AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M

'Kürtler için demokrasi son mu, ara durak mı?'

"Kürt Sorununa Çözüm Konferansı" toplantısında konuşan Prof. Baskın Oran, "Türkiye Kürtleri demokrasiyi elde ettikleri zaman bunu bir ara durak mı, yoksa son durak mı görecekler" diye sordu.

Farklı görüşlerden aydınlar Ankara'da düzenlenen bir konferansta Kürt sorununu tartıştı. 33 çağrıcının davetiyle toplanan konferansta iki gün boyunca, Türkiye'deki çok kültürlülük sorunu, Kuzey Irak ve bölgede kurulabilecek Kürt devletine kadar pek çok konu ele alındı.

"Ortadoğu'da Yeni Bir Süreç ve Kürt Sorunu" başlıklıklı oturumda "Türkiye Kürtleri, Demokrasi ve Self Determinasyon" başlıklı bir bildiri sunan Prof. Dr. Baskın Oran, ortaya attığı bir soruyla ilginç bir tartışmanın da kapısını araladı.

Demokrasi ara durak mı?

Baskın Oran, "Türkiye Kürtleri demokrasiyi elde ettikleri zaman bunu bir ara durak olarak görüp bağımsızlık için mi çalışırlar yoksa demokrasiyi son durak olarak görüp Türkiye'de mi yaşayacaklar? Büyük soru budur" dedi. Oran, bu soruya cevap vermek ve Kürtlerin bağımsız bir devlet kurmalarının mümkün olup olmadığını açıklamak için Kürtlerin sayısı, bölgesel yoğunluğu, jeopolitik konumu, uluslararası konjonktür gibi çeşitli unsurlara artılar ve eksiler verdi. Baskın Oran, şöyle konuştu:

Artılar ve eksiler

"Türkiye'de 12 milyon Kürt'ün bağımsızlığa gitmesi sayı açısından mümkündür. Yoğunluk açısından bir eksi ve bir artı verilebilir. Tarihsel süreklilik açısından, tarihte Kürtler değil bağımsızlık, Kürt milliyetçiliğinin herhangi bir unsurunu bile dile getirmemişlerdir. Buna eksi verilebilir, ancak bu Kürtlerin kendi isteğiyle mi, baskılar nedeniyle mi olduğu düşünüldüğünde artı verilebilir. Sınırda yeralmaları artı, denize çıkışlarının olmaması eksi bir unsur. Sınırda soydaş olması artı, ancak komşu ülkelerdeki Kürtlerle Türkiye Kürtleri arasındaki farklılıklar eksi unsur. Dolayısıyla eksiler ve artılar eşittir."

Tek çare demokrasi

Baskın Oran, "Kürtler zorunlu vatandaş mıdırlar, gönüllü vatandaş mıdırlar? Asıl mesele bu. Yaşar Kemal, 'Kürtlere hakları verilirse bağımsızlık isterler' tezine şu cevabı veriyor: 'Peki hakları verilmezse bağımsızlık istemeyecekler mi?' Bu sözün ciddiye alınması lazım" diye konuştu.

Konferansın konuşmacılarından Mehmet Altan ise, Avrupa Birliği sürecinin, Kürt sorununun aşılmasında faydalı bir süreç işlevi gördüğünü söyledi. Demokrasiye direnenlerin teşhir edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Altan, "AB süreci Kürt sorununun aşılmasında, demokratikleşmenin sağlanmasında çok faydalı bir süreç. Fakat buna direnen demokrasiyi uygulamak istemeyen bir dinamik var. Yapılması gereken buna direnen bürokratları teşhir etmektir, bu dinamiklerin üzerine gitmektir. 6. uyum paketinde önemli haklar yeraldı. 7. uyum paketinde ciddi değişiklikler öngörülüyor. 2004 yılı boyunca uygulama izlenmeli ve bunların ihlal edildiği yerde bağırılmalıdır" diye konuştu.

Sorun dört oturumda tartışıldı

Hafta sonunda Ankara Dedeman Oteli'nde düzenlenen "Kürt Sorununa Çözüm Konferansı"nda dört ayrı oturumda "Türkiye'de Çok Kültürlülüğün Sorunları", "Ortadoğu'da Yeni Süreç ve Kürt Sorunu", "Türkiye'de ekonomik, Sosylal ve Sınıfsal Dinamikler Açısından Kürt Sorunu ve Çözümü", "Türkiye'de Demokratikleşme Bağlamında Kürt Sorununun Çözümü" konuları tartışıldı. Oturumları, İHD Genel

Başkanı Hüsnü Öndül, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, KESK Başkanı Sami Evren ve TTB ikinci Başkanı Metin Bakkalcı yönetti.

Konferansın konuşmacıları arasında, Mehmet Altan, Ömer Laçiner, Mithat Sancar, Sezgin Tanrıkulu, Bilge Contepe, Naci Kutlay, Baskın Oran, Sungur Savran, Tarık Ziya Ekinci, Ahmet İnsel, Metin Çulhaoğlu, Yaşar Seyman, Şevket Akalın, Betül Altuntaş, Mesut Yeğen ve çok sayıda siyasi partinin temsilcileri yeraldı.

'Amerika, Kürtleri sömürgeleştiriyor'

Konuşmasında ABD'nin Irak'taki varlığını değerlendiren Sungur Savran ise, konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi: "ABD'nin 11 Eylül'den sonra uygulamaya başladığı strateji bütün Ortadoğu'yu hegamonyası altına alma stratejisidir. ABD Ortadoğu'ya demokrasiyi getirmeye gelmedi. Kürt halkını kurtarmaya hiç gelmedi. Bugün Irak'ta Kürtler gözümüzün önünde sömürgeleştiriliyor. Bir ulusun kendi kaderini tayin hakkının, bir başka ulusun kendi kaderini tayin hakkı çizmeler altında ezilirken dile getirilmesi ne kadar ahlakidir? Bunu sorgulamak lazım. 'Kuzey Irak'ta bir akraba devlet oluşursa Türkiye Kürtleri oraya taşınacaktır' deniyor. Eğer Türkiye politikasında ciddi bir değişiklik yaparsa, böyle bir şey yaşanmaz. Türkiyedeki aydınlar, kendi topraklarındaki kültürleri tanımak için bir seferberlik başlatmalı. Devletin öğretmesine bırakmadan Kürtçe öğrenmek ve öğretmek için bir girişim başlatılmalı."

  • KEZBAN BÜLBÜL ANKARA



  • 7 Temmuz 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED