AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Paylaşmasını öğrenme ve kusursuzluğu arama ayı

Toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan gelişmesinde pazarların vazgeçilmez bir yer ve önemi vardır. Devletlerin gücü ve ömrüyle pazarların canlılığı arasında doğru orantılı bir ilişki gözlenir. Pazarları hareketli olmayan ülkelerin, devletleri güçlü olmaz. Çünkü, devletlerin gücü pazarlarda alınıp satılan ürün, hizmet ve bilgilerden sağlanan gelirlerden kaynaklanır. Bu gelirler içinde üretici karları ve tüketici yararları yanında, devlete verilen vergilerle birlikte değişik aracı kuruluşların hizmet payları da bulunur.

Pazarlar paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma öğrenme bakımından ülkelerin açık üniversiteleridir. Ekonomik, siyasal ve kültürel alanda üretilen ve tüketilen ne varsa hepsi müşterisiyle birlikte değerini pazarda bulur. Pazarda başarı paylaşmasını öğrenmeye bağlıdır. Çünkü pazarda paylaşmasını bilmeyenler paylaşmasını bilenler tarafından paylaşılırlar. Pazar tarihin her döneminde paylaşmasını bilenlerle ürün, hizmet ve bilgilerini sürekli yenileyenlerin olmuştur.

Anadolu insanının Asya'nın bağrından Avrupa'nın bağrına kadar uzanan serüvenindeki başarısı, ekonomik, siyasal ya da kültürel olsun, hayatın bütün boyutlarında paylaşmasını bilmesinden kaynaklanır. Paylaşılmayan iktidar, zenginlik ya da bilgi uzun ömürlü olmaz. İslam kültüründe paylaşma, yardımlaşma ve dayanışmanın doruk noktasına çıktığı ay Ramazan ayıdır. Ramazan ayında paylaşmanın getirdiği bereket hayatın her alanında açıkça görülür.

Hafta sonunda yapımcılığını Mustafa Savaş, sunuculuğunu da Yusuf Ziya Özkan'ın yüklendiği, dünyayı büyük bir mescid gibi görme yanında, zengin bir pazar olarak da gören STV'nin Ramazan programına katıldım. Program Tokyo'dan Washington'a kadar bütün şehirlerden sahur ve iftar görüntüleri, İslam dünyasının değişik ülkelerinden İstanbul'a gelmiş öğrencilerin Ramazan izlenimlerini ve Fethullah Gülen Hoca'nın sohbetlerinden kısa bölümlerle dünyanın birimini paylaşmanın en güzel örneklerinden birini veriyor.

Özkan'la paylaşmanın bir ibadete dönüştüğü iftar sofralarından cihad kültürünün kazandığı yeni boyutlara kadar değişik alanlarda paylaşmasını bilmenin getirdiği hareket ve bereketi konuştuk. Ramazan bütün kesimleriyle topluma büyük bir hareketlilik kazandırıyor. İster kamu, ister özel isterse de gönüllü olsun, bütün kurum ve kuruluşlarda Ramazan ayınının getirdiği canlılık açıkça gözlenmektedir.

Cihadın cephelerde savaştan daha çok pazarlarda savaş olduğunun bilincine varmak için Ramazan ayında pazarları dolaşmak gerekir. İnsanların iç dünyaları bütün olumlu ya da olumsuz yanlarıyla pazarlara yansır. Bütün dünyada pazarlar insanların iç dünyalarına tutulmuş aynalara benzer. Güzel insanların pazarları da güzel olur. Kusursuz kurum ve kuruluşların oluşturduğu pazarlarda kusurlu ürünlere kesinlikle yer olmaz.

İslam kültüründe pazarlara kusursuz ürün, hizmet ve bilgi taşıyanlarla, cephelerde savaşanlar arasında fark gözetilmez. Günümüzde pazarlardaki cihad, cephelerdeki cihaddan çok daha önemlidir. ASKON'un "Ekonomi ve Kültür Bülteni"ndeki yazımızda da vurguladığımız gibi: "Global Çarşı'ya Dönüşen Dünyanın Yeni Fatihleri" pazarlara kusursuz ürün, hizmet ve bilgi üretmesini bilen kurum ve kuruluşlardır.

Ramazan ayı veren el olma yarışı yanında kusursuzluğu da arama yarışıdır. Kusursuzluğun aranmadığı toplumlarda, paylaşımdaki haksızlıkları gidermek mümkün değildir.

Kusursuzluğu arayan kurum ve kuruluş, pazarlarda uluslararası standartların belirleyicisi olur.


2 Kasım 2003
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED