|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Haberleştiğimiz, fırsat buldukça görüştüğümüz o kadar çok arkadaşım, dostum, tanıdığım var ki Amerika'da, saymaya üşenirim. Kimi zaman "Niye gelmiyorsun buraya?" diye sitemle karışık davetler aldığım olur bazılarından. Değerli arkadaşlar, hiç kusura bakmayın. Duyduklarım, gördüklerim ve okuduklarımdan çıkardığım sonuç şu: O topraklara hiç ayak basmayacağım. Vize almak için başvurup konsolosluk kapısında kuyruğa giremem. Ukala bir görevlinin sorgu sualine cevap veremem. Vizesi bulunanlara bile girişte ne eziyetler çektirdiklerini biliyoruz. Oturma izni, çalışma izni bulunan ve bir Amerikan üniversitesinde görevi olan birinin başından geçenler internette haftalardır dolaşıp duruyor. Çin işkencesine şapka çıkartacak Amerikan işkencesi kısaca. Bütün bunları bildikten sonra, Amerika benim için özel davetiye çıkarıp, oradan buraya kırmızı halı döşese bile gitmem. (Benim gitmemem çok umurlarındaydı sanki!) Onu da yapmayacaklarına göre, otur oturduğun yerde diyorum kendi kendime. (Başka birinin kendisine karışmam zaten.) Geçenlerde 'e-mail' adresime ABD'ye giriş için 'Yeşil Kart' başvuru formu göndermişlerdi. Önce önemsemedim.
Sonraki kutucuklara yazdıklarımı toplayınca şöyle bir cümle çıkıyordu: "Ülkemi seviyorum. Hiçbir yere gitmeye niyetim yok." Elim "gönder" tuşuna yanlışlıkla erkenden gitmeseydi, "Alın yeşil kartınızı..." diye yeni bir cümleye başlayacaktım. O tarihten sonra iki defa bilgisayarıma virüs bulaşması ile o başvuru formuna yazdıklarımın bir alakası olduğunu düşünüyorum. Komplocu bir yaklaşım belki. Belki de kimilerine göre sadece bir tesadüf bu virüs meselesi. Herkes kendine göre düşünebilir. Ama benim bildiğim, tesadüf diye bir şey sadece sözlüklerde mevcuttur. SADDAM'I DEVİRMEK
Gazetelerde birbirinin aynı manşetler:
RENKLERİN TARİFİ
Doğuştan gözleri görmeyen birine renkleri nasıl anlatabilirsiniz? Kolay değil.
İşte burada İskender Doğan girmeli devreye:
Kan ve gül
Bilmem anlatabiliyor muyum? GÜNÜN SÖZÜ Yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme.
ÖNCE SAĞLIK BAYIM
Derviş'in ilk aylarında, Prof. Işıkara'nın depremle ilgili sözünden mülhem bir cümle yazmıştım: "Derviş'le yaşamayı öğrenmek zorundayız."
İnsan sağlığıyla ilgili konuda "İMF'ye verdiğimiz sözler var" türünden laflar etmek, hiç yakışık almıyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |