T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 7 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fehmi KORU

Halkla birlikte çözüm

İstanbul/Göztepe'de inşa edilecek câmi tartışması sürerken, bir gazete, Tuzla'da ve Etiler'de de benzeri bir durum olduğunu duyurdu. Bu iki yerde de câmi inşaatı için arsa tahsisi yapılmış. Haberi veren gazete, "Bunları da durduralım" dercesine yaklaşmış olaya. Tam da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, "Göztepe'deki durumu yeniden gözden geçirebiliriz" yumuşaması gösterdiği bir sırada...

Câmi, bir ibadet yeri olarak, temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren bir konu. Ancak, inşa edileceği yer açısından, konunun, toplumsal ve çevreye dönük özellikleri de var. Cemaatin olmadığı bir yerde câmi inşa etmenin, ya da onca başka müsait arsa dururken yeşil alanı tercih etmenin bir anlamı yok. Ayrıca, inşa edilecek câminin çevreye uyumlu ve estetik kaygılara cevap vermesi de gerekir. Doğru olan davranış tarzı, câmi konusundaki kararı tepeden dayatmaya bırakmadan çevre halkıyla birlikte oluşturmaktır.

Sanırım, İstanbul Belediyesi de bugün bu noktada.

"Câmi yapımını Etiler ve Tuzla'da da durduralım" tarzı bir yaklaşım, konuyu kabul edilebilir ve üzerinde uzlaşılabilir sınırların dışına çıkarma potansiyelini içinde barındırıyor. Göztepe'de câmi inşaatına yeşili azaltacak bir girişim olduğu için karşı çıkılıyordu, iddia buydu; oysa Etiler ve Tuzla'daki yerler için böyle bir durum söz konusu değil. Üçü birbirine bağlandığında, konu, 'yeşili koruma' endişesi olmaktan uzaklaşıyor, 'cami karşıtlığı' haline dönüşüyor. Tehlikeli bir gelişme bu.

Türkiye'de çeşitli dinlere mensup insanlar yaşıyor. Son yıllarda, özellikle güney sahillerimiz, Avrupalı emekliler için câzibe merkezi haline dönüştü. Bir yerde aynı ulustan yoğunlaşma gerçekleşince ihtiyaçlar da kendini belli eder. Hollandalı ve Alman konuklar, bir çok başka taleple birlikte, kilise ihtiyaçlarını da dile getirdiler. Başlangıçta yaşanan kısa tereddüt sonrası, birçok sahil kasabasında, Hıristiyanların ibadet ihtiyacına cevap verecek düzen sağlandı, sağlanıyor.

Unutmayalım: Bu ülkede Müslümanlar da yaşıyor, onların da ibadet ihtiyaçları var... O ihtiyacın daha önce duyulmadığı semtlerin bugünkü sâkinleri câmi talebiyle yerel yönetimlere yaklaşıyorlar. Pek çok yerde cuma namazlarının sokaklarda, kaldırımlar üzerinde kılındığı görülüyor zaten. "Göztepe'ye câmi" talebinde bulunanlar o ihtiyaca cevap verilmesini isteyen insanlar işte...

Şimdi ne olacak? Hıristiyan konukların kilise ihtiyacı karşılanan bir ülkede Müslümanların câmi taleplerine kulak mı tıkanacak? Göztepe'de, Tuzla'da, Etiler'de, aynı ihtiyacın duyulduğu başka yerlerde yaşayan insanlara olumsuz cevaplar mı verilecek? Oradan oraya taşınan kıtalar, "Câmi istemezük" diye bağırdıkları için, yerel yönetimler gerdan kırıp "Başüstüne" mi diyecek? Böyle bir şey olabilir mi?

Medyada bu tür aykırı seslere kulak verenler ibadet ve câmi konusunda en son konuşması gerekenler... İhtiyacı kendileri duymadıkları gibi, çevrelerinde de konuya en azından ılımlı yaklaşacak kimse yok. Belediyelere tepeden inme karar verildiği için karşı çıkıyorlar, ama kendileri hiç bir yetkiye sahip olmadıkları halde son sözü söylemeyi doğal bulabiliyorlar. Dahası, açtıkları kampanya, insanları birbirine düşman edebilecek hassas bir konuda ve ülkeye büyük bir kötülük yapmak üzereler...

Burada da görev yine yerel yönetime düşüyor. Câmi temel haklarla irtibatlı bir ihtiyaç olsa da, bu ihtiyacın duyulduğu yerlerde, halkın sürecin içine alınmasında yarar var. Câminin inşa edileceği yer, uygulanacak mimarî proje halkın tasvibiyle tespit edilmeli. Bunu gerçekleştirmenin binlerce yolu var; başka ülkelerde denenerek başarılı olmuş o yollardan biri benimsenebilir.

Çoğu kişinin zihni, işin, "Câmi yapılsın, yapılmasın" tarafında, beni ise, konunun "Oh nihayet, çevreye uyumlu, iç açıcı zerafette, işlevsel bir câmi" dedirtecek mi, dedirtmeyecek mi tarafı ilgilendiriyor...

Göztepe, Etiler ve Tuzla'daki câmiler bu yolda bir yeni başlangıç olmalı.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi