|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
AB ile müzakarelerin başlanması için komisyondan vize alan Türkiye, şimdi müzakereler sürecinde ekonomik kriterleri yerine getirmeye hazırlanıyor. Ekonomi yönetimi, Türk ekonomisinin uygulanan ekonomik programla birlikte beş yıl içinde Maastricht kriterlerini yakalayacağını tahmin ediyor. Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin başlamasıyla birlikte gözler, AB'nin makro ekonomik istikrar kriterleri olan Maastricht kriterlerine çevrildi. Maastricht kriterlerine göre, her üye ülkenin yıllık ortalama enflasyon oranı, fiyat artışı en düşük üç üye devletin yıllık enflasyon oranı ortalamasını en fazla 1.5 puan geçebilecek. Üye ülkelerin, cari işlemler açığı ve bütçe açıkları GSMH'nin yüzde 3'ü seviyesinde olacak. Ayrıca, net borç stoku da GSMH'nin yüzde 60'ı oranlarında olması gerekiyor. Beş yılda kriterler yakalanır Ekonomi yönetimi, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde yerine getirmesi gereken ekonomik kriterlerin beş yıllık dönemde yakalanabileceğini tahmin ediyor. Son iki yılda ekonomide sağlanan istikrarla birlikte, borç stokunun GSMH'ye oranı yüzde 70'ler seviyesine geriledi. Kriterlerin yerine getirilmesi için bu oran yüzde 60'lar seviyesine düşecek. Cari işlemler açığı ise, halen yüzde 4-5'ler seviyesinde seyrediyor. Cari işlemler açığı da, GSMH'nin yüzde 3'ü oranına çekilecek. Faizler ise, üye ülkelerin fiyat artışını en düşük üç üye devletin yıllık enflasyon oranı ortalamasını en fazla 1.5 puan geçebilecek. Buna göre halen yüzde 15'ler seviyesinde seyreden faizlerin çok daha da aşağıya çekilmesi gerekiyor. Bütçe açığının da, GSM'ye oranının yüzde 3'ler seviyesinde olması gerekiyor. Şu anda bütçe açığının GSMH'ye oranı yüzde 11'ler seviyesinde bulunuyor. HABER MERKEZİ / ANKARA
AB bakan sayısında indirim istiyor
Avrupa Komisyonu, İlerleme Raporu'nda Türk ekonomisinin AB'ye uyumlu hale getirilmesi aşamasında en temel sorunlardan birini ekonomik politikaların beş farklı bakanlık tarafından yönetilmesi olarak gösterdi. TÜSİAD Brüksel temsilciliği tarafından rapora dayanarak yapılan tespitlere göre, büyüyen cari açık, devletin borçlanma gereksiniminin özel sektör yatırımlarını engellemesi ve büyümede kayıtdışının etkisi ekonomideki diğer önemli sorunlar olarak sıralandı. Raporda ayrıca, borçlanmanın faiz ve dövizdeki hareketlere duyarlılığının da altı çizildi. Özelleştirmenin sınırlı kalmasına eleştiri geti-rilirken, devletin bankacılık ve temel sanayi kollarındaki etkinliğine de dikkat çekildi. Rapor ayrıca, devletin enerjide kamu hizmetlerini fiyatlandırmasını eksiklik olarak gösteriyor. AB ilerleme Raporu: Özelleştirilme hızlandırılsın
Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nun sonuç kısmında, ekonomik kriterler bölümünde, kamu bankalarının ve şirketlerinin özelleştirilmesine hız verilmesi istendi. Raporda, finans sektöründeki dengesizlikler gibi hassasiyetlerin ortadan kaldırıldığı, Türk ekonomisinin olası şoklara karşı esnekliğinin kayda değer biçimde arttığı vurgulandı. Türkiye'nin istikrar politikalarını sürdürdüğü ve yapısal reformlara yönelik adımları atmaya devam ettiği sürece AB içindeki rekabetçi baskılar ve pazardaki güçlerle baş başa çıkabilecek güce sahip olacağı vurgulanıyor. Kamu harcamaları dahil olmak üzere kamu yönetiminin etkinliği ve şeffaflığının artırılması konusunda ilerleme kaydedildiğinin altı çizildi. Raporda, bütçedeki dengesizliklerin düşürülmesi ve yakalanan düşük enflasyon sürecinin sürdürülmesi gerektiği kaydedildi. Raporda, ihale yasasında hâlâ müktesebatla uyum-suzluklar bulunduğu görüşüne de yer veriliyor. Yasal çerçevede sağlanan ilerlemeye rağmen doğrudan yabancı yatırımların düşük kaldığı kaydedildi. Raporda, dolaylı vergi konusunda sınırlı bir ilerleme kaydedildiği ancak, doğrudan vergilendirme ve yönetsel işbirliği alanında ilerleme olmadığına işaret ediliyor.
|
|
|
|
|
|
|