AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bu Amerikancılığın bedeli ağır olacak

Tezkere geçti ve Türkiye safını belirledi. Artık bundan sonra Avrupa Birliği değil, Amerika-İsrail eksenindeyiz. Çok derinlerden yürüyen "emperyal plan", sonunda Başbakan Erdoğan'ı da ikna etti ve şimdi Irak yollarındayız. Bu planın hedefleri sadece Irak'a asker göndermek ve orada yaraları sarmakla sınırlı değil.

Bu öyle bir plan ki, şimdiden nerede duracağını ve Türkiye'ye nelere malolacağını kestirmek gerçekten mümkün değil. Bu emperyal düzenlemenin ciddiyetini anlamak için İngiltere'de Blair'in durumunu iyi anlamakta yarar var. Siyasal geleceğini tümden kaybetme riskine rağmen, Blair'i "emperyal işgal planı"nın içinde tutan güç neyse, Türkiye'nin "AB rotası"nı tehlikeye atma pahasına Amerika'nın kollarına atılmasını sağlayan güç de o olmalı.

Dolayısıyla, bu kararı doğru okumakta yarar var. Yani, 'asker gönderdik ve artık biz de Irak'ta kurulan masanın bir köşesine ilişiyoruz' şeklindeki masum bir açıklamayla bu kararı geçiştiremeyiz. Çünkü bu karar, uzun vadede Türkiye'nin Avrupa Birliği perspektifini de, bölgesel denklemdeki yerini de derinden etkileyecek bir karardır.

Maalesef Ortadoğu, Amerikan-İngiliz "işgal ekseni"nin marifetiyle büyük provokasyonlara sürükleniyor. Son günlerde, İsrail'in Suriye'ye ve Lübnan'a yönelik saldırılarını dikkatle izlemek gerekiyor. Bu saldırıları Amerika ve İngiltere destekliyor ve bizzat teşvik ediyorlar. Nitekim, ABD Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi, Suriye'ye yaptırım uygulanmasını kabul etti. Kararda, Suriye'nin Lübnan'dan çekilmesi isteniyor.

İşte tam, işgal güçlerinin Suriye'ye saldırı planları yaptığı bir dönemde Türk askeri Irak'a gidiyor ve muhtemelen de Irak-Suriye sınırına konuşlanacaklar. Yani her şey, "emperyal proje"ye göre adım adım hayata geçiriliyor. Eğer hafızalarımızı tazelersek, ikinci tezkerenin reddedilişinin hemen ertesinde, yeni Amerikan faşistlerinin öncülerinden olan Wolfovitz ve Richard Perle'nin o günlerde yaptıkları açıklamalarda, Türk-Amerikan dostluğunun yeniden oluşmasının tek şartının, Türkiye'nin, işgal güçlerinin Suriye ve İran'a yapacağı saldırıya destek olmasıyla mümkün olabileceğine dikkat çektiklerini çok acı bir şekilde görmüş oluruz.

Irak'a asker gönderme konusunda pek hevesli olanlar bilmeliler ki, Türkiye maalesef bir bataklığın içine çekiliyor. Bugün "reel politik" denen masalın büyüsüyle Ortadoğu'daki işgal gerçeğini gözardı edenlerin, yarın nasıl bir ateşin içine düştüklerini gördüklerinde doğrusu ne yapacaklarını çok merak ediyorum.

Acaba bugün tezkereye "evet" diyenler, Amerikan-İngiliz "işgal güçleri"yle yanyana durmanın tarihe nasıl geçeceğini bir kez olsun düşünmüşler midir? Bugün Irak'ta doğan çocuklar bile 20 yıl sonra Türkiye'yi "işgalci" olarak görürse bunun vicdani sorumluluğu kimlerin omuzunda olacak dersiniz?

Üstelik şu anda Irak'ta bizi isteyen bir Allah'ın kulu yok. Ama biz ısrarla ve inatla, "Irak'a huzur götüreceğiz" diyoruz. Ama biz biliyoruz ki, devletimizin "ali menfaatleri" ve yıllardan beri bir türlü kurtulamadığımız "Kuzey Irak takıntısı" yüzünden yeni bir maceraya sürükleniyoruz.

Ve en talihsiz olanı da, sanki PKK her zaman Amerika'nın kanatları altında palazlanıp yıllarca bu ülkeye büyük acılar yaşatmamış gibi, şimdi bu beladan sadece Amerika'nın yardımıyla kurtulabileceğimiz hayaline kapılıyoruz. Oysa Amerika'nın daha bölgede yapacağı çok operasyonlar var ve bu kadar işin içinde PKK ile uğraşmak gibi bir lüksü de yok. Dolayısıyla Türkiye hesabını buna göre yapmalı, aksi taktirde ayazda kalabiliriz.

Amerika için esas olan, ta 1996'da yaptığı Ortadoğu'yu işgal planlarının sekteye uğramadan yürütülmesidir. Bu konuda mümkün olan bütün ülkelerin ve silasal iktidarların kullanılması da mübahtır. Dolayısıyla, yarın Amerika bölgede işini bitirdiğinde bugün kendisiyle aynı safta duranların "tezkereleri"ni ellerine verip evlerine gönderirse kimse şaşırmasın.


10 Ekim 2003
Cuma
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED