AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Sıra İran'da mı?

11 Eylül sonrasında ve Afganistan'ın işgali sürecinde Amerikalılar İran ile diyaloğu hiç ihmal etmediler.

Bazı Amerikalılar'a göre mollalara karşı reformcı Hatemi'nin desteklenmesi Amerikanın bölgesel çıkarlarına hizmet edebilir ve belki de İran'ı Şah dönemindeki konumuna geri getirebilir. Böyle bir hesap çeşitli nedenlerle Amerikalılar için çok önemlidir!!

Sünniliği ve özellikle Vahabiliği terörün kaynağı olarak gören bazı Amerikalılar (özellikle İsrail yanlıları) ise Şiiliğin desteklenmesi ile bölgede yeni dengeler oluşturulabileceğini savundular. Üstelik Farisi (Acem) ve köken olarak Kürtler'e daha yakın bir İran etnik olarak Sünni olan Araplar'a ve gerektiğinde (!) Türkler'e karşı kullanılabilirdi!!

Irak'ı işgal eden Amerikalılar bu ülke ve bölge ile ilgili olarak hesaplarını yaparken biraz da bu yaklaşımla davrandılar.. Bu nedenle de Sünniler'in en ufak bir gösterisine (Musul'da olduğu gibi) ateşle karşı koyan Amerikalılar milyonlarca Şii'nin Necef'te bir araya gelmesine sesini çıkarmadılar..

Ancak aynı Amerikalılar farklı hesapları da ihmal etmediler. Tahran ve Iraklı Şiiler'le her türlü diyalog kanalını açık tutan Amerikalılar İran yönetimine karşı mücadele eden ve kampları Irak'ta bulunan Halkın Mücahitleri Örgütü ile anlaşmalar imzalıyorlardı. Bu anlaşmalara göre örgüt, kamplarını boşaltacak ve silahlarını Amerikalılar'a teslim edecek. Ancak örgütün yaklaşık 15 bin civarında olan militanı şimdilik Irak'ta kalacak!

Başka bir ifade ile Amerikalılar gerektiğinde bunları İran ile pazarlıklarında bir kart olarak kullanabilecek!!

Aynu durum Kuzey Irak'taki PKK'ler için de geçerli gibi gözüküyor!

Irak'ı kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmeye çalışan Amerikalılar, Şiiler ve İran ile ilgili tüm farklı hesapları yapmaktadırlar..

Kendi yanlısı veya en azından kendisini 'Büyük Şeytan' olarak görmeyen bir Şii yönetimi Bağdat'ta görmek isteyen Washington, Tahran'a da gözdağı vermeyi de ihmal etmiyor. Pentagon'dan sızan veya sızdırılan haberlere bakılırsa Suriye değil İran, yakın gelecekte Amerikalılar'ın yeni hedefi olacak..

Üstelik Irak'ı işgal ederek İran'a komşu olan Amerikalılar'ın işi bu kez daha kolay ..

Kitlesel imha silahları var diye Irak'ı işgal eden Amerikalılar aynı söylemi şimdi de İran için tekrarlamaya hazırlanıyorlar. Üstelik bu kez ellerinde somut bir veri var..

O da İran'ın nükleer reaktörü..

1982'de İsrail için büyük tehlike olarak görülen Irak'ın nükleer reaktörünün İsrail uçakları tarafından bombalandığını hatırlarsak İran'daki reaktörün de yakın gelecekte bu kez Amerikan veya İsrail uçaklarının veya füzellerinin hedefi olması kaçınılmazdır. Üstelik Irak'ı işgal eden Amerikalılar ve müttefikleri İsrailliler bu kez Irak'a çok daha yakındırlar!!

Bu olasılığı gözardı etmeyen Amerikalılar İran'a karşı birçok plan üzerinde çalışmaktadırlar.. 'Radikal islamcı örgütlere ve PKK'ye verdiği desteği' hatırlatarak Ankara'yı da yanında görmek isteyecek olan Washington Türkler'e 'Irak'ta İran yanlısı Şii bir yönetimin Türkiye'nin çıkarlarına uygun olmayacağını' sık sık söyleyecektir..

Bununla da yetinmeyebilecek olan Amerikalılar belki İran'ın kuzeybatısında yaşayan ve aslen Türk olan 15 milyon Azeri'yi de Tahran'a karşı ayaklandırmaya çalışacaktır.. Daha sonra sıra bu ülkede yaşayan 3 milyon Arap kökenliler ve o civarda Bluşiler'e gelebilecek..

Amerikalılar Irak ve bölgedeki Arap Şiiler'i İran Şiileri'ne karşı kışkırtacak ve Tahran'ı sıkıştırmak için tüm yollara başvurabileceklerini göstereceklerdir..

Amerikalılar ne pahasına olursa olsun İran'ı kendi ve İsrail'in çıkarlarına karşı bir tehlike olarak görmek istemiyorlar.

Bunu da sağlamak için gereken herşeyi yapacaklar gibi gözüküyorlar.. Hamas, Cihad ve Hizbullah gibi örgütlere verdiği destek ile İsrail'in güvenliğini tehdit eden bir İran, ya bu tavrından vazgeçirilmeli (o zaman da İslam devriminin bir anlamı kalmayacak!) ya da cezalandırılmalı..

Amerikalılar ve tabii ki müttefikleri İsrailliler bu cezalandırma biçimini kendi hesaplarına uygun olarak uygun bir zaman ve süreç içinde belirleyeceklerdir.

Ne yazık ki Irak ve bölgede var olan koşullar onlara bu olanağı en azından şimdilik sağlıyor..

1994'te Azerbaycan'ın eski ve merhum Cumhurbaşkanı Elçibey ile Keleki'deki evinde yaptığımız o uzun sohbetleri hatırladım. O sohbete rahmetli Elçibey Amerikalılar'ın mutlaka İran'ı Yugoslavya gibi parçalayacağını söylüyordu..

9 yıl sonra bugün yaşanan olaylar bana Elçibey'in söylemlerini hatırlattı.. O zaman da Irak'ın işgal edilme olasılıklarını ve İsrail'in bölgeye egemen olma planlarını değerlendiriyorduk.

O gün konuştuklarımızın hemen hemen tümü gerçekleşti veya gerçekleşme sürecine girmiş gibi gözüküyor.. Umarım bugün söylediklerimimiz de benzer şekilde 9 yıl sonra gerçekleşmez!!

Yoksa bizler hiçbir şeyden ders almıyor muyuz!!


26 Mayıs 2003
Pazartesi
 
Dr. HÜSNÜ MAHALLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED