Tam Avrupa Birliği işleri yolunda giderken Türkiye'nin "ortodoks solcuları", TSK'nın geleneğinde "başarısız darbe" girişimleriyle birlikte anılan ve de sonu hüsranla biten "genç subaylar" hareketini yeniden ülke gündemine taşıdılar.

Nedense şu ortodoks solculardan oldum olası kıl kapmışımdır. Eğer en kritik dönemlerde Türkiye'nin tekerine çomak sokulmak isteniyorsa, her zaman bu ihaleyi kapmak için etrafta dolaşan bir "ortodoks solcu" mutlaka vardır. Genellikle bu tipler demokrasiden gıcık kaparlar, çağdaş dünyanın gidişatıyla ilgilenmezler, temiz havadan nefret ettikleri için örümcekli odalarda yaşarlar, dünyadaki sosyal demokratlarla uzaktan yakından ilgileri yoktur. İklimsel şartlar bakımından genel olarak Cumhuriyet gazetesinin kapsama alanı içinde bulunurlar.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne en çok yaklaştığı son günlerde, demokratikleşmeyi püskürtme işi bu ekibe verilmiş olmalı ki, hiçbir doğruluk derecesi olmadığı halde sanki Genelkurmay Başkanı söylemiş gibi, "Genç subaylar rahatsız" manşetini atıverdiler.

Güya Genelkurmay Başkanı Özkök Başbakan Erdoğan'la yaptığı 1.5 saatlik görüşmede demiş ki, "Özellikle genç subaylarımız arasında bir tedirginlik var. 19 Mayıs'a ilişkin açıklamalar, AB yasalarının içine konan kimi maddeler rahatsızlık yanatıyor." Şu ana kadar Genelkurmay Başkanı Cumhuriyet'e bu bilgilerin kendisi tarafından verildiğini belirten bir açıklama yapmadığına göre, acaba Mustafa Balbay bu bilgileri nereden aldı?

Yılların gazetecisi böyle bir asparagas haber yapmayacağına göre, muhtemelen askerin AB karşısında tek vücut olarak durduğunu göstermek isteyen "red cephesi" kendisine böyle bir ihale vermiş olabilir.

Ancak tam da toplumun büyük bir bölümünün Avrupa Birliği konusunda böylesine motive olduğu, ekonomik göstergelerin olumlu seyrettiği bir dönemde, toplumsal hafızaya bir nevi "ayrımcılık virüsü" sokmak anlamına gelen "genç subaylar" ifadesi doğrusu çok talihsiz bir seçim olmuş...

Bu tanımlama, sadece Türkiye'nin Avrupa Birliği rotası açısından değil, askerin toplumdaki kredibilitesi açından da bir talihsizlik. Genelkurmay Başkanı'nın özellikle altını çizerek "AB'ye karşı değiliz" açıklamalarına rağmen, "ortodoks solcular"ın özellikle darbe çağrışımı yapan "genç subaylar" tanımlamasıyla hem AB'ye, hem de siyasi iktidara aba altından sopa gösterme çabası galiba en çok bizim "ortodoks solcular"a yakışıyor.

Eskiden bu "darbe piyasası" ile ilgili ihale işleri, sermaye ile derin akrabalıklar kurmuş olan "eski solcular" üzerinden gerçekleştirilirdi. Şimdi konjonktür gereği bu darbe pazarlama işleri, artık çoktan tedavülden kalkmış ve de küçük adacıklar halinde ülkenin değişik bölgelerinde konuşlanmış bulunan "ortodoks solcular" yapıyor. Daha temiş iş...

MEHMET OCAKTAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu