AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Sakin sakin tartışalım

Geçen hafta gazetelere küçük ama ilginç bir haber düştü: Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan lise İngilizce ders kitabının bir sayfasında (bir de haberin aslını bulmak için uğraşmak istemediğimden mealen aktarıyorum) şöyle bir cümle varmış: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması Atatürk olmadan da sağlanabilirdi."

Neyse, ilgili bakanlıktan beklenen açıklama gecikmeden geldi. Meğerse bu uygunsuz durum baskı hatasından kaynaklanıyormuş, nasıl olmuşsa olmuş "no" sözcüğü metinden düşmüş..

Bu açıklama benim için fazlasıyla tatmın ediciydi. Zaten aksini düşünmek, yani MEB'nin (hem de) İngilizce metinlerle Türk çocuklarını Atatürk'ten soğutmaya çalışabileceğini düşünmek, çılgınlığın kendisi olmasa da hemen bir önceki aşamasıydı...

Fazla büyümeden (çok şükür) tatlıya bağlanan bu hikayede benim ilgimi çeken asıl husus bambaşkaydı. Olaydan haberdar olduğumda şöyle düşündüm:

Ne gereği vardı; MEB'in okullara dağıttığı İngilizce kitabında içinde Atatürk adının geçtiği bir metin kullanmanın ne âlemi vardı? Atatürk'ün adı bu kitapta da geçmese Türk çocukları cumhuriyetin nimetlerini anlayamazlar mıydı?

Yani bir bakıma, MEB "işgüzarlığının" kurbanı olmuştu... Metinden "no" sözcüğü düşünce başına neler gelebileceğini hiç mi akıl etmedi? Hem ayrıca, bir İngilizce kitabında böyle "ağır" konuların kullanılması da gereksiz değil mi? Liseden mezun olan Türk çocukları tesadüfen karşılaştıkları Amerikalılara ilk iş olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin nasıl kurulduğuna ilişkin brifing mi vereceklerdi?

Aslında bu hikaye "okul"dan başlayarak ülkemizdeki hemen her kurumu-kuruluşu içine alan bir "düşünce sistemi"nin giderek bizi nasıl "komik" durumlara sürüklediğinin iyi bir delili olarak değerlendirilebilir. Bu "düşünce sistemi" hâlâ o derece ısrarlıdır ki, (şaka değil) bu yönde biraz daha gayret edersek sırf bu yüzden dünya milletlerinin büyük ilgisine (al sana "turizm"! ) mazhar olacak bir ülke olmamız uzak değildir...

Öyle ise ne yapmalı? Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Büyükanıt'ın geçenlerde Kara Harp Okulu'nun yeni öğretim yılına başlaması dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmadan bazı gazetecilerin "yorumbilim" yoluyla çıkardıkları sonuçları hatırlayarak, TSK'nın "Kemalizm" ya da "Atatürkçülük" sözcüklerinden vazgeçip onun yerine "Atatürkçü düşünce sistemi" ifadesini ikame etmesini nihayet ulaşılan "reformcu" bir dalga olarak değerlendirip umutlanalım mı, yoksa sözü edilen "sistem"in hangi adla anılırsa anılsın ülkedeki düşünce sistemi önünde ciddi bir engel oluşturduğu fikrinde ısrar mı edelim?

Sizi bilmem ama ben kendi payıma ikinci seçeneği (çünkü "doğru seçenek" bu!) işaretliyorum. Tamam, tabii ki ben de, düşünce sistemimizi büyük ölçüde esir almış bulunan bu "düşünce sistemi"nden bugünden yarına vazgeçmemiz gerektiğini söylemiyorum. Tabii ki bu mesele de "reform" kavramının işaret ettiği bir çizgi ve hızda halledilecektir. Ama bana göre, bu süreç mutlaka bir biçimde başlamalı ve akılcı bir biçimde geliştirilmelidir. Yoksa işimiz gerçekten zor; bugün İngilizce kitabı, bir de bakarsınız ki yarın da Kimya kitabında "kriz" çıkmış...

Yazının başlığında "Sakin sakin tartışalım" demem de işte bu yüzden. Bu konuyu da sakin sakin tartışmamız gerekiyor. Kızmadan, bağırmadan, kimseyi kırmadan, kimseyi suçlamadan, kimsenin hakkını yemeden, sakin sakin... Ben kendi payıma, bir iki gün bu meseleyi sakin sakin tartışmaya çalışacağım. Meselenin nerede tıkandığını, meseleyi tartışırken hangi "kriterler"den hareket etmemiz gerektiğini aklımın erdiği ölçüde analiz etmeye çalışacağım.

Bunu hak ediyoruz herhalde; baksanıza AB'ye neredeyse "5" kalmadı mı?

Yarınki konumuz, Org. Büyükanıt'ın sözünü ettiğim konuşmasının analizi olsun... Gerisi kendiliğinden gelecektir zaten...


2 Ekim 2004
Cumartesi
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED