AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Böyle bir kartvizit görülmemiştir...

Vatandaş kartvizitini bastırmış. Karttan çok el ilanına benziyor. İki de fotoğrafını koymuş yanına; biri sakallı ve gözlüklü boy resmi, diğeri sakalsız ve gözlüksüz vesikalık.

Sakal deyince, öyle sıradan bir sakal aklınıza gelmesin. Asortik kesilmiş, şekil yapılmış.

Hepsinden önemlisi, kartın üzerine yaptığı işleri yazmış.

Bakın neler var... Aslında neler yok demek daha doğru.

İşte yaptığı işler:

"Boya, badana, saten, kalebodur, fayans, çini, temel kazılır, kalıp çakılır, demir bağlanır, badygard, elektrik tesisatı döşenir, kaynak işleri yapılır, baca örülür, barbekü yapılır, her çeşitli hastalıklara, boyun ağrılarına, bel ağrılarına, bacak ağrısına, burkulmalara tedavi yapılır, şifalı bitkisel ot temin edilir, süper masaj yapılır, otobüs, TIR kullanılır, çit, tuğla, sıva, kanal, taş duvar, çit çevirme, bahçevanlık, tesisatçılık, otapark, çatı, kiremit, cam, macun, plastik boru tesisatı, eşya taşınır, cankurtaranlık, şömine döşenir, bay bayan saç modeli, kahve falı itina ile bakılır, A'dan Z'ye emek bizden."

Altında telefon numerosu...

Arkadaşımız Nihat Vuran da bir not ekleyerek bize göndermiş.

Şöyle diyor notunda: "Siz de kendinizi meslek sahibi mi zannediyorsunuz?"

Haklı. Böyle bir kartvizit gördükten sonra, o soruya cevap niteliğinde ne desek boş.

Biz ne yazabiliriz ki?

"Yazı yazılır."

Ya da "Dava dilekçesi hazırlanır."

"Manşet atılır."

Olmadı, "Pasta cila çekilir."

Birinden biri veya hepsi bir arada, ne farkeder!

O kartın sahibi görse, "Hadi oradan!.." demez mi? Der valla.

BOLVADİN İMAM HATİP LİSESİ

60'lı yılların başında, Bolvadin halkı birleşerek, kitapçı Süreyya Neslioğlu önderliğinde okulu yapmıştır. Süreyya Bey halkı o kadar gayrete getirir ki küçük büyük herkes onun gibi inşaat malzemesini sırtında taşır.

İlk yıllarda müdür Arif Keleş, öğrencilerden bir çift öküz ve saban ister. Okulun arazisini kendisi sürerek bahçe haline getirir. Ellerini arkasına bağlayıp işleri öğrencilere yaptırmaz.

80'li yıllara kadar yaşı geçkin insanlar da okula kaydolur. Çoğu evli, çoluk çocuk sahibidir. Okulun öğrencileri sadece Bolvadin ve civarından değildir. Uzaklardan; Çankırı, Konya, Denizli, Çorum, Kütahya, Ereğli, Sivrihisar, Manisa, Uşak ve Burdur'dan gelen çok sayıda öğrenci vardır.

Son beş yıla kadar, üniversite sınavlarında oldukça başarı kaydedilmiştir. Bölge halkı çocuklarıyla ilgili pek kaygı duymaz. İmam Hatip'e göndeririz, her şey hallolur düşüncesi yaygındır. Okulun 70'li yıllarda kurulmuş mehter takımı vardır. Bayramlarda mehterin sesini duyan etkilenir, başka okula kayıt yaptırmaz.

Yatılı kontenjan dolduğunda, 12-13 yaşındaki çocukları için ev tutar ve bırakıp giderler. Bu çocuklar ev işlerini, yemeğini, çamaşırını, temizliğini kendileri halleder.

Abdil Uşaklı'dan öğrendiğimize göre, mezunlar yarın toplanıyor. Pilav yenecek, ayran içilecek. Eski günler yâdedilecek, mehter takımının 80'den sonra nasıl yasaklandığı, son yıllarda başarının neden düştüğü konuşulacak.

BAŞSAĞLIĞI

Arkadaşımız Serdar Yegül'ün muhterem babası Yakup Yegül'ün vefatından duyduğum üzüntüyü paylaşmak istedim. Mekânı cennet olsun.


27 Haziran 2003
Cuma
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED