysa Anayasa Mahkemesi'nin o kararı, Anayasa'ya aykırıydı. Çünkü Anayasa'nın 153'üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, kanun koyucu gibi davranarak yeni bir hüküm ihdas edemez.

Şimdi 312'nci maddenin 1'inci fıkrasına getirilen değişiklikle (halk yerine insanların konulması) ve gerekçeyle, başörtüsü mağdurlarının arkasındaki bütün desteği çekme çabası var. Başörtülü kızları desteklemek 312'lik suç olacak.

Halâ, "hükûmet iyi niyet ile 312'nci maddeyi getirdi" denilebilir mi?

Özetle

Özellikle 159'uncu madde ve 312'nci maddenin 1'inci fıkrası kötü niyetle kaleme alınmıştır.

- 159'uncu madde, kurumları temsil eden bir kısmını demek suretiyle, düşünce hürriyetinin sınırlarını iyice daraltmıştır.

- 312'nci maddenin 1'inci fıkrasında (gerekçede), "kanun" sözünün, bütün mevzuatı kapsadığı belirtilmiş, bu durumda hükûmetin herhangi bir genelgesine itaatsizliğe tahrik bile, 312 kapsamına alınmıştır. Çünkü 1'inci fıkra, ikinci fıkranın aksine, din, mezhep, ırk çatışmasıyla bağlantılı değildir; doğrudan doğruya kanunlara itaatsizliğe tahriki cezalandırmaktadır.

-Tasarının, 312'nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, "insanları birbirine karşı tahrik", "halkı birbirine karşı tahrik" şekline dönüşmelidir. Çünkü bu madde, 28 Şubat sürecinde, halkı, devlete karşı tahrik etmeyi de suç sayan bir anlayışla uygulanmıştır. Oysa suçun oluşması için, kitleleri birbirine karşı tahrik esastır. Öte yandan, sadece "insanları" denildiğinde, çok küçük grupların birbirine düşmesi dahi, 312'nin uygulama alanına girecektir.

- 159'dan "kurumları temsil eden bir kısmını" ibaresi çıkmalı; 312/1'in gerekçesi değişmeli; 312/2'de "olasılık" kelimesinin yerine, "kamu düzenini bozmaya elverişli" sözleri geçmelidir; "insanları" veyahut "kişileri" tahrik, "halkı tahrik" şekline dönüşmelidir.

Bunları gerçekleştirmek çok kolay. Ama tabîi iyi niyetle hareket ediliyorsa kolay.


1 Şubat 2002
Cuma
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED