AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

D İ Z İ
Rengarenk bir meclis açılışı

Umman Meclisi'nin hançerli, sarıklı üyelerine hitap eden Sultan Kabus, ülkenin gelişmekte olan demokrasisine özel bir önem atfediyor.

Umman'ın, Arap Yarımadası'nın güneydoğu ucunda olduğunu çoğumuz biliriz. Harita bilgisi olanlar, bu ülkenin, Arap yarımadasının diğer bölgeleri gibi, kurak, çoğu çöllerle kaplı bir ülke olduğunu da tahmin ederler. Ama, Türkiye'de yaşayan biri için, Umman'la ilgili bilgiler, nadiren bunun ötesine geçer. Umman, tarihin çok eski dönemlerinden bu yana insanların meskun bulunduğu bir ülke. Çok erken dönemlerde keşfedilmiş olan bakır madeni, Mezopotamya'daki uygarlıkların, Umman'la daha ilkçağlarda irtibat kurmalarına sebep olmuş. Özel bir ağaçtan elde edilen 'buhur' ülkenin en önemli ticari varlığı haline gelmiş. Bu bölgeden elde edilen buhur, daha ilk çağlardan itibaren, Mısır firavunlarının, Roma imparatorlarının, Pers krallarının saraylarına egzotik kokular saçmış.

Umman, Arap yarımadasının Hindistan'a ve İran'a en yakın olan ucunda yer alıyor. Pers Körfezi'nden (ya da Arapların adlandırmasıyla, Arap körfezinden) gelen gemiler için, Hint okyanusuna açılmadan önceki son uğrak yerleri, Umman limanları olmuş. Umman'ın başkenti Maskat, işte bu limanlardan biri.

Meclis üyelerinin hepsi hançerli

Biz, dünyanın çeşitli ülkelerine mensup gazeteciler, bu kente, Umman Meclisi'nin 3. Dönem açılışı sebebiyle geldik. Ve ilk programlarımızdan biri, Meclis açılışını izlemek, Umman Sultanı Kabus Bin Said'in de hazır bulunacağı açılış töreninde yapılacak konuşmaları dinleyip dünya kamuoyuna yansıtmak.

Ummanlılar, ülkelerinin, 33 yıldır Umman tahtında oturmakta olan Sultan Kabus Bin Said'in yönetiminde mamur olduğu ve hızlı bir biçimde geliştiği görüşünde. İngiltere'de askeri eğitim almış olan Sultan Kabus, saltanatı süresince, ülkesini bölge sorunlarından uzak tutmayı başarmış ve Umman'ın, ekonomide eski dönemlere nisbetle büyük adımlar atmasını sağlamış bir lider.

Umman'ın devlet binaları, mimari bir özenle yapılmış göze hoş gelen binalar.

Toplantının yapılacağı binaya girer girmez, Türkiye'de alışık olduğumuz Meclis görüntüsünden çok farklı bir manzarayla karşılaşıyoruz. Cellabiyelerinin üstüne ince, siyah, üzeri işlemeli cübbeler giymiş sarıklı milletvekilleri, kimi ayakta, kimi bir kanapeye oturmuş, sohbet ediyorlar. İnce işlemeli kılıfları ve eğri uçlarıyla hançerler, Umman'da çok yaygın bir aksesuar. Meclis üyeleri ve erkan-ı devlet de, bu aksesuardan vazgeçmiyorlar. Meclis üyelerinin hepsinin bellerinde, görkemli hançerler takılı.

Arada, (gazeteciler dışında) sivil giyimli, ya da üniformalı kişiler de var. Bunların kimler olduğunu sorduğumuzda, bazılarının yabancı misyon şefleri, bazılarının da komutan ya da güvenlik yetkilileri olduklarını öğreniyoruz. Genel Kurmay başkanı, ayakta, bir milletvekiliyle sohbet ediyor. Bir başka komutan, sonradan Kültür Bakanı olduğunu öğrendiğimiz Aişe Siyabi ile görüş alışverişinde bulunuyor.

UMMAN MECLİSİNDE İKİ KADIN ÜYE

Umman Meclisi, Meclis-i Şura ve Meclis-i Devlet olmak üzere iki birimden oluşuyor. Her iki meclisin de 55'er üyesi bulunuyor. Meclis-i Şura'nın üyeleri halk tarafından seçilirken, Meclis-i Devlet atamayla göreve geliyor. Halk tarafından seçilen Meclis-i Şura üyeleri, halkın taleplerini Meclis gündemine getiriyor. Meclis-i Devlet, yasama görevini icra ediyor. Yetkililer, her iki mecliste birer kadın üye olduğunu belirtiyor.

Sultan Kabus'un Meclis'e hitabı

Açılış töreninde, her iki meclisin üyeleri ve davetliler yerini aldıktan sonra, Umman Sultanı Kabus Bin Said, salona girip 'hazirun'a selam veriyor. Sultan, salona girer girmez, herkes ayağa kalkıyor. Daha sonra, kendisi için hazırlanmış kürsüye gelen Sultan, fasih bir arapçayla, çok uzun olmayan bir konuşma yapıyor. Sultan Kabus, konuşmasında, Umman'daki demokratik gelişmeye özel bir önem atfediyor. Yasal şartlara sahip olan kadın erkek bütün Umman vatandaşlarının oy kullandığını belirten Sultan, her iki Meclis'in de, çalışmalarıyla, Umman'ın refahına, huzuruna, kalkınmasına büyük katkılarda bulunacağını belirtiyor.

Sultan'ın Türkçe konuşan kuzenleri

Salonda, sarıkları üzerinde kırmızı kuşaklar bulunan ve statülerinin farklı olduğu kolaylıkla anlaşılabilen Ummanlılar da bulunuyor. Onlarla tanışmaya çalışırken, güzel bir sürprizle karşılaşıyoruz. Sarıkların üzerindeki kırmızı bantlar, Sultan'ın yakınlarına mahsus bir alamet. Asilzadelerden biri, Sultan ailesine mensup olanlardan ikisinin Türkçe bildiğini söylüyor. Gerçekten de, Sultan Kabus Bin Said'in amcasının oğlu Kays Bin Tarık, zaman zaman kelime bulmakta zorlansa da, aksansız Türkçe konuşuyor. Diğer Kardeşi Talal'ın Türkçesi de düzgün. İkisi de, Haydarpaşa Lisesi Mezunu. Dedeleri Hindistan'dayken, bir Çerkez olan Kamile İlgiray Hanımla evlenmiş. Uzun süre İstanbul'da kalmışlar. Talal Bin Tarık, "Beni otuz-kırk yıl öncesine götürdünüz" diyor. Haydarpaşa Lisesi'nden merhum Mahir İz'i hatırlıyor.

KİMLİK KARTI

Yüzölçümü: 309.500 kilometrekare
Konumu: Arap Yarımadasının Güneydoğu ucunda. Komşuları, Batıda Yemen, Kuzeyde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Doğuda, Umman Denizi ve Hint Okyanusu.
Nüfusu: 2 milyon
Başkent: Maskat. Nüfusu yaklaşık 500 bin.
Ekonomi: 350 milyon varil petrol üretiyor
Para birimi: Riyal. 1 Riyal 2,5 dolara eşit. (Yaklaşık 3.750.000 TL)

YARIN: Denizdeki gündem: Ortadoğu ve Türkiye




 
Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Yusuf Ziya Cömert
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED