Bugün rotamızkı özürlüler ve spora çevireceğiz. "Her sağlıklı insan bir özürlü adayıdır" sloganı ile yola çıkalım.

Bir çoğumuzun bilmediği, bilenlerin ise işine gelmediği gerçekler var. "Attık mı mangalda kül bırakmıyoruz." Ama icraata gelince toz oluyoruz. Şimdi konumuzu biraz açalım. "Bir ülke olimpiyat oyunlarına talip ise PARALİMPİK yapmanın şart olduğunu bilmeli." Bu bir kuraldır. Nedir paralimpik? Olimpiyat Oyunları'nın hemen sonrasında yapılan Engelliler Olimpiyatıdır. Bunun en son örneği Sidney 2000 Oyunları sonrası yapılan paralimpik oyunları. 121 ülke, 3720 sporcu ile katıldı.

Bu demek oluyor ki şayet ülkemizin adaylığı kabul edilseydi bizim de paralimpik yapmamız şart olacaktı. Çok iyi hatırlarız. Kalabalık bir heyet gelmiş İstanbul'un adaylık incelemelerini yapmıştı. Sordukları ilk şey Paralimpik'ti. Aldıkları cevap değil göremedikleri ile gittiler. Netice malûm... Özürlüler sporu dedik. Federasyonlarımız, kulüplerimiz sakın alınmasınlar. Sıcak bakmıyor.

Yavuz Kocaömer adında bir zat yılmadan, bıkmadan sırtlamış taşımaya çalışıyor. Zaman zaman sitem ediyor, kızıyor ama yılmıyor. "Çengelli iğne" köşesinden sesini duyurmaya çalışıyor. Şimdi bu seslere kulak verelim. "Dünyadaki yürüyen Basketbol Federasyonları kadar Tekerlekli Sandalye Basketbol Federasyonları var." Bunlarla iç içe çalışıyor ve yaşıyorlar. Almanya örnek bir davranışa imza atmış. Tekerlekli Sandalye Basketbolunu birlikte geliştirme kararı almış. Biz ne yapmışız... 12 Dev Adam'ımız final oynayacak ellerinde biletleri olduğu halde Abdi İpekçi Salonu'na alınmadılar. Neymiş... Özürlüler gelirse kargaşa çıkarmış... Olimpiyatlara girmeye heves eden ülkemiz için özürlü insanın anlamı büyükken bu yapılan "küçük" olmadı mı... Bu nasıl fair-play anlayışı.

Son dersimizi Afyon'dan alarak biz "Engelli adaylarına" sesleniyorum. Ülkemiz deprem bölgesi ilân edildi. Fay hattı, hepimizin ayaklarının altında. Yarın ne olacağımız belli değil. El ele verelim...

BEKİR BORAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu