Türkiye ile müzakerelerin yürütülmesi için üçlü bir mekanizma öneren AB Komisyonu, İlerleme Raporu'nun bir parçası olan strateji belgesinde, "Üyelik müzakereleri, kararların oybirliğine dayalı olarak alındığı Hükümetlerarası Konferans çerçevesinde gerçekleştirilecek" ifadesine yer verdi. Bu ifade, diplomatik çevrelerde, müzakere tarihi verilmesi veya müzakere sürecinde 31 bölümden oluşan müzakere başlıkları arasında ilerleme sağlanmasının "tam katılım" şartına bağlanması olarak yorumlandı.

Bu durumda, bir üye ülke, oylamaya katılmazsa Türkiye'nin müzakere tarihi alması veya müzakere sürecinde konu başlıkları arasında ilerleme sağlaması mümkün olamayacak. Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Dairesi ise bu ifadeyi "Rum Kesimi'ni tanıma ve muhatap kabul etmek zorunda kalacağı" şeklinde değerlendirildi. Türkiye'de serbest piyasa ekonomisi uygulamasına karşın, ekonomik ve mali müzakerelere geçilebilmesi için "serbest piyasa ekonomisine geçilmesinin" şart olarak ileri sürülmesi ve tarım sektörü için de sadece "destek olunmalı" ifadesine yer verilmesi eleştirilere neden oldu.

Ankara'nın diğer endişeleri

- AB, müzakerelere başlanması için Adli Kolluk Sistemi'nin kurulması, Dernekler Kanunu'nun değiştirilmesi, Yeni TCK, CMUK ve İstinaf Mahkemeleri'nin kurulmasına dair kanunların bir an önce uygulamaya geçirilmesini istiyor. Adli olaylarda polislerin savcılara bağlanmasını öngören Kolluk Sistemi'ne Emniyet Teşkilatı karşı çıkıyor.

- Ankara, İlerleme Raporu'nda Kürtlerden 'azınlık' olarak söz edilmesine karşı çıktı. Raporda Kürt azınlık olarak yer alan bölümler, 'Kürtler' olarak değiştirildi.

- Raporda yeniden yargılama konusunda yapılan kanuni değişikliğe karşın, bunun 4 Şubat 2003 öncesini kapsamadığı ve bu çerçevede Öcalan'ı da içine almadığı vurgulandı.

- Raporda 15-20 milyon olarak belirtilen Alevilerin, "dini topluluk" olarak tanınması istendi. Türk-Ermeni sınırının kapalı olduğu hatırlatıldı ve "sınırın tekrar açılmasının yararlarının kamuoyu tarafından" görüldüğü belirtildi.

DUYGU GÜVENÇ / ANKARA

« Geri Dön