Rüştü'nün Barcelona transferi haberini memnuniyetle okurken İlhan Mansız'ın yöneticilerini nasıl çileden çıkardığını, Fatih Terim'le Fatih Altaylı dost, düşman çatlatan programını seyredip, bunaltıcı sıcaklarda serinlemeye çalışıyoruz. Uzun cümle oldu ama nokta koyacak yer bulamadım. İsterseniz devam edelim. Futbol milli takımımızın olağan üstü başarısını bir türlü kabul etmek istemeyen, belki de tükürdüğünü yalamak kompleksinden kurtulamayanlar var. Spor oldu mu mutlaka, kim yazdı, ne yazdı demez okurum. "Şenol Güneş'in kariyeri hâlâ yok" başlığı ile Hıncal Uluç'u okudum. Kendi görüşü olabilir, saygılıyım.

Ama... ikide bir "Benim Spor Medyam" diye diline doladığın, beğenmediğin kişiler olmazsa ne yazacaksın kardeş.. Bir Şenol Güneş kompleksinin içine düşmüşler mangası var ve Hıncal da onların kumandanı sanki. Çalıştığı gazetenin spor ekibini beğenmez, aynı çatı altındaki TV 'Spor'u yerden yere vurur çocuklara göz dağı verir, "Aman Hıncal abi kızmasın" ekmeğimizden oluruz korkusu yaratırsın. O zaman al bakalım direksiyonu kazasız, belâsız yürü... Şenol Güneş'in milli takımdaki başarısı için bak sana bir örnek veriyim. Alman futbolunun yaratıcılarından Sepp Herberger, arkasından Helmut Schön. Bu adamlar yalnız milli takım için vardı. Alman liginden takım çalıştıramazlar mıydı... Derwall ise Alman milli takımının başından, Türk milli takımına geldi. Sonradan Galatasaray'lı oldu.

Yıllarca Macaristan galibiyeti ile avunduk, İtalya beraberliği ile gün geçirdik. Yeter artık. Alkışlamayı bile beceremediğiniz milli takıma dil uzatmayın. Onlar şimdi Avrupa sahalarında bizi temsil edecek. Oturun Kâzım'la "Kariyer, vizyon" muhabbeti yapın.

BEKİR BORAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu