|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Kökler", üç aylık bir edebiyat dergisi. Ankara'da çıkıyor ve yayın yönetmenliğini Osman Özbahçe yapıyor. İlk sayısında, sayfalarında yer alan çalışmaların ait oldukları imza sayısı itibariyle 'iki kişilik' (Ali K. Metin/Osman Özbahçe) bir dergi olduğu intibaını uyandırdı ki; bence bunun hiçbir sakıncası yok! Pek âlâ bir edebiyat dergisi, salt iki kişinin çalışmalarından ya da ağırlıklı çalışmalarından oluşabilir.. Hatta, 'tek kişilik' bir edebiyat dergisi de (Örneğin İpek Dili, başlangıçta böyle tasarlanmıştı!) dergicilik dünyamıza yeni renkler katabilir.. Derginin varlık nedeni, şu cümleyle özetlenmiş: "Kökler kendi açısından, başta edebiyatımız ve dilimiz olmak üzere her yönüyle insanımızın, yaşadığımız zamanın ve şartların bir vesikası olmaya, birikimlerine tanıklık etmeye, özellikle 'yerli bir duruş' sergilemeye gayret edecektir." Yeni çıkan bir edebiyat dergisini diğerlerinden ayırmaya, farklı kılmaya ve böyle algılanmaya yetecek özellikler değil bu sıralananlar.. Yani bana kalırsa, dergi adına herhangi bir 'iddia' taşımaktan uzaklar! Olabilir! "Kökler", sanıyorum bunu, yayımlandıkça ve dolayısıyla ortaya nitelikli çalışmalar koydukça göstermeyi hedefliyor: Bu da güzel! Öte yandan, "Yerli bir duruş" ifadesine, bir mim koyuyorum! "Kökler"den, ortak paydalar dahilinde bir 'çalışma dergisi ortamı'nın işaretlerini almayı umuyorum. Üç aylık periyot, bu bakımdan uygun.. Turgut Uyar'la ilgili Osman Özbahçe ve Ali K.Metin imzalı iki yazı, örneğin anlamaya yönelik bir işlevi sahiplenmeleri açısından, bunu sezdiriyor. Oysa, İsmet Özel'in son şiirini 'eşeleyen' (Osman Özbahçe) metin ise, satır aralarına sızmış koyu bir 'hayranlık' hissiyle kaleme alındığından, bana göre, sahiciliği gölgeliyor. Osman Özbahçe'nin daha önce Dergâh'ta da denediği "Dergilerde Şiir" başlıklı değerlendirme bölümü, kuşkusuz iyi niyetli bir çabanın ürünü. Ancak, kimi zaman 'iyi niyet', yeterli olmayabiliyor. Zira, Özbahçe'nin dil tarzı, içinde 'üslûp' sorunları taşıyor. Şiiri algılayışta ve bu algılayışı okuyucuya sunmada, kakofonik bir söylem ve tanım silsilesine yenik düşmüş görünüyor. Doğrusu, lise talebeleri için belki doyurucu ama, edebiyat/şiir dünyası için fazla mide ekşitici, sıkıcı bir söylem! Aynı ismin, "Günümüz Şiiri" başlıklı yazısı, muhtemelen 'ders vermek' hevesiyle yazıldığından olacak; bu tür yazı biçimlerinden 'ders çıkarmak' isteyenler için iyi bir örnek! "Kökler"de yer alan kimi şiir sahipleri, "Günümüz Şiiri" adlı yazıyı okumamakla veya okusalar bile yazıda ortaya konan 'iz sürme'ye dahil olmamakla, hiçbir şey kaybetmeyeceklerinin farkındalar sanıyorum! Acaba, "Kökler" (Tel. : 0312-435 98 65) nasıl bir 'kök' arayışına, ne tür bir 'yerli duruş'a, hangi 'birikim'lere tanıklık edecek? Yeni sayıları, umuyorum, bunun da cevabını verecek ip uçlarını haiz olacak. "Kökler"e yayın hayatında başarılar... * * * "imlasız", Kayseri mahreçli bir kültür/sanat/edebiyat dergisi. Editörlüğünü, Halim Şafak yapıyor. İlk sayısındaki teorik metinlerle göz dolduruyor. Bastığı şiirler konusundaysa, daha temkinli olmak gerekiyor. Zira, derginin yansıtmak istediği atmosferi kucaklamaktan uzak birçok şiir.. Halim Şafak, çıkış yazısında, "(...) özellikle 16-28 sayıları arasında ele aldığı konularla anarşizme sanat-edebiyat dünyasında bir alan açtı"ğını ve "bir zaman sonra bir mevzi, bir özgürlük alanı olmaktan çıktı"ğını iddia ettiği kavram karmaşa dergisinin bıraktığı 'anarşist' kulvarı doldurmak niyetiyle yayın hayatına atıldığını belirtiyor "imlasız"ın. Aynı yazıda, "imlasız başta imlanın yazı üstündeki egemenliğini ortadan kaldırmak için/imlanın dil üstündeki ve dilin ifade gücünü kısıtlayan, sınırlayan, daraltan tavrını yadsımak için/dilin otoriterleşmesine, faşistleşmesine karşı çıkmak için/bütün iktidar ve otorite biçimlerini ve hiyerarşiyi reddetmek için (...) çıkıyor." biçiminde dillendirilen ideolojik/anarşist bir manifestoyla da, derginin varoluş nedenleri gerekçelendiriliyor. Evet, bu arkadaşların (Adı üstünde 'imlasız') 'İmlâ'ya allerjileri var, anlaşıldığı gibi; imlâya, yani kullanılan dile/kurallarına ve özetle, tüm yerleşik yapı ve yapılaşmalara.. Ancak, tam olarak imlâdan da kurtulmuş değiller: İmlâdan ve belli başlı imlâ kurallarından sıyrılarak nasıl bir dil (Türkçe?) inşâ edecekler; doğrusu insan merak ediyor! Gerçi 'İmlâ'nın reddi, biraz da sembolik bir anlam taşımıyor değil.. Kısaca ifade etmek gerekirse, "imlasız" dergisini çıkaranlar 'protest söylem'i kışkırtıp, 'anarşist tavrı/rûh'u parlatacak ve 'yeraltı'nı önceleyecek bir tavrı/konumu benimsemiş görünüyorlar. Her türden meşruiyet dürtüsünü, bilinç dışına savurma gayreti içindeler. Diğer taraftan, edebiyat sahasındaki "burjuva edebiyat konumunu yıkmak", derginin öncelikleri arasında sıralanıyor.. "imlasız"a, 'İmlâ' konusundaki görüşlerinde katılmıyorum. Bilâkis, imlânın yazıyı, muhayyileyi, anlam dünyasını, anlaşılmayı zenginleştirdiğini düşünüyorum. Burada örnek vermek, yer işgâli olacak! Türk diline zarâfet ve hassasiyet katan 'İmlâ'yı reddetmek; bizatihî dili ve dolayısıyla bize ait olanı, dahası sahip olduğumuz kültür ve medeniyeti reddetmek anlamına geliyor, bana sorarsanız.. Yine de, bunun bir tecrübe olduğunu, bunun gibi her türden 'uç' algılama biçimlerinin edebiyat/sanat dünyasında da kendilerini ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum. "imlasız"a (e-mail: imlasizyazisma@hotmail.com) yayın hayatında başarılar diliyorum... Not: Bursa Araştırma Kütüphanesi internet sitesi, hizmete girmiştir. Adres: www.bursaarkutup.org
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |