|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
22.6.2003 tarihinde Afyon Tazlar köyünde bir açılış vardı. Gölet açılışı. Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Asım Kocabıyık'ın sponsorluğunda, TEMA Vakfı'nın koordine ettiği Erozyonu Önleme ve Kırsal Kalkınma Projesi kapsamında köylülere 1997 yılından itibaren fidan dağıtılarak köyün ağaçlandırılması yapılıyor. Dikilen ağacın suya olan ihtiyacının giderilmesi amacıyla sulama projesi için Köy Hizmetleri devreye girerek boşa akan suları gölette topladı. Açılış için Afyon Valisi Muzaffer Dilek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bedrettin Yıldırım, Köy Hizmetleri Genel Müdürü Ali Altıntaş, Köy Hizmetleri 14. Bölge Müdürü Zafer Köksal, Köy Hizmetleri İl Müdürü Zuahir Pötürge, Afyon CHP milletvekili Halil Ünlütepe, Afyon Ak Parti milletvekilleri Halil Aydoğan ve Mahmut Kocak, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Gökyiğit, TEMA Vakfı kurucusu ve mütevelli heyet başkanı "Erozyon Dede" ismiyle maruf Hayrettin Karaca, ve bu projenin sponsoru ve aynı zamanda bu köyde doğmuş olan Asım Kocabıyık ve Asım Kocabıyık'ın ailesi hazır bulundu. Bu açılışı köşe yazısı yapacak kadar önemli kılan husus, sadece benim köyüm olması ve birkaç yaz üst üste yazmış olduğum "bir köyün yazılmamış kısa tarihine zeyl" olabilecek özellikler taşıması değil. Bu açılış ve proje sosyolojik açıdan çok değerli unsurlar barındırıyor. Şöyle ki, 1960'lardan itibaren köy halkı Asım Kocabıyık tarafından kurulmuş olan Borusan Fabrikası'nda çalışmak üzere İstanbul'a göç ediyor. İstanbul'a göç edenlerin hemen hemen tamamına yakın kısmı çocuklarını üniversitede okutuyor. Şehre gidenler ekonomik gelir seviyesindeki artıştan daha öncelikli olarak tahsil dolayımından sınıfı atlarken köy boşalıyor. Tarım yapılan alanlar gittikçe azalıyor. Hayvancılık yok oluyor. Özellikle 90'lardan itibaren emekli olanlar köye geri dönüyor. Tam bu sırada TEMA Vakfı, Asım Kocabıyık'tan sponsorluk istediğinde; Asım Kocabıyık bir zamanlar fabrikasında çalıştırdığı köylülerinin doğdukları yerde doymalarına vesile olmak üzere, projeyi kendi köyü kapsamında destekleyeceğini vaad ediyor. Böylece köye yirmibeş binin üzerinde ceviz ve vişne fidanı dağıtılıyor. Özellikle şehirden köye geri dönmüş aileler TEMA'nın verdiği fidanlarla yetinmeyerek kendileri de yeni fidanlar dikerek korular oluşturuyor. Yüz elli yıllık çam ağaçlarının latif gölgesi altında yapılan törende, açılışı yapılacak olan gölet ile 50 ailenin gelirinin beş kat daha artacağı söylendi. TEMA Vakfı Başkanı Nihat Gökyiğit "Sudan ucuz, sudan sebep kavga çıktı gibi tabirlerle suya hakaret etmekten vazgeçerek hepimizin suya ve toprağa hizmet edenlerden olmamızı niyaz" etti. TEMA yetkilileri kullanılan suların bile biriktirilmesi fikrini köylüye izah etmeye çalıştılar. Ama benim için en çarpıcı olanı Asım Kocabıyık'ın çalışkan, gayretli, çilekeş annesini; bütün köyün "Satı yengesi" olan annesini, anlatırken "gecenin üçünde kalkar su sırası beklemeye giderdi. Bunu hiç unutmadım" ifadesi oldu. Çünkü ben rahmetli Satı yengeyi zengin bir işadamının annesiyken tanıdım. Her bayram mendilin içine koyduğu beş liralar çocukluğumuzun serveti hükmündeydi. Yokluktan gelmiş bir kadının varlık karşısında dize gelmeyişiydi Satı yenge. Asım Bey çam ağaçlarının altında annesini rahmetle yadederken birden gözlerimin önüne namaz örtüsü ve elinde tesbihi ile "Asım fakir bize Allah'ın emanetidir" diyen mütebessim çehresi içinde Satı yenge geldi. Asım Bey'in eşi Nuran Hanım, Afyonlu olmadığı ve köy kültürüne çok uzak bir insan olduğu halde kayınvalidesinden edindiği görgüyü muhabbetle sürdürdü. Konakları, köylülerin rahatlıkla kapısını çalabildiği kervansaray hükmünde işledi yıllarca. Her derdi olan kapılarını çaldı. Ve her defasında kapılar ardına kadar açıldı. Orman mühendisi Muhlis Bey, "Ben böyle köy görmedim. Üç köy odası var ve üçünde de geleneksel sohbet anlayışı sürdürülüyor" diyerek "Cami, köy odası ve çamaşırhanenin külliye anlayışı içinde restore edileceğini" anlattı. Asım Kocabıyık, köy odalarına kütüphaneler ilave edeceğini ve yerin devlet tarafından tahsis edilmesi şartıyla kendi köyüne bir yüksek okul yapmak istediğini söyledi. Türkiye'nin her bir vilayetinde kapital sahibi işadamları çıkıyor. Eğer hepsi Asım Kocabıyık kadar hemşehrisini "doğduğu yerde doyurmak" üzere önüne konan projelere destek vermeye cehd etse "Kırsal Kalkınma Projesi" kısa zamanda çok önemli yol alır. Boşalmış köylerde hayvancılığın ve tarımın yeniden ihya edilmesi için aşk ile çalışan TEMA Vakfı kurucusu Hayrettin Karaca, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Gökyiğit ve Asım Kocabıyık gençlere enerji vermek üzere bütün imkanlarını seferber etmiş bulunuyorlar. Onların bu aşkına, Tazlar Köyü gençleri besihane işletmek üzere çok ortaklı bir şirket kurarak karşılık verdi. Herkesin bir an önce yurt dışına kapağı atmaya çalıştığı günümüzde diplomalı gençlerin köyüne hizmet etmek için yılda birkaç haftasını doğduğu yere ayırdığı Tazlar köyü projesini çok önemli bulduğumu itiraf etmeliyim. TEMA Vakfı kurucusu Hayrettin Karaca'nın çocukların t-shirtlerindeki (özellikle "gavurcasını" yazdım) İngilizce kelimeler üzerine sohbetini haftaya yazmak niyetindeyim. Umarım bir hafta sonra kaldığımız yerden devam edebiliriz.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |