AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
İmtiyazlara ve ayrımcılığa karşı

İddiaya göre, hükümet, üniversite yarışında meslek lisesi mezunlarına üstünlük sağlayacak bir yasayı Meclis'e sunmak üzereymiş... Bazı üniversite rektörlerinin dün bu konuyu görüşmek üzere biraraya gelmeleri bekleniyordu; onların birlikteliklerinin ürünü 'tepkisel' bir açıklamayla bugünkü gazetelerde karşılaşmış olabilirsiniz.

Eğer hükümet gerçekten meslek lisesi mezunlarını genel lise mezunlarının önüne geçirme hesabındaysa buna hepimizin karşı çıkması gerekir. Anayasanın 'eğitim hürriyeti' bölümünde yer alan maddelere de, 'eşitlik' ilkesine de aykırı bir tavır bu. 'Tasada ve kıvançta birlik' şiarıyla yola çıkan Cumhuriyet, devletin okulları arasında ayırım yapar, bazı okulların mezunlarına 'imtiyaz' tanıyarak onları 'ayrımcılık' uyguladığı diğerlerine üstün kılarsa, bu durum, 80. yıldönümünü kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyet'e ters düşer...

"Bu işte bir yanlışlık var" diye düşünüyorsanız, haklısınız... Her ne kadar gazeteler "Hükümet meslek lisesi mezunlarına üstünlük sağlayacak bir yasa çıkartıyor" demekte ısrar etseler de, bu haberin gerçek olması mümkün değil. Hatta 'bugünün gerçeği' iddia edilenin tam tersi: Devlet, epey bir süreden beri, meslek lisesi mezunlarına 'üvey evlât' muamelesi yapıyor. Anayasadaki 'eşitlik' ilkesini, 'eğitim hürriyeti' maddesini çiğnemek ve Cumhuriyet'in 'tasada ve kıvançta birlik' beklentisini boşa çıkartmak pahasına hem de...

Bilim ve teknolojide kaydedilen ilerlemeler ülkelerin eğitim politikalarını da değiştiriyor; yeni eğitim anlayışı genel liseler ile meslek liseleri arasındaki dengeyi de etkiliyor. Sanayi-ötesi toplumun şartlarına uyum sağlama gayreti içerisindeki ülkelerde, öğrencileri genel bilgilerle dolduran liseler varlıklarını sürdürüyorlar, ama yoğunluk meslek liselerine kayıyor. Bugün, kalkınmışlık ölçülerinden biri de, 'genel lise – meslek lisesi' oranları; bu oranın her üç meslek lisesine karşılık bir genel lise olması bekleniyor...

Türkiye ise, son yıllarda daha da artan bir oranda, tercihini genel liselerden yana kullanıyor. Bu tercih bir çok alana yansıyor; ancak esas şikâyet konusu, meslek liselerinde okuyan öğrencilerin dikey ilerlemelerinin engellenmesi... Bu da, üniversite giriş sistemiyle sağlanıyor. Herhalde siz de çevrenizden biliyorsunuzdur: Bir meslek lisesi mezunu olup da dört yıllık herhangi bir yüksek öğretim kurumuna kayıt olmayı başarmış pek az genç var. Meslek liseliler ayrımcılığı çok genç yaşta ve derin biçimde yaşıyorlar. Bu yüzden de, sistemin zaten ihmal ettiği meslekî eğitim son yıllarda ailelerin ilgisizliğine de muhatap. Okul sayısı oranı meslek liseleri aleyhine zaten; ancak öğrenci sayısı oranındaki uçurum birkaç yıldır katlanılamaz boyutlara ulaştı.

Sistemin meslek liselerine uyguladığı ayrımcılığın en çirkin yönü ise, buna, işlemedikleri bir 'günah' yüzünden mâruz kalmaları: Meslek liseleri, yine birer meslek lisesi kabul edilen imam hatip liseleri nârına yanıyor, ayrımcılığa tâbi tutuluyorlar. Sanat enstitüleri ve imam hatip liseleri 'meslekî ve teknik öğretim' genel başlığı altına giriyorlar; sistem, önünü kesmeye kararlı olduğu imam hatipleri cezalandırıyor, ama bütün meslek liseliler aynı cezayı çekmiş oluyor...

Cumhuriyet ideallerinden uzaklaşılan '28 Şubat' mantığının çarpık adalet anlayışı eğitim alanına böyle yansıyor...

"İmam hatip liselerinin cezalandırılmaları için herhangi bir sebep var mı?" sorusu da havada. Sunulan cevapların hiçbiri, 'eğitimde fırsat eşitliği' ilkesinin ayaklar altına alınmasını gerektirecek ciddiyette değil. Hiçbir imtiyazdan yararlanmadan ve hiçbir ayrımcılığa mâruz kalmadan eşit şartlarda yarıştırılan gençlerden, başarılı olanın eğilimine göre bir yüksek öğretim kurumunda okuma imkânına kavuşması gerekir. İmam hatipli veya sanat enstitülü, ya da Anadolu liseli olmasına bakılmaksızın...

Milli Eğitim Bakanlığı bu eşitliği kurmaya çalışıyor da, koca koca profesörler yapılmak isteneni, "Hükümet meslek okulu mezunlarına üstünlük sağlamanın peşinde" diye mi yansıtıyor yoksa? Eğer gerçek buysa, Cumhuriyet'in 80. yıldönümü öncesinde, Cumhuriyet'in temel ilkeleri pâyimâl edilmek isteniyor demektir...

Hadi, cevap verin bakalım: Cumhuriyet'in "Tasada ve kıvançta birlik" ile "İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz" iddiaları ne oldu?


10 Ekim 2003
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED