|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Önceki gün Suriye televizyonunda katıldığım bir canlı yayın programında Türkiye'nin tavrı tartışılıyordu.. Lübnan Enformasyon Bakanı Gazi Aridi bu tavrın bir çok Arap ülkesi yönetiminin tavrından çok daha onurlu olduğunu söyleyerek bunun devam etmesi dileğinde bulundu.. Bakan Aridi bunları söylerken ajanslar Powell'ın Türkiye'den yeni kolaylıklar sağladığı haberini geçiyordu .. Ajanslar Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Amerikan birliklerine 'insani yardım' sağlayacağını buna karşın da Powell'ın Türk ordusunun Kuzey Irak'a girmesine itirazının devam ettiğini belirtiyordu.. Aynı sıralarda televizyonlarda Habur'dan geçerek Kuzey Irak'a giden onlarca Türk plakalı TIR 'lar görülüyordu. TIR'lar Kuzey Irak'taki Amerikalılara askeri Hummer cipleri taşıyordu. Genel Kurmay Başkanlığı'nın açıklamasında ise bu 'ciplerin silah ve muharebe malzemesi taşımadığı' belirtildi.. Oysa 'Amerikalılara insani yardım sağlayacağını' ve 'koalisyonun bir parçası olduğunu' ilan eden Türkiye bakın nelere ortak oluyor ve olacak: 1- Şu anda hava sahasını Amerikan uçak ve füzelerine açan Türkiye Kerkük ve Musul'da öldürülen Arap, Kürt, Türkmen ve diğer sivillerin katledilmesine ortak olmaktadır. 2- Türkiye, Irak bombardımanına giden ve dönen Amerikan uçaklarına kendi havaalanlarına çeşitli neden ve gerekçelerle iniş izni vererek saldırılara katkıda bulunmaktadır. 3- Türkiye 'insani nedenlerle' Amerikan uçaklarının taşıdığı Amerikalı ve İngiliz yaralılara yardım ederken Irak'ta öldürülen ve yaralanan yüzlerce kendi dindaşı ve soydaşı ile komşusu bir coğrafyanın insanlarına hiç bir 'insani yardım' yapmadığı gibi, onların ölüm ve yaralanmalarına katkıda bulunuyor. 4- Türkiye şimdi de Kuzey Irak'taki Amerikalılara 'insani yardım' adı altında yeni kolaylıklar sağlayacaktır. Yani Türkiye Arabıyla, Kürdüyle, Türkmeniyle tüm Irak halkını öldürmeyi sürdürebilmesi için Amerikalıların uçak, tank ve araçlarına benzin sağlayacaktır. Sözde kurtarma ve insani amaçla Türkiye üzerinden Kuzey Irak'a geçişine izin verilecek helikopterler daha fazla Iraklının öldürülmesinde kullanılacaktır. 5- Habur'dan geçerek Kuzey Irak'a götürülen ve Kürtlere verilecek olan cipler Kerkük'ün Kürtler tarafından ele geçirilmesinde kullanılacaktır. 6- Mersin'e getirilen Pattriot füzelerinin Kürtleri korumak için Kuzey Irak'a götürülmesinden söz edilmektedir. 7- Herkes bilir ki Hammer ciplerine tank savarlar dahil her türlü ağır silah monte edilebilir. Ve bu silahlar Kürtler tarafından Kerkük'ün ele geçirilmesinde kesin olarak kullanılacaktır ve kullanılmaktadır. Bunun tersi yönünde Amerikalılar tarafından Ankara'ya verilen söz ve taahhütlerin hiç birinin yerine getirilmeyeceğini hep birlikte göreceğiz. Çünkü Amerikalılar Türkiye'yi değil Kürtleri tercih etmiştir!! 8- Bu gidişat ile Amerikalılar istedikleri her şeyi Türkiye'den elde edecekler ama Türkiye'ye hiç bir şey vermeyeceklerdir. Bu da yetmeyecek, çünkü Türkiye bilerek veya bilmeyerek saldıran tarafın yanında olmaya başlamıştır.. Eğer hâlâ Türkiye bu gerçekleri görmüyorsa ve 1991 olayları ve sonrasında olup bitenlerden ders almıyorsa o zaman söylenecek tek bir atasözümüz kalıyor, o da: 'kendi düşen ağlamaz'!! ……. İran 1980-1988 yıllarında Irak ile kanlı bir savaşa tutuşmuştu.. Amerikalıların kışkırtması ile Saddam'ın başlattığı bu savaşta yüzbinlerce insan şehadet getirerek can verdi.. Daha sonraki yıllarda da duygusal olarak İran'daki ideoljiye sıcak bakan Iraklı Şiiler Amerikalılar tarafından aldatılarak ayaklandırıldı ve yüzüstü bırakılarak Saddam'ın hışmına uğratıldı.. Yine daha sonraki yıllarda İran tarafından desteklenen ve Iraklı Şiileri temsil ettiği söylenen İslam Devrimi Yüksek Konseyi örgütü Irak muhalefetinin en önemli güçlerinden biri oldu. Amerikalılar ise bu muhalefti sık sık biraraya getirerek Saddam'a karşı bildik planlarını yaparak şimdiki saldırısını başlattı.. Oysa Kürtler hariç Irak halkını temsil ettiğini söyleyen ve aralarında Türkmen Cephesi'nin de bulunduğu hiç bir muhalefet grubu Amerika ile birlikte hareket etmedi.. Yani hiç kimse, nefret etmelerine rağmen Saddam yönetimine karşı ayaklanmadı . Irak halkı diktatör Saddam'ı işgalci emperyalistlere tercih etti!! Ama bizi burada ilgilendiren İran'ın tavrıdır.. Tahran 'Büyük Şeytan' olarak gördüğü Amerika ile birlikte, % 97'si müslüman ve yarısı Şii olan Irak'a ve yüzbinlerce İranlının ölümüne neden olan Saddam'a karşı savaşmayı reddetmiştir. İranlı din adamları Amerikalılara karşı savaşmaları için Iraklı Şiilere cihat çağırısı yapıyorlar. Düşmanca tavır alması için bir çok nedeni olan İran, komşusu olan bir ülkeye saldıranın yanında olmak istememektedir. Bu ise Irak ve tüm bölge halkları tarafından takdirle karşılanan ve İran devleti ile halkı adına tarihe geçecek bir ilksel tavırdır.. Şah döneminde Irak ve tüm Arap halklarına karşı affedilmeyen kötülükler yapan Tahran şimdi Irak'taki müslüman halka karşı kendi halkının da düşmanı olan Amerikan-İngiliz saldrısının yanında olmamaya özen göstermektedir. Peki cumhuriyet tarihi boyunca Irak'la hep iyi ilişkiler içinde olan ve bu ülkeden kötülük değil de hep iyilik gören Türkiye acaba ne yapmaktadır?!! Umarın farkına varıldığında iş işten geçmemiş olur!!
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |