AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Bir haller oldu

Keşke hâlâ bir yerlerde yazıyor olsaydı da bana telefonda söylediğini okurlarıyla paylaşsaydı. "Çağıracakları varsa, bu son tartışmaların tam göbeğine oturtulmakla o şansı kaybettim" diye neredeyse karalar bağlayacağım bir hâlet-i ruhiye içine düştüğüm sırada, bir yazar dost, "Bunca yıldan sonra nihayet konuşturdun" diye beni tebrik etti. Dünyada olup bitenleri yakından izlediğini bildiğim dostuma tek tepkim, "Sahi mi?" sorusu oldu...

Bu yıl, Bilderberg'e, biraz da Türkiye yüzünden, bir haller olduğu kesin. Yıllardır yakın tâkibe aldığım Bilderberg'i ben yazardım, siz okurdunuz. Bir iki ses daha; o kadar... Gediklisi olanların kaleminden içinde 'Bilderberg' sözcüğü bulunan tek satır çıkmazdı. Thomas Friedman sözgelimi; Türkçeye de çevrilmiş globalizm konulu kitabının ana-hatlarını Bilderberg'teki tartışmalar teşkil ettiği halde, buna değinmez bile...

2003, Bilderberg açısından, tam bir 'istisna yıl' oldu. Niyeti farklı da olsa ülkemizin en çok satan gazetesi sürmanşetine taşıyarak tartışmaya açtı Bilderberg'i; ilk bir-iki gün bazı tv kanalları "Ne oluyor?" sorusuna cevap aradı. Kanal-7 "Acaba büyütülecek bir şey yok mu?" merakını sonuna kadar sürdürdü. Sağolsun, bu yılın katılımcılarından M. Ali Bayar da kamuoyunun aydınlanmasına katkıda bulundu.

İçeride bunlar olurken dışarıda da bugüne kadar pek görülmemiş gelişmelere tanık olduk. İngiliz BBC televizyonu, ana-haberlerinde, Bilderberg toplantısını bütün gizemiyle okurlarına duyurdu. Amerikalılar, Fransızlar, Almanlar suskun kalsa bile, İngiliz 'Economist' dergisinin editörlerinden Martin Wolf, Financal Times gazetesine yazdığı yazının ilk paragrafında Bilderberg'e katıldığından ve konuşulanlardan söz etti.

Wolf'un yazısının girişini okuyalım: "ABD artık bir statüko gücü değil. Bu yıl Versailles'da yapılan Bilderberg toplantısı, bunun, kıta-aşırı ittifakın sağlığına ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu açığa kavuşturdu. Toplantıya ABD ile Avrupa arasındaki nikâhın bozulabileceğine emin olarak gitmiştim. Bunun kolayca durdurulamaz olduğunu düşünerek terkettim toplantıyı..."

Wolf, Bilderberg'e her yıl dâvet edilen 15 kadar gazeteciden biri. Editörü olduğu Economist dergisi, Bilderberg açısından çok önemli bir yayın organı. Bilderberg'e bu yıl 13 gazeteci ve yazar çağrılıydı: Fransız Le Figaro'dan Alexandre Adler, Les Echos'dan Nicholas Beytout, NYT'tan Tom Friedman, Wall Street Journal'den Paul Gigot, Alman Die Zeit'tan Matthias Nass, İtalyan La Republica'dan Marco Panara, Finlandiya Helsingin Sanomat'tan Olli Kivinen, Danimarka Politiken'den Toger Seidenfaden, Kanada'dan Mark Stein, ABD'den Newsweek editörü Fareed Zakaria... İngiliz Economist dergisinden üç yazar: Martin Wolf, Gideon Rachman, John Micklethwait...

Bu yıl Bilderberg toplantılarını ön plana getiren bir başka gelişme Avrupa Parlamentosu'nda (AP) yaşandı. Avrupa milletvekili Patricia McKenna, Avrupa Komisyonu'nun bazı üyelerini ismen de anarak, "Ne oluyor?" diye sordu. Mario Monti, Erikki Liikanen, Pedro Solbes Mira, Gunther Verheugen, Antonio Vitorino ve Frits Bolkestein Bilderbergçi Komisyon üyeleri. Komisyon başkanı Romano Prodi 1980'lerde Bilderberg yürütme kurulu üyesiydi. McKenna şu sorularına cevap vermesini istedi Prodi'den: "Bunlardan hangisi gelecek Bilderberg toplantısına katılacak? Katılımları Komisyon adına mı olacak? Yol paralarını nereden alacaklar?"

Avrupa Komisyonu başkanı Prodi AP milletvekilinin sorularına cevap vermek zorunda kaldı. Cevapta, Bilderberg'te önemli olan sıfatın 'yürütme kurulu üyeliği' olduğu belirtiliyor. AB Komisyonu üyeleri Bilderberg'e şahsen dâvet ediliyorlarmış; bu yıl da üç üye katılmış toplantılara: Frits Bolkestein, Pascal Lamy ve Mario Monti...

Dışarıdan izleyenler olup bitenin önemini anlamayabilirler; ama herhalde sizler 2003'ün gerçekten 'istisnai yıl' olduğunu fark etmişsinizdir: Avrupa Parlamentosu'nda başkana soru yöneltmek, katılanlardan önemli birinin ad vererek toplantının varlığını kabul etmesi, Türkiye'de manşetlere tırmanan tartışmalar... Bir adım ötesi, Bilderberg'in Davos'a dönüşerek açılması... Dünya egemenleri, öyle bir zorunluluk altında kalırlarsa Bilderberg'i açarlar, ama herhalde kendilerine yeni bir 'gizli' buluşma vesilesi icat ederler...

Bu tezimin altında, aralarında krallar, kraliçeler, cumhurbaşkanları, başbakanlar, önemli bakanlar, uluslararası örgütlerin yöneticileri, ülkelerindeki gelişmeleri etkileyebilecek konumda kişiler, milyarlarca dolara hükmeden işadamları, bankerler bulunan bir grubun, dünyadaki gelişmeleri kendi haline bırakamayacakları tespitim yatıyor... Sizce bırakabilirler mi?

Bu yılın Bilderberg'i, hiç kuşkunuz olmasın, kalıcı etkilerini her alanda gösterecek. Hatta göstermeye başladı bile. Bilderberg öncesi, Irak'ta savaşa karşı çıkan Almanya, Fransa, Rusya, ABD'nin BM güvenlik konseyini kullanarak işgalini 'meşrulaştırma' niyetine karşı çıkıyorlardı. Bilderberg sonrası, BM güvenlik konseyinden, işgali meşrulaştıran, ABD'ye beş yıl süreyle Irak petrollerini kullanma izni veren bir karar çıktı. Almanya, Fransa ve Rusya'nın da katkılarıyla...

Beni çağırmalarına hâlâ gerek var mı, bilemiyorum...


26 Mayıs 2003
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED