|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
![]() | ||
| Y A Z A R L A R | 7 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA | ||
|
|
-Daum'un PSV karşıda sahaya sürdüğü kadro doğru muydu? Fenerbahçe teknik direktörü, böylesine zorluk derecesi yüksek maçlarda sürpriz kadrolar kurmaya çok seviyor. Ancak Eindhoven maçında klasik denilecek bir Fenerbahçe 11'i sahaya sürdü. Gerçi kadrosunda sürpriz isimler yoktu ama küçük bir yerleşim değişikliği yaparak golcü Nobre'yi sağ kanada çekti. -Nobre'nin sağ kanatta oynaması iyi bir seçim mi? Nobre adam eksiltemeyen , orta yapamayan, sadece ceza alanı içinde etkili olacak bir santrafor. Kazanmak isteyen Daum'un Nobre'yle başlaması kabul edilebilir ama Nobre'yi gol noktalarından uzakta tutmak akıllı bir seçim değil. Nitekim Anelka kalabalık savunma arasında özellikle Alex'in savunmasında kayboldu. Oysa Nobre önde savaşabilir, Anelka arkadan gelerek daha verimli olabilirdi. -Fenerbahçe'nin Avrupa'da yoluna devam etmesi için kazanması gereken maçtı. Peki bu oyun anlayışıyla sarı-lacivertliler kazanabilir miydi? Maçın geneline bakıyoruz, üstün olan, topla daha çok oynayan takım Fenerbahçe. Ancak gol pozisyonu birkaç cılız girişim dışında yok. Neden? Çünkü Fenerbahçe birinci ve ikinci bölgede PSV'nin de izin vermesiyle çok sayıda pas yapıyor ama rakip için tehlikeli bölgede hiçbir etkinliği yok. Aslında böyle bir beklenti içine girmekte hata. Bu kadar yavaş oynayan, kanatları çalıştıramayan bir takımın rakip savunmanın yerleşimini bozması mümkün değil. Ayrıca PSV'ninde hakkını vermemiz lazım. Ev sahibi takım kanatları Farfan ve Robert'le iyi kapattı. Savunmanın göbeğinde Alex ve Ooijer çok uyumlu oynadı. -Fenerbahçe'nin Avrupa defterini kapatmasında sizce suçlu kim? Ben bu konuda ilk suçlu olarak Daum'u görüyorum. Çünkü Alman hoca 3 senedir başında olduğu bir takıma Avrupa'da nasıl mücadele edilip, maç kazanılır öğretemedi. Kadrodaki eksikleri belirleyip, transfer yapamadı. Fenerbahçe hep bireysel becerili oyuncularının gözünün içine baktı. Aslında iki beki olmayan, Alex ve Anelka gibi duran iki futbolcuya sahip bir takımdan Avrupa'da başarı beklemenin, okyanusun ortasında oltayla istavrit avına çıkmaktan bir farkı yok. Sonuçta yine kaçan balık büyük oldu. -Son olarak maçın hakemini nasıl buldunuz? Bu maçta hakemi gündeme getirmenin anlamı yok. Ancak maç 1-0 devam ederken 68. dakikada ceza alanı içinde bir elle oynamayı görmediğini belirtelim.
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Kültür |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |