|
|
|
|
Kartal 100. yılında çok arzu ettiği şampiyonluğa ulaştı.. Asırlık güzide kulüp zirveye ulaşmanın keyfini kendi stadında unutulmaz bir şölenle kutladı.. Bu kutlama gerçekten inanılmazdı!.. Bu güne kadar görülmemiş, eşi benzeri olmıyan kutlamada tüm Beşiktaş ailesi bir arada el ele gönül gönüle unutulmaz bir gece yaşadılar. Bu organizasyonu gerçekleştirenleri ayakta alkışlamak lazım!.. Günlerdir gazetelerde, TV ekranlarında Beşiktaş'a, yöneticilere ve de özellikle sayın Lucescu'ya övgüler düzülüyor.. Kazananı, zirveye ulaşanı övmek zaten bizim medyanın herzaman yaptığı alışılagelen birşey!.. Bizim medyanın kuralı "Kazanan daima haklıdır..." ögesi hiçbir zaman değişmez.. Kazandıktan sonra tüm yanlışlar çöpe gider, eksiler unutulur sadece artılar hatırlanır, hatırlatılır!.. Övgünün dozu oylesine aşırıya kaçırılır ki asıl hedef unutulur gider!.. İyinin de ötesinde bir mükemmelin varolduğu gerçeği hafızalardan tamamen silinir!.. Bizim medya karar vermiştir artık.. Lucescu şampiyonluğu kucakladığı için eleştirilemez.. Dokunulamaz Rumen hocaya!... Dokunan ve de eleştirenler hiçbirşeyden anlamıyan futbol fakirleridir!.. Şimdi biraz geriye gidelim... Bulunduğu ortamda Beşiktaş için hedef belirliyelim... Tabii ki ilk amaç oynadığı ligde şampiyonluğa ulaşmak.. Kartal bunu başardı ve zirveye kondu... Ancak bir önceki sezondaki derecesi ile UEFA Kupası'na katılmaya hak kazanan Beşiktaş'ın bu kupadaki hedefi ne olmalıydı sorusuna siz olsanız ne cevap verirdiniz?.. Ben bütün sezon gazete sütunlarında, gerek yöneticilerden ve de gerekse Beşiktaş teknik heyeti veya sayın Lucescu'dan UEFA Kupası'nı kazanacağız diye bir beyanat okumadım.. En kabadayısı hedefimiz çeyrek final veya final oynamak tipinden sözlerdi.. Kimse en mükemmeli, zirvenin en tepesini yani kupa almayı aklından bile geçirmiyordu.. Ama bir başka doğru vardı, hatırlanmıyan.. Düş ancak kurulursa gerçekleşir, inanç olmazsa başarıya asla ulaşılamaz!.. Şimdi sizlere bir soru sorayım isterseniz?.. Beşiktaş'ın lig şampiyonluğu yerine UEFA Kupası'nı almasını tercih etmez miydiniz?.. Hiç şüphesiz EVET seslerinizi duyar gibiyim!.. Aslında Kartal'ın her iki kupayı da müzesine götürmesi gerekiyordu... O zaman iyinin de iyisi olacak mükemmele kavuşmanın sevinci yaşanırken, zirvenin tepesine konmanın doyulmaz hazzına ulaşılacaktı!.. Beşiktaş bunu yapabilirdi!.. Kartal tüm Türkiye'yi bir kere daha sevince boğar, Galatasaray'ın ardından UEFA Kupası'nı ülkemize getiren ikinci takım olabilirdi!..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |