AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

D Ü N Y A

Nazarbayev'i dikkate almak...

Haber Devam Spot Haber Devam Spot Haber Devam Spot Haber Devam SpotHaber Devam Spot Haber Devam Spot Haber Devam Spot

  • Osman Sönmez
    Ahmet Yesevi'yi anma törenlerine Türkiye adına Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de katılmıştı iki yıl önce. Törenler sırasında Nur Sultan Nazarbayev bir ara Sezer'in kulağına bir şeyler fısıldadı. Sezer de ara sıra başını sallayarak muhatabını dinliyormuş imajını verip durdu.

    Peki Cumhurbaşkanı Sezer'in tutumunda bir mana mı vardı. Hayır. Yalnızca Sayın Sezer, konuyu bilmediğinden Nazarbayev'in ne demek istediğine de mana verememişti. Bu tavrın eğer iyimser yaklaşacak olursak Sezer'in muhatabı Nazarbayev'i dikkate almamasından değil de, uluslararası siyasi konuları ve dengeleri bilmediğinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Çünkü Sayın Sezer bir hukuk adamı olduğundan, Nazarbayev'in kurmak istediği dengelerden o dönem haberdar değildi.

    Ahmet Yesevi'yi anma törenlerinde Nazarbayev muhatabı Sezer'e neler fısıldamıştı? Birincisi Bakü-Ceyhan boru hattı projesinin genişletmesi, ikincisi Avrasya Birliği'nin tesisi. Aslında her iki konuda Türkiye'nin geleceği ve uluslararası arenada siyasi ve stratejik konumunu belirlemesinde adeta nefes borusu. Bu güne kadar siyasetçilerimiz bu konularla hiç ilgilenmediği gibi, meseleyi de enine boyuna araştırma zahmetine de katlanmadı.

    Türkiye'nin kayıp yıllları olarak tarihe kaydedilen Ecevit'in Başbakanliğı'nda kurulan koalisyon hükümetlerinin sırtını Türkî cumhuriyetlere dönmesi ve tamamıyla kendi iç sorunlarıyla ilgilenmesi ne yazık ki gelecek adına büyük projelerin kaçmasına sebep oldu. Ne Avrasya Birliği'ni ne de Bakü-Ceyhan projesini genişletme gibi bir ilgi alanları vardı. Varsa yoksa Derviş kardeşlerinin sözüne kulak vererek, her an yarı yolda bizleri bırakacak Amerikavari politikalar izlediler.

    Bu arada ekonomimizin ayakta kalmasına büyük katkıda bulunan Rusya'yı da az ihmal etmedik değil. Çünkü ne olursa olsun bölgemizde gelişecek her olayın ve her projenin içinde Rusya'nın da olması gerektiğini unutmamamız gerek. Adeta kader bizleri birbirine bağlamiş gibi. Ne Türkiye Rusya'sız, ne Rusya Türkiye'siz, bölgede adım atarak, bir yerlere gelebilir. Çünkü enerji kaynaklarının stratejik yapısı bunu gerektiriyor.

    Dikkat edilirse ve dünyanın doğal kaynaklar haritasına bakılacak olursa, zenginliklerin ve enerjinin daha çok Avrasya bölgesinde ve özellikle Müslümanlar'ın yaşadığı yerlerde olduğunu görmemiz mümkün. Bunun dışında, enerji kaynaklarının Batı'ya ulaşmasının en kolay yolunun da Türkiye'den geçtiği artık aşikar. Durum böyle olunca Türkiye'nin konum açısından siyasi bir belirlilik içine girmesi gerekir. Yani olması gerektiği yerde durması lazım.

    İşte Nazarbayev'in üstünde durduğu konu bu. Biz neredeyiz diye soruyor. Ya da bizler işin neresinde olmalıyız? Bu soruyu Nazarbayev özellikle Türk muhataplarına soruyor. Ne yazık ki şu ana kadar da bir cevap almış değil.

    Nazarbayev'i iyi tanırım. Kazakistan'da çalıştığım 1992 yılı sırasında onu yakından tanıma fırsatı buldum. Sık sık toplantılarda karşılaşıyor Türkiye ile ve gelecek ile ilgili projelerini bana aktarıyordu. Nazarbayev'in o günden bu güne değişmeyen iki hayali var. Birincisi Türkiye'nin içinde etkin rolü olan Avrasya Birliği'ni tesis etmek, ikincisi ise Aktav-Bakü-Ceyhan petrol boru hattının kurulmasını sağlamak. Bunu yaparken de Ruslar ile işbirliğini geliştimek. Çünkü o da biliyor Rusya'sız hiçbir şeyin yapılamayacağını.

    Nazarbayev onun için didiniyor çırpınıyor. Boş durmuyor. Rusya ile beraber önderlik yapıp, Avrasya Savunma Projesi ile ilgili bir birliktelik oluşturmaya çalışıyor. Türkiye'ye "Bu projenin içinde olmalısın" diyerek ikna yollarını araştırıyor. Türkiye halen sağır, halen kör. Geçen Türkiye ziyaretinde konuyu yeniden dile getiriyor Nazarbayev. Ne yazık ki yine muhatabı Sezer oluyor. Her zamanki gibi Sayın Sezer de başını sallayarak olur olur manasında bir şeyler söyledi.

    Aslında bu meselenin muhatabı hükümettir. Hükümet en üst düzeyde araştırma ve geliştirme projeleri hazırlayarak, öncelikle Rusya'nın da içinde bulunduğu zirveler yapmalı. Yoksa bloklaşan dünyada bize yer kalmayacak. Ötesi piyon gibi Avrupa ve Amerika'nın arasında sıkışıp kalırız.

    Onun için Nazarbayev'i dikkate almalıyız.



  • 26 Mayıs 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED