AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Ülke sahipsiz değil

Bir gazetenin attığı "Genç subaylar rahatsız" manşeti iki çok satan gazete tarafından çoğaltılınca olanı gördünüz. Başbakan Tayyip Erdoğan, derhal, iddia edilen sözlerin ikili görüşmede söylenmediğini bildirdi; Genelkurmay başkanlığı ise haberi yalanlamadı, ama Genelkurmay başkanı Org. Hilmi Özkök bugün bir basın toplantısı yapacağını duyurdu. Türkiye, üç gündür, 'genç subayların rahatsız olduğu' haberini tartışıyor...

Dün, burada, bir an için iddianın doğru olması ihtimalini göz önüne alarak, gazetelere yansıyan şikâyet konularının ne kadar yüzeysel, yanlış ve çarpıtma olduğunu değerlendirdik. Her binanın altına bir mescit açma niyetiyle irtibatlı gösterilen yeni düzenleme, ülkemize yerleşik gayrı müslim yabancıların ibadet ihtiyacını karşılamaya yönelik... 19 Mayıs tartışması ise, Ak Parti'nin eseri değil; tartışmayı açanlar da, sonradan katılan siyasiler de iyi niyetli... Sözün kısası, genç veya yaşlı, asker veya sivil, kimsenin telâşa kapılmasını gerektiren bir durum söz konusu değil.

Tedirginlik, temelde, Ak Parti'nin lider kadrosundan bazı isimlerin geçmişte Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış partiler içinde bulunmalarından kaynaklanıyor. Ancak, Başbakan Erdoğan, son tartışmanın çıkmasından önce, Antalya'da topladığı partililere, "Milli görüş gömleğini çıkardıklarını" söyledikten sonra Ak Parti'nin kökünü DP'ye dayadı. Bunlar, Ak Parti ile 'siyasal İslâm' arasına çekilmiş kalın birer çizgi... Daha da önemlisi, demokrasi ve lâiklik konusunda hassas kesimler bile, AKP'ye, kendini gösterme fırsatı vermekten yana... Toplumda varolmayan tedirginliklerin devlette duyulması kendi içinde ciddi bir sorun...

Acaba, toplumda bulunmayan tedirginlik devlet içinde duyuluyor mu? Sözgelimi, çok satan gazetelerin ciddiye aldığı "Genç subaylar rahatsız" manşeti gerçeği yansıtıyor olabilir mi? Dün, burada, "Sahibi tarafından da yalanlanana kadar etkisini sürdüreceğine göre..." ihtimaliyle ciddiye alıp tartıştığımız sözler ya söylenmemişse?

Bu kuşkumuz, Genelkurmay başkanlığı koltuğunda oturan Org. Hilmi Özkök'ün izlemeye çalıştığımız çizgisi ile kendisine atfedilen görüş arasında uçurum bulunmasının eseri. Herhangi bir Genelkurmay başkanı, böyle bir cümlenin, herkesten önce kendisini yaralayacağını bilir. Başında bulunduğu kurum içerisinde birden fazla görüş bulunduğu yolundaki görüşleri, kısa süre öncesine kadar, "Ordunun geleneksel disiplinine nifak sokma çabası" olarak gördüğünü (5 Mayıs 2003) biliyoruz Org: Özkök'ün; geçen mart ayında da şu cümleyi sarf etmişti: "Türk Silahlı Kuvvetleri, şunu açıkça ifade ediyorum, enine boyuna incelenmiş, koordine edilmiş, akılcı ve kolektif tek bir görüşe sahiptir." Org. Özkök, genç-yaşlı subay ayrımının aynı kategoriye gireceğini göz ardı eder mi hiç?

Gördüğünüz gibi, Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay başkanı Org. Özkök arasındaki görüşmede sarf edildiği ileri sürülen sözleri 'doğru' kabul etsek bir dizi sorunla karşılaşıyoruz, 'yalan' kabul etsek durum daha da vahimleşiyor. Konunun vahameti, aslında söylenmemiş sözlerin içerdiği anlam yüzünden değil; söylenmemiş sözlerin söylenmiş gibi gösterilerek alınmak istenen sonuç çok daha vahim. Bir yönüyle, birlik ve beraberlik içinde bulunması gereken bir kuruma 'nifak' sokuluyor, diğer yönüyle de kamuoyunu yanlış şartlandırarak asker-sivil ilişkilerini olumsuz etkileyecek bir adım atılıyor... Bunu yapmaya kimsenin hakkı yok...

Bugünkü basın toplantısında, Genelkurmay başkanı, kendisine düşen görevi yerine getirecektir. Bu ilk rahatsızlık kaynağı değil çünkü. İlki, ikinci tezkerenin oylanması öncesinde, bir gazetenin manşetine, "Ordu tezkereden rahatsız" biçiminde tırmanmıştı. Genelkurmay 'ordu' adına konuşmaya yetkisi bulunanların bu görüşte olmadığını açıkladı. İkinci 'yalan haber' ise, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın son MGK toplantısı sırasında söylediği sözler olduğu iddiasıyla gazetelere yansıtıldı. Birileri, hiçbir ilgileri bulunmadığı halde, Başbakan Erdoğan ve çevresini, o haberi sızdırmakla suçlamak amacıyla bu çarpıtmayı yaptılar. Şimdi de, ağzından çıkmış olması düşünülemeyecek sözlerle Genelkurmay başkanı töhmet altında bırakılmak isteniyor...

Yasal açıdan sorunlu ve 'suç' teşkil eden bu çarpıtmalar için TRT'nin de kullanılıyor olması ise aklı zorluyor.

Birileri galiba Türkiye'yi sahipsiz sanıyor...


26 Mayıs 2003
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED