|
|
|
|
Avrupa Kupası'ndan sonraki maçlar genellik zor maçlardır. Bir de, futbolcuların haklı rövanş maçında olur ve de rakibi hafife alırlarsa yeşil çimlerden üç puanı çıkarmak gittikçe zorlaşır. Nitekim dün İnönü'de bu oldu. Sahaya "Beşiktaş'a final yakışır" pankartıyla çıkan Ankaragücü'nün sert futbolunu iyi niyetleriyle bağdaştırmak imkansız. İlk yarıdaki tatsız, tutsuz ve yavan futbolda dikkati çeken en önemli hareket Ahmet Dursun'un gol attıktan sonra bütün arkadaşlarını yanına çağırıp Lucescu'ya koşup onu kucaklamaları oldu. Bu aslında bir gün önce bir gazetede çıkan "Futbolcular Lucescu'yu sevmiyor. Onu Sinan'a şikayet ettiler" yazısına gösterilen protestoydu. Şimdi Fenerbahçe bitti ya, ligde iddiası kalmadı. Artık Beşiktaş'ı karıştırmak için uğraşmaya başladılar. Bülent Uzun'un maçın 66. dakikasında Tolga'nın ayağındaki topu rakibine kaptırmasından sonraki hareketine ikinci sarı kartı göstermeyişi bize göre maçın bir başka kilit noktasıydı. Lucescu'nun eğer sakatlanmadıysa Giunti'yi oyundan alışını doğrusu anlayamadık. Aslında futbolcular rehavete kapıldı. Ama Lucescu tehlikeyi sezip dinlendirmek istediği iki ası Pancu ve Ahmet Yıldırım'ı oyuna alınca, Kartal daha fazla gol pozisyonuna girmeye başladı. Ama yine de 1-0'lık tehlikeli skor son dakikaların gittikçe uzamasına ve seyircinin mide kramplarının artmasına neden oldu. Eğer ilerdeki maçlarda puan kaybı istenmiyorsa futbolcuların daha dikkatli davranmaları gerekir. Her iki kulvarda yani ligde ve Avrupa'da kayıp vermeden savaşmak için özellikle futbolcuların mental kapasitelerini arttırmak ve konsantrasyonlarını odaklamak için yine söylüyoruz, bu takıma mutlaka bir psikolog gerekli.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |