|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bedelli askerlik isteyenlerin mektup bombardımanına maruz kalmış durumdayız. Reklamcı Serdar Darendeliler, kitap dağıtım müdürü Erkut Alkan, bilgisayarcı Özgür Yüksel, teknisyen Sami Karagül, ihracat müdürü Eren Ketenci, yazılım mühendisi Evren, öğretmen Sami, öğrenci Erdal, pilot İbrahim... Saymakla bitmez. Yüzlerce. Dakikada onbeş tane düşüyor. Hepsi de isme hitaben. Az daha "Yeter!" diye bağıracak bilgisayar. Bunların hepsini okumayı bir yana bırakalım, sadece silmek için bir adam tutsak, bir saat geçmeden yanına bir yardımcı ister. Askerlik yapmamış olmalarına rağmen taarruzu biliyorlar. Bombardımanda çok başarılılar. Arkadaşlar, halinizi gayet iyi anlıyorum. Ama takdir buyurun, bu iş beni aşıyor. Kararı alacak da ben değilim, aldıracak da.
İŞLEM HACMİ
Fıkra Umut Demir'den... Kurt borsacı, genç borsacıyı yanına almış, işin inceliklerini anlatıyor. Bütün önemli konular gibi, bu konu da parkta yürüyüş yaparken konuşuluyor. Yaşlı kurt borsacı anlatıyor: - Durumu değerlendirirken, kafanda ne kadar risk karşısında ne kazanıyorum hesaplarını iyi yapacaksın... Mesela bak şuraya bir köpek pislemiş, normalde iğrenç ama sana "parmağını değdir ve yala, karşılığında bir milyar veririm" dediğimde bir fırsat şekline dönüşür değil mi? - Elbette. - Haydi bakalım, bir milyar veriyorum parmağını değdir ve yala. Genç denileni yapar, ihtiyar kurdun saydığı bir milyarı anında cebe atar. Yürüyüş devam ederken genç borsacı: - Peki ben size bir milyarınızı geri almanız için şu köpek pisliğine parmağınızı değdirip yalamanızı söylesem... Yaşlı kurt hemen yapar ve bir milyarı geri alır. Yan yana yürümeye devam ederler... Genç borsacının kafası karışmıştır: - Ceplerimizdeki para aynı, ikimizin de ağzında köpek pisliği tadı var. Ne fark etti? Yaşlı kurt: - Öyle deme; iki milyarlık işlem hacmi yarattık!
KOLALI SİNEK
Kola bardağının içinden sinek çıktığında... İsveçli aynı bardakta yeni kola getirilmesini ister. İngiliz yeni bardakta yeni kola ister. Finlandiyalı sineği bardaktan alır ve kolayı içer. Rus kolayı sinekle içer. Çinli sineği yer fakat kolayı içmez. Yahudi sineği yakalar ve Çinli'ye satar. Yunanlı kolanın yarıdan çoğunu içer ve yeni kola ister. Norveçli sineği yakalar ve yem olarak kullanıp balığa çıkar. İrlandalı sineği ezerek kolaya karıştırır ve İngiliz'e satar. Amerikalı lokantaya tazminat davası açar ve 65 milyon dolar tazminat talep eder. Türk başka gören yoksa sesini çıkarmaz, varsa da olayı şiddetle kınar.
İSTANBUL'DA BİR DAHİ
Keyifle seyrettiğimiz Akıl Oyunları filminde hayatı anlatılan ünlü Prof. Con Neş ile İstanbul'da buluşup konuşan ve Boğaz'a karşı yemek yiyen Murat Birsel'i kıskandım. Daha doğrusu gıpta ettim. Bu arada, dahi profesöre "YY"nin dilimizde sene/yıl anlamına gelmediğini ve "yüzyıl" kelimesinin kısaltılışı olduğunu bir söyleyen çıkıp çıkmadığını da merak ettiğimi belirteyim.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |