Türkiye ve dünyada, 'suya imza atan adamlar', Marmara Vakfı'nın Kadir Has Üniversitesi'nde 11-13 Ekim 2004 tarihleri arasında düzenleyeceği "Akdeniz havzası, sürdürülebilir kalkınma politikalarında suyun önemi" konulu toplantıda biraraya geliyor.

Ülkemizde barajlar kralı olarak anılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve İstanbul'u susuzluktan kurtararak, "Suya imza atan adam" lakabıyla tanınan DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu'nun da katılacağı toplantılarda, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Akdeniz Küresel Su Ortaklığı İşbirliği Çevre Kültür ve Sürdürülebilir Kalkınma Akdeniz Bilgi Ofisi Başkanı Prof. Dr. Michael Scoullos, Thames Water Genel Müdürü Evren Köprülü ile Akdeniz ülkelerinin belediye başkanları ile parlamenterleri katılacaklar.

Marmara Grubu adına toplantıyı organize eden İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver, AB'nin tarih verme aşamasında olduğu bir dönemde, su ile AB kriterlerinin Türkiye'de gündeme gelmesinin önemli olduğunu belirterek, toplantıda özel Türkiye oturumunun yanı sıra yerel yönetimler ve parlamenterlerin Akdeniz havzası su problemlerine bakış açılarının ele alınacağını söyledi.

Geçen yıl İspanya'da yapılan toplantılar sırasında 2004 sonbahar toplantılarının İstanbul'da yapılmasını teklif ettiklerini belirten Suver, "Vakıf olarak su konusuyla bir insan hakkı olması sebebiyle ilgileniyoruz. Suyun işlenmesi ve temizlenmesinin AB ülkelerinde standartları var. AB'de Türkiye'ye tarih vermesi konusu tartışılırken biz de su ile ilgili kriterlerimizin AB'ye ne kadar uygun olduğunu tartışacağız" dedi.

Yaşanan iklim değişiklikleri ve kuraklık yüzünden suyun önümüzdeki yıllarda petrolden çok daha fazla değerli hale geleceğine dikkat çeken Suver, "Türkiye'ye su zengini bir ülke gibi bakılır. Ama kişi başına düşen su miktarı oldukça az" dedi.

Suver: Manavgat Anlaşması yanlış

Toplantıyı organize eden İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver, İsrail'e su satışını öngören Manavgat Anlaşması'nın yanlış olduğunu söyledi. Manavgat suyunun satışında Türkiye'nin metreküp taahüdü yaptığını belirten Suver "ABD su anlaşması yaparken metreküp üzerinde belli sabit rakam vermiyor. Bu sene elde edilen suyun yüzde 4'ünü veya ikisini verebilirim diyerek teahhüd altına girmiyor. Bu tür yapılan anlaşmalar ileriki yıllarda başımızı ağrıtabilir" dedi.

İSMAİL ZELVİ

« Geri Dön