AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
P O L İ T İ K A
Hedefi koyduk sonucu aldık

"AB süreci, Türkiye'nin demokratik ve ekonomik yapısını güçlendirecek dengeleri sağlamlaştıra-caktır. Üzerimize düşenleri yapmaya devam ettikçe Türkiye ile AB arasındaki yol da kısalacaktır."

"17 Aralık'tan sonraki süreç çok daha zor olacaktır. Biz kararın olumlu verileceğine inanıyoruz ve kolları sıvıyoruz. Müzakerelere katılan 1000 yeni personeli yetiştireceğiz."

Önceki gün Brüksel'de açıklanan ve Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinin en kritik aşamasını teşkil eden tarihi İlerleme Raporu'nun ardından Yeni Şafak'a konuşan Başbakan Tayip Erdoğan, "Geldiğimiz noktadan büyük heyecan duyuyorum" dedi. Ankara Temsilcimiz Mustafa Karaalioğlu'nun sorularını cevaplandıran Erdoğan, "17 Aralık'tan sonra işimiz daha da zor olacak ama başaracağız" dedi.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde konuşma yapmak için gittiği Strasbourg dönüşü sorularımız cevaplayan Erdoğan, "2005 yılı, 2004'ten daha iyi olacak" diye konuştu. İşte Erdoğan'ın açıklamaları:

Rapor, bize göre dengeli

Avrupa Birliği konusunda ortaya bir siyasi hedef koyduk ve sonucunu aldık. Ne içeriye ne de Avrupa'ya yalan söylemedik. Gerekenleri, gerçekçi bir takvimde yerine getirdik. Ama bu bir başlangıçtır, rapor bir son değildir. 2002'de ben Genel Başkan, Abdullah Bey Başbakan'dı. O zirve öncesinde ben 14 ülkeyi tek tek dolaşıp bütün başbakanlarla görüştüm. O zirvede bir karar verilmişti; Eğer 2004 Aralık'a kadar Türkiye Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirirse gecikmeksizin müzakerelere başlar. "Beklemeksizin" kelimesini o zaman ısrarla yazdırmıştık. O kelime bugün AB sürecinin en ciddi referansı olmuştur. İlerleme Raporu bize göre dengeli çıkmıştır. Bazı böyle soru işareti doğurabilecek ifadeler varsa da bana göre hepsinin cevabı vardır. Mesela, "ucu açık" deniliyor ama müzakeresi başlayan hiçbir konu ucu açık değildir, mutlaka bir sonu olacaktır. Bunun sonu için, şu tarih veya bu tarih demiyoruz. Geçmişte başka aday ülkelerde de yaşandı bu.

AB ile yolumuz kısalıyor

Avrupa Birliği'nde geldiğimiz nokta beni heyecanlandırıyor. Özellikle halkımızın heyecanını hissedince daha da heyecanlanıyorum, mutlu oluyorum. AB süreci Türkiye'nin demokratik ve ekonomik yapısını güçlendirecek dengeleri sağlamlaştıracaktır. Biz üzerimize düşenleri yapmaya devam ettikçe Türkiye ile AB arasındaki yol da kısalacak ve sürecin avantajlarını daha da fazla hissedeceğiz. Bu süreçten geri dönmeye niyetimiz yoktur.

Adil takvim beklerim

AB üyesi ülkelerin liderleri 17 Aralık'ta 25 lider toplanarak nihai kararı verecekler. Bu arada biz de rapor üzerinde onlarla görüşeceğiz. Bizim onlardan istediğimiz, adil ve hakkaniyet çerçevesi içinde bir müzakere süreci başlatılmasıdır. Bunu sağlayacak bir metin çıkartılmasıdır. Şunu kabul etmek lazım ki 17 Aralık'tan sonraki süreç çok daha zor olacaktır. Hiçbir ülke için de kolay olmamıştır. Biz kararın olumlu verileceğine inanıyoruz ve kolları sıvıyoruz. Bu süreçte müzakerelere katılan 1000 yeni personeli yetiştireceğiz. A'dan Z'ye bütün mevzuat ve süreçler elde geçirilecektir.

Birbirimize güveniyoruz

Avrupalı muhatap-larıma güvenmiyor olsam kendimle çelişkiye düşerim. O zaman insana, "Güvenmiyorsan niye bu yola çıktın?" derler. Güveniyorum ki bu yoldayım. Bunu tabi başarmak için eli-mizden gelen gayreti göstereceğiz. Devlet adamlığı da bunu gerektirir. İnanıyorum ki Avrupalı meslektaşlarım da bu güven duygusunu taşıyorlar.

Vekilleri dinlemek beni rahatlattı

Bakanlar Kurulu değişikliği konusundan önce Meclis'teki seçimleri gerçekleştirelim. Grup Başkanvekillikleri, MKYK toplantımız olacak orada değerlendirmelerimizi yapalım. Kızılcahamam toplantısının sonuçlarını değerlendirmemiz lazım. Bu çalışmaların bir kısmı eksik kaldı, milletvekilleriyle görüşmelere devam edeceğim. Çok faydalı görüşler dinliyorum. Gerçi birçoğu duymadığım şeyler değildi ama kendilerinden dinlemek beni rahatlattı. Şu anda kabine değişikliği üzerinde konuşmak yanlış olur.

Cari açık kontrolümüzde

Cari açık kontrol dışı gelişirse tehlikelidir. Ancak, şu anda kimse kaygılanmasın, cari açık problem yaratacak durumda değildir. Cari açık kontrol altındadır. Ekonomideki gelişmelerin devamı halinde inşallah böyle devam ederse 2005 sonu daha iyi olacaktır. Avrupa Birliği süreci ekonomi için son derece elverişli bir zemin oluşturacaktır. En önemli parametre içerideki girişimcimizin Temmuz ayı sonu itibariyle 20 milyar dolar yatırım yapmış olmasıdır. Bu çok önemli bir rakamdır.

Yabancı sermaye geliyor

Aynı şekilde doğrudan yabancı sermayenin Türkiye'ye girişinde 1.8 milyar dolar yolda, yıl sonu itibariyle 2.5 milyar dolara ulaşacak. IFI'ın son araştırmasına göre önümüzdeki yıl en az 2.8 milyar dolarlık yabancı sermaye bekleniyor. Bunun artısı olur, eksisi olmaz. Enflasyonda gayet güzel bir gelişme var, büyüme hızı da çok çok iyi bir durumda. Bileşik faizlerde ciddi bir düşüş var. Bu da bizim borçlanma maliyetimizi düşürüyor. Bugüne kadar faizle aldıığmız darbelerin şiddeti daha da azalacak.

Yatırımlar bereketlendi

Türkiye'ye yeni anlayışlar, alışkanlıklar getiriyoruz. Mesela, yatırımlarda şimdiye kadar olmayan bir avantajımız var. O da şudur. Biz, önceki yönetimlerin üçe beşe yaptığını bire yapıyoruz. Yatırımlardaki yolsuzluk payını kestik. Yatırımlar daha gerçekçi rakamlara indi. Tabu, yolsuzluk sıfırlanır mı? Sıfırlanmaz. Çünkü bu bir insan meselesidir, etik meselesidir. Biz bunu minimize ettik ve yatırımları genişlettik, bereketli hale getirdik.

YÖK, 2B, kamu reformu...

Bazı kanunların tamamlanmasını önümüzdeki döneme bırakmıştık. Kafamda şu konu öncelikli, bu değil gibi bir şey yok. Böyle bir şey söyleyemem. Oturup öncelikleri belirleyeceğiz ve buna göne adımlarımızı atacağız. Kamuoyunun dengelerini ve hassasiyetleri de dikkate alarak bir program belirleyeceğiz.

  • MUSTAFA KARAALİOĞLU

    Ayağının tozuyla Meclis'e geldi

    Başbakan Tayyip Erdoğan, Strasbourg'ta katıldığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantısı dönüşü ayağının tozuyla TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı konuşma yaparak, AB İlerleme Raporu hakkında milletvekillerine bilgi verdi. Erdoğan, Türkiye'yi temsilen Strasbourg'da bulunan tüm milletvekillerinin saygınlığına ilişkin ifadeleri diğer grupların temsilcilerinden dinlemekten memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Türkiye'nin artık ülkesi ve milletinin yanısıra Avrupa'daki dostları ile birlikte bir dönemeci aştığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

    "Tam üyeliğe kabul edilmeyecek bir ülke için müzakere kavramının ne anlamı var? Kaldı ki bunlar çoktan aşıldı. Ben bu vesileyle katkısı olan geçmiş siyasilere de ayrıca teşekkür ediyorum. Bunu hep birlikte yaşamak ve sonuçlandırmak görevimizdir. Temennimiz o ki bu atılacak adımlar daha sonra Parlamento'da görev yapacak her vatan evladı bu süreci yaşasın."



  • 8 Ekim 2004
    Cuma
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED