|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
![]() | ||
| Y A Z A R L A R | 7 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Kürtaj konusundaki üzücü gelişmelere dikkat çektiğim yazıma aldığım tepkiler toplumun bu konudaki hassasiyetini ortaya koymakla beraber herkesin gözleri önünde sürüp giden "vahşetin" engellenmesini sağlamadan ne kadar uzak olduğunuzu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Hoş bir tesadüfle Sağlık Bakanlığının en üst seviyesindeki yöneticilerle bir toplantıda karşılaşınca hemen kürtaj konusunu sorma ihtiyacını duydum. Kendilerine yönelttiğim kürtajla ilgili Sağlık Bakanlığının hafızasında ne gibi verilerin bulunduğu, kontrollerin nasıl yapıldığı ve bu konuda otoritelerin etkili olup olmadıkları yönündeki sorularıma aldığım cevaplar maalesef beni tatmin etmekten çok uzaktı. İlgili yasa ana rahmine düşen ceninin en fazla on aylık olana kadar kürtajla alınabileceğini, buna eşlerin izin vermeleri gerektiğini söylüyor olsa da bunun sağlıklı bir denetiminin olmadığı anlaşılıyor. Bir bakıma denetim kişilerin vicdanına bırakılmış durumda. Sağlıklı bir denetim olmayınca ne tür sonuçlarla karşılaştığımızı hep birlikte görüyoruz. Diğer bir husus bu konuyla ilgili elde sağlıklı bir bilginin olmaması. Türkiye'de her yıl kaç kişi kürtaj yaptırıyor, kürtaj sırasında kaç kişi hayatını kaybediyor, kaç kişi yatağa düşüyor, kaç kişi bu olaydan etkilenip psikolojik travma yaşıyor... gibi temel sorulara cevap olacak hiçbir veri yok. Oysaki bunların izlenmesi ve sağlıklı değerlendirmelerini yapılması gerekiyor. Konuyla ilgili verileri toplayacak, tasnif edecek ve analiz edecek kuruluşun öncelikle Sağlık Bakanlığı olması gerekir. Beni sevindiren husus konuyla ilgili sivil teşebbüslerin olmasıdır. Hayat Sağlık ve Sosyal Hizmetler Vakfı bünyesinde kürtajla ilgili bir çalışma sürdürülmekte ve bu çerçevede önemli hizmetler gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmada aktif görev alan Sayın Dr. Sare Davutoğlu'nun gönderdiği konuyla ilgili mesajını ilginize sunuyorum: "... Hayat Sağlık ve Sosyal Hizmetler Vakfı bünyesinde kürtajla ilgili sürdürdüğümüz bir çalışmadan söz etmek istedim. (...) 1997 yılında birkaç aylık yoğun bir bilgilenme-hazırlık döneminin ardından Yaşama hakkı-kürtaj başlıklı bir proje hazırladık. Projenin ilk hedeflerinden birisi olarak4 aylık bir kampanya ile toplumu kürtajla ilgili bilgilendirmek üzere İstanbul ve diğer bazı illerimizde onlarca slaytlı seminer, birkaç televizyon programı, toplumumuzda kürtajın yaygınlık sebeplerini araştırmak üzere bir anket, bir panel ve CRR'de uluslararası katılımlı (Aile Planlaması başlıklı) bir sempozyum düzenledik.Halen ayda en az birkaç kez artık Barkovizyon şeklindeki seminerimizi isteyen kuruluşların organizasyonlarında aktarıyoruz.Geçtiğimiz yıl Diyanet İ.B ile birlikte gerçekleştirdiğimiz İstanbul Diyanet Teşkilatında görevli 910 (2/3 hanım, 1/3 erkek) din görevlisine 1gün (7st) üreme sağlığı eğitimi projesi kapsamında Kürtaj semineri aktarıldı. Yapmayı planladığımız, hayal ettiğimiz pek çok şey var elbette. Mesela kürtaj için başvuran annelere verilecek danışma hizmeti, kürtajdan vazgeçen annelere bebeğin doğum ve bakımı ile ilgili destek olmak gibi...Bunları birkaç kadın doğumcu arkadaşımla bireysel planda sürdürüyor olsak da hala yapılacak çok işimiz var..." Bu tür çalışmaların ve duyarlılıkların artması ve desteklenmesi gerekiyor.
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |