AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
İnsanlığın siyasi güzargahında yeni pistler...

İnsan Hakları Sempozyumu yarın Başbakan Tayyip Erdoğan'ın konukları selamlaması ve değerlendirme toplantısının yapılmasıyla son bulacak.

Bu sempozyumun hem teknik açıdan hem politik açıdan insan hakları mücadelesinde ve bu mücadelenin politikasında kilometre taşı olacağı açıktır.

Sempozyuma ilişkin kaleme alacağımız bu son yazıda, dün yaptığımıza devam etmek, okurları sempozyumda tartışılan yeni yöntemlerle birinci elden tanıştırmak yerinde olacak…

Tartışılan taktiklerden birisi Türkiye'den.

İzmir Barosu'dan Murat Dinçer taktiğini söyle özetliyor:

İzmir Barosu'ndan bir grup avukat, polisin işkence yaptığı kişilerin açacağı davalarla ücretsiz olarak ilgilenmek için biraraya geldi. Uluslararası yasalar ve Türkiye'deki kanunlar, kötü muameleden şikayetçi olunduğunda soruşturma açılmasını gerektirse de, Türk Ceza Kanunu'nun uygulanmaya başlamasından bu yana geçen beş yıl içerisinde, hiçbir görevli işkenceden hüküm giymemişti. Baro bünyesindeki bir grup avukat, bu soruna iki açıdan yaklaşmaya karar verdi: Şikayetlerini mahkemelere intikal ettirmeye istekli mağdurlara ulaşmak ve bu kişilerin davalarını üstlenmeyi kabul edecek avukatlar bulmak.

Baro, işkencecilere dava açmak üzere gönüllü avukatları eğitti. Bu eğitimlerin kapsamına, işkencenin tıbbi boyutları, bir dava sürecinde gerekecek dokümantasyon becerileri ve insan hakları yasalarına dair bilgiler de dahildi. Baro, dava masraflarını da üstlenmeyi kabul etti.

Baro, mağdurların şikayette bulunması için onları cesaretlendirmeye yönelik çalışmalar yürüttü: Başlattıkları hizmetin reklamını yaptı, 24 saat çalışan bir telefonla başvuru sistemi kurdu ve "Korkmayın. Sessiz kalmayın. Sadece bizi arayın" yazılı posterleri, sivil toplum kuruluşlarına ve mahkeme binalarına astı. Proje başladığından bu yana geçen bir buçuk yıl içerisinde, bu grupta yer alan avukatların sayısı 5'ten 234'e yükseldi ve 304 dava açıldı.

İnsan Haklarının kapsamının ne denli genişlediğine ve hak ihlalleriyle mücadele tekniklerinin ne denli geliştiğine ilişkin örneklerden birisi, "Paranın gücünü kullanmak" başlığı altında Almanya'dan, FoodFirst International Action Network (FIAN)'dan geliyor.

FoodFirst Information and Action Network International (FIAN), yatırımcıları, altın madenleri işleten büyük firmalara yaptıkları yatırımın olumsuz etkileri konusunda uyarmak için, insan haklarını temel alan bir yaklaşıma başvuruyor.

FIAN'ın amacı, yeni madenlere yatırım yapılmasını engellemek ve mevcut madenlerin zararlı etkilerini azaltmak. FIAN'ın hedef aldığı madenler, yakınlarında yaşayan toplulukların hayatlarını ciddi şekilde etkileyen, insan hakları ihlallerine neden olan ve çevresel yıkıma yol açan madenler. FIAN ve ortakları, madenlerden olumsuz etkilenen topluluklar ve yerel kuruluşlarla yakın bir işbirliği içerisinde çalışarak, belirli madenlerin neden olduğu insan hakları sorunlarını araştırıyor.

FIAN, bunun ardından, yatırımcılarla birlikte çalışarak, bu soruna bir çözüm bulmaya çalışıyor; amaç, bölgede yaşayan toplulukları olumlu etkileyecek, gerçekleştirilebilir çözümler bulmak. Yatırımcılara bu şekilde yaklaşmak, olumsuz etkilenen topluluklara ve çevreyle ilgili sorunlara karşı duyarsız firmaların yeni madenler açmasını zorlaştırıyor; hiç değilse, madenlerin işletilmesine daha sıkı kurallar konulabiliyor.

Bu örneklerle konuya son verilim. Bu tür çabaların insanlığın izlediği güzargahda daha etkin olmasını dileyelim.


2 Ekim 2004
Cumartesi
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED