|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
NEŞTER SALGINI Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu'na, 'Neşter Operasyonu' hakkında bilgi veren soruşturma savcısı Süha Aldan, sağlık alanında gözle görülür bir kirlenme olduğunu belirterek bu kirlenmenin neredeyse bir virüs gibi yayılma özelliği gösterdiğinin altını çizdi.
Neşter soruşturmasını yürüten Ankara DGM Savcısı Ömer Süha Aldan, Türkiye'nin en büyük sorununun "yolsuzluk" olduğunun altını çizerek, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında genel bir kirlenmenin gözlendiğini kaydetti. Savcı Aldan, Başsavcı Cevdet Volkan'la birlikte geçen Cuma günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nu makamında ziyaret etti. Yeni Şafak'a konuşan Aldan, ziyaret sırasında soruşturma sırasında kendilerine sağladığı destekten dolayı Başesgioğlu'na hem teşekkür ettiklerini, karşılıklı fikir alışverişinde bulunduklarını söyledi. Savcı Aldan, ziyaret sırasında Başesgioğlu'na Neşter soruşturması sırasında ülke gerçekleri ve yolsuzlukla mücadele konusundaki izlenimlerini anlattı. 'Kirlilik virüs gibi yayılıyor' Başesgioğlu'na, bu soruşturma sırasında bazı doktor ve diğer sağlık çalışanlarını etkilemeye dönük firma politikalarının, sağlık alanında gözle görülür bir kirlenmeye neden olduğunu bildiren Aldan, bu kirlenmenin neredeyse bir virüs gibi yayılma özelliği gösterdiğinin altını çizdi. Aldan, Hipokrat yemini ederek ve idealist düşünceler ile mesleğine başlayan pekçok sağlık çalışanının, bir süre sonra mesleklerinin olumsuz çalışma anlayışlarına kapılarak, kamu tarafından sağlanan ücret ve sosyal hakların da yetersizliği ile idealistlikten çıktıklarını bildirdi. Zamanla dürüst olmanın "enayilik" olduğu anlayışının hakim olmaya başladığını kaydeden Aldan, bu anlayışın, sağlık alanındaki genel kirlenmeyi hızlandırdığını söyledi. Aldan, Neşter soruşturması ile ilgili tespitlerini şöyle anlattı. "Kimi sağlık kuruluşlarında, hekimler arasında firmalardan menfaat temin etme konusunda, neredeyse bir işbölümü oluşmuş. Hatta bazı yerlerde bir havuzun oluşturulduğu, elde edilen rüşvetin bu havuzda toplanarak, hekimler ve çalışanlar arasında paylaştırıldığı yönünde bilgiler edindik. Bu yapılanmalar öylesine güçlü hale gelmiş ki, soruşturmamız sırasında bilirkişi temininde büyük güçlükler yaşadık. Çoğu hekim oldukça yetenekli ve mesleğinde ehil olmasına karşılık, haksız kazanç sistemine dahil olduğu, firmalardan menfaat temin ettiği ve objektif olamayacağı yönünde izlenim edindik. Bu tür ilişkilere girmeyen hekimlerin ise, bilirkişilikten kaçınmak için büyük gayret sarfettiklerini gözlemledik. Bunlardan yüksek akademik, kariyere mensup olanlar, meslek camiasından dışlanmaktan çekinmemektedirler. Henüz akademik kariyer için yükselme çizgisinde bulunan hekimler ise, yolsuzluğa bulaşan pek çok hekimin kendileri hakkında karar verecek jüri üyeleri olduklarını, bilirkişilik yapmaları halinde yükselmelerine imkan kalmayacağını belirterek, bilirkişi yapamayacaklarını dile getirdiler." 'Dürüstlük, enayilik oldu' Savcı Aldan, Türkiye'de gerekli denetimden uzak ekonomik bir anlayış olduğu sürece, yolsuzlukla mücadelenin sağlıklı şekilde yapılamayacağına dikkat çekti. Yolsuzluk salgınının bütün kurum ve kuruluşları sardığını anlatan Aldan, genelde bir kirlenmenin söz konusu olduğunu vurguladı. "Kısaca tuz kokmuş, dağ tükenmiştir" diyen Aldan, şunları belirtti: "Kamudaki yolsuzluğun bütünüyle giderilmesine dönük yaklaşım ve girişimler, ülkemizin gerçekleri ile bağdaşmamaktadır. Siyaset adamlarının, bürokratların ya da iş adamlarını birey olarak dürüst bir kişiliğe sahip olmaları tek başına yolsuzluğu önlemeye yetmemektedir. Dürüstlük, 'enayilik' olarak algılanmaya başlanmıştır. Yolsuzluk öyle bir hal almış ki bireyle devletin her ilişkisinde bu kavramın varlığı konusunda toplumda bir fikir birliği oluşmu. Ve kamu yıllardır yolsuzluğa, büyük bir ekonomik krize düşecek kadar kaynak vermiştir. Bir birey ve bu soruşturmayla, sağlık alanına dışarıdan bakan bir kişi olarak diyorum ki, kamudaki yolsuzluğun bütünüyle giderilmesine dönük yaklaşım ve girişimler, ülkemizin gerçekleri ile bağdaşmamaktadır. Tüm yolsuzluklarla mücadele yaklaşımı, mevcut idari yapılanma içinde hemen halledilecek bir konu değildir."
|
|
|
|
|
|
|