AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Hayata tutulan ayna

Tiyatro, İstanbul Şehir Tiyatroları'nın kullandığı "aforizma"yla "hayatın aynası". İnsanın insanla, insanın toplumla, insanın hayatla yüzleştiği her noktaya bir ışık düşürüyor ve gördüğünü temsil yoluyla yansıtıyor. Görmek istemeyeceğimiz gerçekliklerin yaşandığı, insanın insan olmaktan utanç duyduğu bir dünyada yaşayan günümüz insanına bir kaçış imkanı da sunuyor. Yaşanan gerçekliği soğutan, iteleyip uzaklaştıran bir "sığınak" olarak da algılayabiliriz bugün tiyatroyu, gerçekliğin parçalanıp yeniden kurulduğu, çeperlerinden ayıklanıp en çıplak haliyle gözler önüne serildiği "cesur bir mekan" olarak da.

Ben tiyatroyu en çok "balkon"a benzetiyorum. Bir parçası olduğu hayatın akışını takip ederken ne çok aşağıdadır çünkü, ne çok yüksekte. Hem küçük küçük her olaya, olayların illiyet bağına, başına ve sonuna, hem de olayların olguya dönüştüğü yoğunluğa bakabilir. Sokaklarda, caddelerde olup biten görülüp temaşa edilebilir oradan, o anda olup bitenin bütünlüğüne hakimdir, iyi bir konumdur bu. Her şeyi görse de uzanıp değiştiremez hiç bir şeyi, ama seslenebilir, işaret edebilir; uyarıp bakın şurada bu oluyor diyebilir. Katı olanı saydamlaştıran bir güç sunar bulunulan mevki.

Bugün hepimiz küçüldükçe dar gelen bir dünyada yaşıyoruz. Aynı gösterinin hem oyuncusu, hem seyircisiyiz. Kurtuluş vaadlerinin bile, iyi bir yerine yerleştirilerek işlerlik kazanmasının engellendiği gösterinin bir parçası olduğunu görüp, sahteleşen etkisiz elemanlarız. Çıplak gerçeğin karmaşık bir dolayımdan geçirilip süslenerek aktarıldığı gösteri dünyasından sıyrılma imkanı sunuyor işte tiyatro. Yapay yaldızlarından arındırılmış, doğal ışıltısına yaklaşmış hayatı aynaya aksettiriyor.

İstanbul'da yedi sahnede birden hayata ışık tutan İstanbul Şehir Tiyatroları'nın aynasına, hayatın kendisi gibi, yıllardır herbirimize yutturulmuş olan "Halk tiyatroya teveccüh göstermiyor" yalanının bir yalan olduğu da yansıyor. Bunu en çok da zengin ve modern yaşam özlemini hicveden "yaşayan efsane" Lüküs Hayat opereti açık ediyor.

Lüküs Hayat, Bediha Muvahhit, Muammer Karaca ve Hazım Körmükçü gibi dev tiyatrocuların yer aldığı bir kadroyla ilk kez sahnelendiği 1933 yılından bu yana, 70 yıldır zamana inat ediyor. Ekrem Reşit Rey'in yazdığı, müziklerini kardeşi Cemal Reşit Rey'in yaptığı (rivayet edildiğine göre şarkı sözlerinin bir kısmını Nazım Hikmet yazmış), sahnelendiği süre içinde kendisi yenilenirken nesiller eskiten, farklı hayatların yaşandığı kaç kuşağa birden hitap eden Lüküs Hayat, Haldun Dormen'in rejisiyle tam 19 yıldır taptaze ve kesintisiz olarak çıkıyor seyirci karşısına.

Operetin eskimemesi, oyunu ilk kez izleyen de bile yaşadığı hayata ilişkin pek çok şeyi birden bulmasından kaynaklanıyor. Klasik anlamda alafranga hayat tarzları gazino kültürüyle birlikte tarihe karışmış, Şişli'de bir apartman dairesine sahip olmanın kıymeti azalmış olsa da, insanlar televizyonlar aracılığıyla başka mekanlarda devam eden pırıltılı hayatlara tanıklık ediyor. Oralarda süren hayatlara duyulan özlem yahut tiksinti durumu devam ettiği için devam ediyor Lüküs Hayat. Modern meddah Zihni Göktay'ın tam yerinde yaptığı güncel espriler ise her defasında yeniden tazeliyor klasikleşmiş opereti. Oyunun biletleri, İstanbul'un varoşları sayılan Gaziosmanpaşa ve Ümraniye sahnelerinde bile yok satıyor.

İstanbullu tiyatro izleyicileri, Şehir Tiyatroları'nın tuttuğu aynadan, Türk toplumunun geçirdiği dönüşümün izini takip ediyor ve aktörler, mekanlar, olaylar değişmiş olsa bile; aslında hiç bir şeyin değişmemiş olduğunu, insanlık durumunun evrensel boyutuyla birlikte hem dünyada, hem de Türkiye'de hep aynı bildik oyunun sahnelendiğini görüyor. Gözlerinizi kamaştırıp yakın körlüğü yaratan gösteri dünyasının sığlığından kurtulmak, süreklilik özelliğinin aksine anındalık duygusunu bir kez daha yaşamak, olup biten bunca sıcak gerçekten kaçıp, hayatın soğutulup sunulduğu sahneye bakmak için balkona çıkmaya ne dersiniz?


5 Nisan 2003
Cumartesi
 
FADİME ÖZKAN


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED