|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
TBMM'de 22. Dönem'in 3. Yasama Yılı dün başladı. Yoğun bir yasama yılını geride bıraktık. İki partili meclis yapısı yasamada çok partili yapıya oranla büyük kolaylıklar getirdiği gibi yoğunluğu da beraberinde sürürklüyor/sürükledi. 22. Dönemin 1. yasama yılında 199, 2. yasama yılında 133 olmak üzere tam 332 tasarı ya da teklif kanunlaşmıştır. Olağanüstü toplantıda kanunlaşan TCK'yı da sayarsak TBMM 22. Dönem'de tamı tamına 333 kanun çıkarmıştır. Kanun sayısına bakılırsa büyük bir başarı gibi görülebilir. Ama bu kadar yasaya ihtiyaç duyulması açısından bakılırsa memleketin ne hazin bir durumda olduğu da anlaşılabilir. Maalesef ikisi silahlı, biri muhtıralı biri de postmodern olmak üzere demokrasiyi 4 kez kesintiye uğratan müdahaleler TBMM'de ihtiyaca uygun kaliteli yasaların çıkmasını da tökezletmiştir. Bir de AB adaylığı sürecinde ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler devreye girmiş yasama organının iş yükü iyiden iyiye artmıştır. İşte bu ortamda 3 Kasım seçimlerinin getirdiği iki partili meclis yapısı yasamanın işini kolaylaştırmış ve ihtiyaç duyulan yasalar çıkarılmıştır. Bu dönemin ilk iki yasama yılında toplam 333 yasanın çıkmış olması bu gerçeği yansıtmaktadır. Aslına bakarsanız bu kadar çok yasa çıkarmak öyle övünülecek bir şey değildir. Önemli olan çok yasa çıkarmak değil, kaliteli yasa çıkarmaktır. Demokrasilerin kökleştiği ülkelerde bir yılda çıkarılan yasa sayısı bizimkinin onda biri kadar ya vardır ya da yoktur. Dediğim gibi bizimkisi kesintiye uğramış ve olağanüstü dönemlerden geçmiş bir demokrasi olduğu için yasama organımız da zaman zaman böyle yasa fabrikası gibi çalışmak zorunda kalmıştır. 22. dönemde yaz tatili diye bir mefhum kalmamıştır. Ya meclis çalışmaları uzatılarak ya da olağanüstü toplantılar yapılarak meclis zorunlu bir çalışma süreci yaşamıştır. Müzakere tarihi alındığı takdirde önümüzdeki dönemin daha da yoğun geçeceği görülmektedir. Tabii bizim bir eksikliğimiz de kuvvetler ayrılığının henüz tahakkuk etmemiş olmasıdır. Yasama, yürütme ve yargının biri birinden ayrılamamış olmasıdır. Ülkemizdeki mevcut yapıda yasama organı yürütmenin isteğine göre çalışmaktadır. Çıkan yasaların neredeyse tamamına yakını hükümet tasarılarıdır. Dolayısıyla da milletvekillerinin yasama organındaki rolü hükümet tasarılarına nüfuzları oranındadır. Böyle gelmiş böyle gidiyor. Hükümeti seçen parlamento parlamentoyu seçen de halktır; dolayısıyla bu işleyiş biçimi de demokratiktir diyebiliriz ama ne kadar demokratiktir orası tartışma konusudur. Bu nedenle çok kanun yerine kaliteli kanun çıkarmanın en kestirme yolu yasama ile yürütmeyi bağımsız hale getirecek başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemi hem hükümeti daha etkin ve aktif kılacak hem de meclisi daha demokratik bir işleyişe kavuşturacaktır. TBMM'nin 22. dönem 3. yasama yılı milletimize hayırlı olsun.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |