AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
İlginç bir tartışma: Kayıyor... Hayır kaymıyor!

Belki "Neresi ilginç değil ki?" diyeceksiniz ama biz yine söyleyelim: CHP'nin çok ilginç bir muhalefet anlayışı var. Ülkenin Meclis'te şu kadar milletvekiliyle temsil edilen anamuhalefet partisi, sanki asıl olarak üzerinden bir türlü atamadığı can sıkıntısından dolayı, ortaya sürekli "naylon" arayışlar sürmekle meşgul...

İşte önümüze getirilen son arayış ve onun etrafında başlayan tartışma: CHP merkeze mi kayıyor?

Görüyorsunuz, partinin kendisini yeniden tanımlaması gayreti, bu gayreti ifade eden temel "kavram"ın seçiminden de belli olduğu gibi haddinden fazla "kaygan". CHP bir yerlere doğru doğru "kayacak" ama acaba bu kayış hangi yönde olacak?

Ben atlamışım, bu "kayma" veya "çekme" hikayesiyle ilgili olarak CHP Genel Başkanı ilginç bir açıklama yapmış, Radikal'den (23 Mayıs) Murat Belge'nin yazısından öğrendim. Deniz Baykal yeni arayışla ilgili olarak "Tarihi bir hatayı düzeltip sosyal demokrasiyi merkeze çekiyoruz" dedikten sonra şunu da eklemiş: "Merkezi sosyal-demokrasiye çekiyoruz." Belge, çok yerinde ve eğlenceli bir dille arayışın ilk faslıyla ilgili olarak "Ben de, 'zahmetsiz süreç' diye bunu anlatıyorum zaten. Deniz Baykal önderliğindeki CHP'den anlaşılan bir 'sosyal demokrasi' varsa, bunu 'merkeze getirmek' o kadar da zor bir şey değil" diyor. Ne kadar haklı... Bitmedi; Belge'nin asıl güzel değerlerdirmesi arayışın ikinci faslıyla ilgili: "İşte bu kısım -nasıl yapılacak onu da anlamadım ya- epey zorluk çıkarabilir." Ne güzel... Gerçekten de, diyelim ki CHP'nin "sosyal demokrasi"yi "merkeze çekmesini" anladık; peki ya "Merkezi sosyal demokrasiye çekmek" ne ve nasıl oluyor? Adına "merkez" denilen şey kayık mı ki bir karar sonucu elbirliğiyle "sosyal demokrasi"ye çekilsin?! Belge'nin bu "kayma" hikayesine ilişkin şu tespitinden de mahrum olmayasınız isterim: "Çeşitli bakımlardan önemli bir karar, şüphesiz, ama özellikle bir bakımdan sevindirici olduğu söylenebilir: Kayarken patinaj yapma ihtimali 'yok' denecek kadar az. Bu kadar kısa bir mesafede hiçbir kaza olmaz. Bir enerji kaybı da olmaz; kalktığı gibi oturur, yolculuğunu tamamlamış olarak."

CHP'nin bir muhalefet partisi olarak son icadı olan bu "kayma" meselesinin açıklamasını televizyon ekranında CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç'tan da dinledim. Koç, salondaki dinleyicilere kara tahtaya çizdiği şekillerle bu "kayış"ın ruhunu açıklıyordu. Koç'un açıklamalarını sürdürürken bir ara asabileştiğine de şahit olduk. Şöyle diyordu CHP Grup Başkanvekili: "Kimse CHP sağa kaydı yorumunda bulunarak kendini aldatmasın, bir süre sonra mahcup olur. CHP bir yerden kalkıp bir yere gitmiyor."(!)

Epeyce esrarengiz bir ifadeydi doğrusu... Eğer kendini aldatan CHP değilse kim? Kim, niçin "mahçup" olacak? Böyle birçok soruyu cevapsız bırakan bir ifade...

Başta Deniz Baykal'ınkiler olmak üzere CHP'nin yeni arayışına ilişkin açıklamaları gözden geçirdiğimizde partinin sıkıntısı anlaşılmıyor değil aslında. Ben bu sıkıntıyı tek bir sözcükle açıklayabilirim: Bu sıkıntı asıl olarak , CHP'nin ülkenin belli başlı en "muhafazakar" partisi olmasından kaynaklanıyor. Bu tespit içinizden bazılarına şaşırtıcı gelebilir ama ne yazık ki durum böyle... "Muhafazakar" bir parti, yani 80 yıllık cumhuriyetin artık çoktan dönüştürülme/değiştirilme zamanı gelmiş "klişeleri"ni sonuna kadar muhafaza etmeye çalışan bir parti. CHP sıkıntılı, çünkü "tabii tabanı" saydığı geniş kitleler onu sevmiyor... CHP sıkıntılı, çünkü kendisine "sosyal demokrat" sıfatını yakıştırmasına rağmen ne "sosyal" ne de "demokrat"....

Bakın Deniz Baykal, sosyal demokrasinin "tabii taban"ı olması gereken kesimler hakkında ne diyor: "Sorun şu: Türkiye'de sosyal demokrasi ve sosyal demokratlar yanlış anlaşılıyor. Bizim amacımız bu yanlış anlaşılmayı gidermek. Çünkü bu yanlış algılama sonucudur ki, yıllardır, aslında sosyal demokrasiye yatkın, özünde bu değerleri taşıyan ve özleyen birçok insanımız, sağ partilerin etki alanında kaldılar."

Yani özet olarak, emekleriyle hayatını kazanan "seçmen" kitlesi yanılıyor ve yanıltılıyor... Oysa biliyoruz ki, sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde partilerin kimliği va tabanı arasındaki ilişki CHP'nin sandığından çok karmaşık bir yapıdadır. Emekleriyle geçinenler, orta ve az gelirliler, hatta yoksul kesimler dünyanın hiçbir yerinde "otomatik" olarak emekten, dayanışmadan yana sosyal demokrat partilerin seçmeni olmuyorlar. Hatırlasanıza; 19 yy'ın sonu ve 20 yy'ın başında Avrupa'nın en yoksul kesimi olan "köylüler" de sanki "inadina" sağ partilere oy vermiyor muydu? Ama Avrupa sosyal demokrasisi, "köylüler"e oy hakkını kendisi kazandırmasına rağmen bu tablo karşısında hiç de şaşırmıyordu.

Benzer bir hikayeyi de Türkiye'den verelim: Tercüman'dan Hasan Celâl Güzel'in sözleriyle, "'şeflik dönemi'ndeki 'tek parti dikta yönetimi'nden bu yana; milletin en az üçte ikilik çoğunluğu, merkezden sağa uzanan çizgide 'siyasi yerini' tayin etmiştir ve bu durum yarım asırdan fazla bir süredir hemen 'hiç değişmeden' devam etmektedir. Bu bâriz çoğunluğun tercihleri arasında; kalkınma ve refah talebi, sivilleşme ve demokratikleşme arzusu, başta dini değerler olmak üzere milletin değerleri ön sırada sayılabilir:"

Evet, aradan tabii ki çok zaman geçti ve CHP tabii ki artık tam olarak "eski CHP" değil... Ama Güzel'in sıraladığı nedenleri tekrarlayacak olursak, "iktidar"ın yolu bu ülkede de "kalkınma ve refah talebi", "sivilleşme ve demokratikleşme arzusu", "başta dini değerler olmak üzere milletin değerleri"nden geçiyor. Sanmayın ki ülkenin "sağcılar"ı her zaman bu teveccühü hak etmişlerdir diyorum. Ne gezer.... Ama ne yapalım ki "realite" böyle....

CHP'ye akıl veriyorum gibi olmasın ama bu partinin "Yeter söz milletindir" sloganının elli yıl sonra insanları hâlâ niçin heyecanlardırdığını bir kez daha düşünmesi gerekmez mi? CHP bir yerlere "kaymayı" düşünüyorsa, kendisine doğru kayılacak yer belli değil mi?


26 Mayıs 2003
Pazartesi
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED